CHP'nin beklentileri
Bir siyasi partinin yerelliklerdeki iktidarı seçmeni derinden etkiler. Çünkü, seçmen sorunu birebiraktarma ve çözüldüğünü görme şansına sahiptir. Bu yüzden, yerel seçimlerin önemi bir başkadır.
Bunu en iyi bilen siyasi öznelerden biri sosyal demokratlardır. Çünkü, kısa süreli ya da ortaklı iktidar olmaları yerel seçimlerde başarı yakaladıkları dönemlerin sonrasına denk düşmüştür. Sosyal demokratların yoğun örgütlü olduğu siyasal özne CHP, şimdi yine öylesi bir dönemin beklentisi içinde
Ancak, bu dönemdeki beklentinin çıtası yüksek...
CHP'nin bu seçimdeki hedefi, öncelikli olarak AKP'nin ülke genelindeki yüzde 50'lik oyunu yüzde 40'ların altına çekmek. Bununla birlikte, AKP'den vazgeçebilen seçmenin oyunu almak.
Bu, hiç de kolay değil. Ama, CHP'deki rüzgara bakılırsa, bunu başarmamak için neden yok.
Buna işaret eden, CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Sayın başkan böyle bir hedefe işaret ederken, kentin demografik dokusunun değişip değişmediği konusunda ne kadar bilgi sahibi bilemiyorum. Ama, halen ''Kocaeli emek kenti, emekten yana olanlar bize oy vermeli'' diyerek düşünmeye başlıyorsa, ciddi bir hata yapıyor demektir.
Evet, Kocaeli halen bir emek kenti ama işçi sınıfı gerici ideolojik ysapıyla donatılmış durumda. Yani, emekçiler eşitlik, adalet, özgürlük yerine para, biat, elhamdülillah demeye başlamış. İşte, sayın Başkan'ın galiba bundan haberi yok. Partisinde siyaset yapan kadroların da, bu gerçeği göstermeye cesareteleri yok. Çünkü, yerel seçimlerde halen 13-0 sendromu giderilebilmiş değil.
Ben, tablonun bu seçim için olağanüstü bir değişim göstereceğine inanmıyorum. AKP'nin kale olarak gördüğü Kocaeli'nin surlarında gedikler açılabilir, ama hepsi o kadar.
Dolayısıyla, bu seçimler, CHP'nin beklentilerini karşılamayacaktır. Aksine, önemli oranda bir hüsran da yaratabilir.
Kılıçdaroğlu, “Uzun süredir Kocaeli’yi yönetiyorlar. Gırtlaklarına kadar yolsuzluklara battılar. Çocuğunuz işsizse bilin ki nedeni budur. Kocaeli’ye sesleniyorum yeniden ayağa kalkın'' demiş.
Demiş de, ayağa kalkmasını beklediği yoksulların, emekçilerin ayaklarında giydikleri ayakkabıların AKP tarafından dağıtıldığını galiba anlamamış ya da unutmuş.
Utanma, arlanma ve onurlu yaşama duygusunun, 12 Eylül'ün panzerleri altında un ufak edildiğini de unutmuş olamaz.
Yolsuzlukların kutsandığı, yoksullukların ise ayıplandığı bir toplum yaratılırken kendilerinin sessiz kalışının anımsanmasını da, elbette istemiyordur sayın Başkan.
AKP, tüm yolsuzluklara, hırsızlıklara, faşizan uygulamalara rağmen halkın önüne çıkıp yeniden mağduru oynamaktan çekinmiyor. Çünkü, muhalefet edenlerin inandırıcılığı olmadığını iyi biliyor.
Son olarak, Kocaeli'ni yeniden ayağa kaldırıp emekçilerin iktidarından yana oy kullandıracak siyasi figür artık ne yazık ki sosyal demokrat yapılanmalar değil. Hele ki CHP hiç değil.
Bize gelin demek yetmiyor, 30 yılıaşkın süredir sorunlarını anlatacak yakınlık hissetmeyen emekçi ve yoksul halkın ayağına gitmek gerekiyor.
İşte, CHP'nin de buna niyeti yok...
Durumu bu netlikte gören yurttaşlar da o yüzden yerelde ve genelde iktidar olabilecek oyu vermiyor CHP'ye. O yüzden ''cellatına aşık'' olmakta sakınca görmüyor.
Bunu anlamadan beklentiyi yükseltmek kimseye yeni kapılar açmaz, açmayacak...