CHP KUŞATMADAN NASIL ÇIKACAK?
CHP’nin Kocaeli eski Milletvekili ve benimde önemsediğim isimlerden olan Bekir Yurdagül geçtiğimiz günlerde sosyal medya sayfasından şöyle bir paylaşımda bulundu:
‘’Ey Özgür Özel gerçekle yüzleşmek nasıl bir şey, birkaç günde öğrendin sanırım bazı şeyleri!’’
Katılmamak elde değil.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllarca A takımımda yer alacaksın fakat tüm yanlışlıkları ancak iş işten geçtikten sonra dile getireceksin.
Özgür Özel’in kimi noktalardaki açıklamaları bana hiçte içten gelmedi!
Aslında Özgür Özel CHP genel başkanlığı yapacak donanım ve birikime sahip bir siyasetçidir.
Siyasette adı kirli işlere bulaşmamış, partisine sadık bir ismidir.
Eğer bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu sağlama almak için hazırlanmış bir oyun değil ise Özgür Özel’in genel başkan olması makuldür.
Ne var ki CHP’yi sağdan sola çekecek, partinin tabanını söz-yetki-kararda etkin kılacak kişi ya da kişiler değildir, ilkelerdir.
Yoksa söz konusu bir kişinin gidip ötekinin gelmesi yani ‘tek adam’ ise mevzu Kılıçdaroğlu kalsın ve hiç gitmesin!
CHP’de değişim için ön koşul partiyi 13 yılda bu hale getirip özeleştiri yapmayıp, hiçbir şey olamamış gibi davrananların ‘amasız, fakatsız’ görevlerini bırakmasıdır.
Büyük kurultaya giderken seçim mağlubiyetleri başta olmak üzere hala CHP’yi ‘sağcılaştırma’ operasyonundan vazgeçmeyenleri ‘cilalayıp’ yeni gibi sunmak çok daha ağır bedeller ödenmesine yol açacak.
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi en kısa zaman içinde aday olmayacaklarını açıklamak zorundadır.
‘’Örgüt isterse aday olurum’’ demek kurşun asker misali kurultay delegeleriyle CHP’nin son nefesini verdirmeye hazırım demektir.
CHP, sağ ve muhafazakâr danışmanların ve ekibinin Kılıçdaroğlu’nun kulağına fısıldadığı sağcı politik fantezilerle daha ne kadar devam edecek?
Daha ne kadar soldan, sosyal demokrasiden uzaklaşıp laik, demokratik Cumhuriyetin yıkım projesine tedarikçi olmayı sürdürecek?
CHP’nin bu badire ve kuşatmayı yarıp çıkması ancak ve ancak yüzünü sola dönmüş, partinin kurucu felsefesini idrak etmiş devrimci-değişimci ilkelerle ortaya çıkmış kadrolarla mümkündür.
Yoksa umudu hala kişiye bağlamakla ancak ‘’Kral öldü yaşasın yeni kral’’ naraları atılmaktan öteye gidilmez!
Birde sadece müzmin muhalefet rolü devam eder!
CHP büyük kurultayına giderken şahsen, ‘değişim’ noktasında beklentim çok düşük!
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun rolünün devamı adına her şey önceden planlanmış, roller dağıtılmış ve görevlerini yerine getirmek için kurultayda ‘tıpış, tıpış’ oy verecekler hazır!
CHP’nin bir kez daha kirli düzenin aparatı olmasını görüpte göz yuman, görmezden gelen ilçe, il başkanları, belediye başkanları, milletvekilleri de suçun parçası durumundadır.
Buda böyle biline!