EĞİTİMDE ULUSAL KÜLTÜR
Atatürk :“Ulusal eğitimin amacı; Cumhuriyetçi ve devrimci gençlik yetiştirmektir. Öğretim programları ona göre düzenlenmelidir” der.“Tam bağımsız, antiemperyalist, uluslararası ilişkilerde eşitlikten yana, bilim ve çağcıllığı” temel alan kamusal eğitimli bir görüş savunur. “Hurafe ve safsataları” halkı gerileten olumsuz öğeler olarak görür.
Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber, İlerici ve toplumcu ulusal dinamikler kültürü doğmuştur. Kamu İktisadi Teşekkülleri ekonomiyi kurtarmıştır. Güzel sanatlara, Köy Enstitülerine, yer altı ve yer üstü kaynaklarına, ulaşım ve sağlık hizmetlerindeki atılımlar yapılmıştır. Bu başarıların tümünde eğitim programlarının rolü vardır.
Cumhuriyet ve devrim karşıtlarının önemle uğraştıkları nice olumsuz çabaların başını eğitim ve öğretimin; içerik, yöntem ve terbiyesini değiştirmek çeker. Çünkü toplumsal geleceğin payandası, eğitim ve öğretimdeki niteliksel amaçlardır. Siyasal iktidarlarca biçimlenecek idealler, halkı düşünsel açıdan etkilemekle orantılıdır. Bunun yolu da; eğitim alanlarını kapsayan plan ve programların kendilerince saptanma ve uygulanmasıdır. Politik destek verecek potansiyel gençlik kitlesi oluşturmak böyle olanaklıdır. Bu yapılmaktadır. Yapılanlar başkaca nelerdir? Sayalım:
Bu ülkede “Öğrenci andı” etrafında söylemler yaratılmıştır.“Gençliğe hitabe” eleştirilerek, Atatürk köşeleri tartışmalara açılmıştır. Ulusal Bayram kutlamaları budanmıştır. Sonunda 3 Mart 1924 tarihli “Öğretim birliği” yasası doğrudan hedeflenmiştir. "Öğretim Birliği" yasasının gerekçesi ise şudur: "Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim, iki türlü insan yetiştirir. Duygu, düşünce birliği ve dayanışma amaçları tümüyle yok olur" Aksi öne sürülebilir mi?
“Öğretim birliği” kavramı üzerinde oynamalar, kamu zararları getirecektir. Cumhuriyetle beraber isabetle konulmuş ve başarıyla uygulanmış eğitim hedefleri, ulus-devlet bilincinin, sağlam toplumsal güvenceleridir. Ama artık bilimsel ve çağcıl gelişmelerin yerini çağdışı materyaller almaktadır.
Ayrıca Anayasal resmi dille oynanmaktadır. Türkçeyi eğitim dili olmaktan beri koymak, etnik grupların dillerini, lehçelerini öne çıkarmak sömürgeliğe yanaşmaktır. Parçalanmaktır. Aslında yabancı dil öğrenilebilir ne var ki ön plana çıkarılamaz. Atatürk: "Yabancı dil boyunduruğundan kurtulalım" dememiş midir? Ama İngilizce neredeyse Türkiye’de genel dil olacaktır.
Eğitimin niteliği Türkiye’de baltalanmıştır. Ulusal kültürün bu yönde olumsuz şekilde etkileneceği ise kuşkusuzdur. Atatürk: "Cumhuriyetin temeli kültürdür" der. Ulusal kültürün temeli ise eğitimdir.