Cerablus cehennemi hala çok sıcak!
Hafta sonunda benzer başlıklı yazımda, Cerablus’a yönelik "Fırat Kalkanı" adı verilen askeri operasyonu anlatırken, kamuoyuna haber ajansları aracılığıyla dakika dakika aktarılan gelişmeleri anımsatmaya çalıştım.
Bu gelişmeleri yerli ve yabancı ajansların bültenlerine yansıyış haliyle irdelemeye bugün de devam edeceğim.
Çünkü, Cerablus cehennemi hala çok sıcak…
Ajansların 13.47’deki güncellemesinde PYD’nin Rusya temsilcisi Abdüsselam Ali’nin açıklamalarına yer veriliyordu. İfadeler şöyle: "Kürtler Fırat'ın batısından çekilmeyecek. Bu topraklar, militanlarla girişilen kanlı savaş sonucunda kurtardığımız Kürt bölgeleri. Buraları Türkiye'nin talebiyle neden terk edelim ? Türkiye, Suriye'nin kuzeyine yasadışı müdahalede bulunup kendi koşullarını dikte ediyor. Bu yüzden Kürt güçleri Türk ordusuyla çatışabilir.’’
Bu tehlikeli gelişmeye daha nasıl işaret edilebilirdi ki ?
Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın, "Tankların sınırı geçmesi egemenliğimizin ihlali" açıklaması 13.52’de dünyaya duyuruldu. Açıklamada, "Suriye'deki terörist organizasyonlarla savaş, Suriye hükümeti ile koordinasyon dahilinde olmalıdır. IŞİD'i kovup yerine diğer terörist örgütlerin yerleştirilmesi kabul edilemez. Türk tanklarının topraklarımıza girişini kınıyoruz" deniliyordu.
Türkiye'nin destek verdiği Sultan Murad Tugayı üyelerinin Carablus'a ilerlerken görüntülenmesi ve ÖSO'nun Keklice köyünün ardından Kıvırcık köyüne de girdiği DHA’nın 14.45’teki haberinin içeriğini oluşturdu.
Gelişmeler böyleyken CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin açıklaması da 14.51’de ajanslardan geçildi. Böke, hükümeti Türkiye sınırları içinde IŞİD ile mücadele etmeye çağırırken, IŞİD konusundaki uyarılarının dikkate alınmasını isteyerek, hükümeti samimiyet testine davet ediyordu.
Reutes 15.15’te geçtiği haberde, YPG sözcüsü Redur Xelil’in, Türkiye’nin askeri müdahalesini "Suriye'nin içişlerine yönelik açıkça saldırgan bir tutum" olarak nitelediğini dünyaya duyurdu.
ANHA'nın ise 16.15’teki haberinde, Türkiye'nin koruması altında Cerablus'a ilerleyen çeteler arasında çatışma çıktığı iddiasını, "Cerablus’taki güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Türk devleti tarafından Cerablus’a geçirilen çete grupları arasında çatışma çıktı" cümleleriyle dile getirdi.
Siyasilerin harekat ile ilgili değerlendirmeleri devam ederken, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı İdris Baluken’in konuya ilişkin görüşleri, ajansların 17.20 bültenine girdi. Cerablus operasyonu hakkında konuşan Baluken, şunları söylemişti: " Suriye politikasında belki de geri dönülemez en büyük yanlış.
Başka bir ülkenin egemenlik alanına girme gibi çok ciddi bir durumla ilgili konuşuyoruz ama TBMM'yi bilgilendirme noktasında en küçük bir gündem bile bu saate kadar dillendirilmemiştir. Bu karar, Erdoğan ve AKP'nin yanlış üstüne yanlış yaptığı Suriye politikasında belki de geri dönülemez en büyük yanlışıyla maalesef bölge halklarının önüne getirilmiştir. İki gün önce Çankaya Köşkü'nde yapılan üçlü zirvede, belli ki bu savaş kararı tartışılmış ve ortaklaşılmış. Ortaya çıkan tablo, maalesef üç liderin çılgın bir şekilde sarayın talimatı doğrultusunda ülkeyi geri dönülemez bir savaş sürecine sürüklemesidir. Bu savaş kararı, uluslararası hukuk nezdinde Türkiye'yi oldukça zora sokacak bir karardır. Bu karar Suriye'deki savaş ortamını daha şiddetli bir şekilde Türkiye'nin içerisine taşıyacaktır. Gelinen aşamada yanlış olarak tespit ettikleri birkaç yıllık Suriye politikasından ders alıp bir doğru politika belirleme durumu yoktur. Yanlışın üstüne yanlış ekleyerek yanlışı büyütme durumuyla karşı karşıyayız."
Açıklamada, "Türkiye'nin operasyonunun uzun sürmesinin gidişatı tırmandırma ihtimali var. Sivillerin zarar görmesinden endişeliyiz." şeklinde ifadeler yer aldı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile yaptığı görüşmenin ardından 17.10’da yaptığı açıklamasındaki "Hem sınır güvenliğimizi korumak hem bölgedeki roket atışlarıyla vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak bakımından dün gece itibariyle hem topçu atışıyla hem havadan bir operasyon başlattık, buraya gelen unsurları bölgeden püskürttük" ifadeleri aslında durumu özetliyordu.
Ama, yeterli değildi…
Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın, "Türkiye-Suriye sınırındaki gelişmelerden endişe duyuyoruz" biçimindeki açıklaması 18.11 sıralarında ajans bültenlerine girdi.
Ve, 19.19 sıralarında da, tüm resmi kurumları ele geçirdiği ifade edilen ÖSO askerlerinin Cerablus merkezine ulaştığı bildiriliyordu.
AA'nın 20.00 sıralarındaki başka bir haberinde ise, Cerablus ilçe merkezinin ÖSO'nun kontrolüne geçtiği belirtilirken,
DHA'dan 20.10 sıralarında gelen başka bir haber, Cerablus'a girdiklerinde boş sokaklarla karşılaşan ÖSO askerlerinin, IŞİD militanlarının ilçeyi terk ederken patlayıcı tuzaklamış olabileceği ihtimaline karşı evleri ve stratejik yerleri tek tek kontrol etmeye başladığını içeriyordu.
Ve, baş döndürücü gelişmeleri içeren haberlere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın, 21.15’te sona eren ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamadaki, "An itibariyle Cerablus’u ÖSO mensupları ve Cerablus’lu olanlar geri almış durumdalar" açıklaması noktayı koyuyordu.
Ama, Cerablus cehennemi hala çok sıcak…