Bugün “susturduğun” basını yarın konuşmaya aramayasın!
Şahsım adına..
Tavlayı her kim icat ettiyse –kim olduğunu biliyorum aslında- yattığı yerde incinmesin. Sizi bilmem, bende sinir stres adına ne varsa alıp götüren bir oyun olur kendisi.
Dün akşam saatlerinde inlerimi cinlerimi içtima ettiren vakada haberin önüne geçtiğini sanan..
Bir zamanlar bizim basın camiasında da bir şekilde yer alan veya belki de hala yer alan..
Günümüz ulusal ve yerel basının bugünkü dip halinde katkısı olan..
Kenan Evren kafalı ahlak fakiri yobaz..
Esnaflığın da, “gazeteciliğin” gibiyse vay senden alışveriş yapanın haline.
Hayır..
Arkadaş madem farklı amaçlarınız, niyetiniz vardı..
Kirli emellerinize ulaşmak için niye basın alanını tercih edip daha da kirlettiniz.
Ve sanırsınız ki o haber yayınlanmadı!
N…h yayınlanmadı.
Bkz: Facebook / Aktan USLU
**
İsim vermeyeceğim. Zaten yaşanmış bitmiş bir hadisede mevzuum kişi değil, konu yine..
Vakti zamanında aktif siyasetin içinde yer alıp bir süreliğine ara veren sonra aktif siyasete yine ara veren bölgemizde bir aktif siyasetçinin..
Halkın şikâyetçi olduğu bir ticari faaliyet daha doğrusu bir inşaat işini haberleştirdiğim esnada önüne geçmeye çalışması sonuç vermemiş, konu haber olmuştu.
Aradan yıllar geçtiğinde aktif siyasete başka bir mecradan yine giren aynı zevat, aday adaylığı diye tanımlanan o süreçte, aday adaylığını yazan neredeyse tek gazeteci olarak yine beni gördü.
Aslında kendisine siyaseten daha yakın sandığı “gazeteci” ve “gazete”lerin erke olan tapınma ve biatlarında, erkin içinde de erk aradıklarına tanık oldu.
Özetle, tek cümle sarf ettim gülerek: “O gün yalan olmadığını senin de bildiğin o haberi engel olmana rağmen haberleştiren ‘aleyhine’ imiş gibi gözüken iradeyle bugünkü konumunu yazan irade, aynı irade.”
Konuyu biraz da siyaset ve iktidar ölçekli değerlendirecek olursak;
Sosyal medyadan ne kadar gözlemliyorsunuz, bilemiyorum.
Ama belediyelerde bu yılbaşından itibaren kimlerin memur kadrosuna alınacağının belli olmasının ardından, örneğin Çayırova’da sosyal medyaya da yansıyacak şekilde, AKP Teşkilatları’nda taban kaynar kazan.
Niçin..
Kadro sayısı kısıtlı idi ve kadro sayısından fazla beklentisi olan vardı.
Şimdi kadroya girmeyen, kadroya girenin haksız yere girdiğini düşünüyor.
Hatta kadroya alınanın aslında ne kadar a…i, ş……z, k…..z, h…..z falan olduğunu düşünüp söylüyor.
Kadroya alınmayanla kadroya alınan yer değişse idi ne olacaktı?
Roller değişecek ancak senaryo aynı kalacaktı.
O tartışmalara aklıselim, teşkilatçılığı bilenler yine sosyal medyadan uyarıyla müdahil olmaya çalışıyor: “Ayıp oluyor yakışmıyor” diye, geçiniz.
Siz; AKP teşkilatlarında üyelere, “parti içi eğitim” adı altında “biat”tan başka ne öğrettiniz?
Vakti zamanında benim de, “Akademi” adına aldanıp, üstelik bedelinin katılanlarca karşılanmasından ötürü “Olması gereken budur” deyip gereğini yerine getirip katıldığım “Akademi”de bile..
Tanıttığınız şey ile sunduğunuz şey arasındaki dağlar kadar farkla, şahsımda tüketici hakkı bile gasp ettiniz çünkü eğitim de tüketilen bir hizmet, sonunda.
Şimdi..
AKP’nin teşkilatçılığı bilen parti büyükleri, abileri, ablaları olarak peşinizden gelen nesillerden, teşkilatçı gibi davranmasını bekliyorsunuz..
Teşkilatçılığa dair, ne öğrettiniz de bekliyorsunuz?
Evet..
O kitlenin de haklı haksız sığındığı mecra sosyal medya olmuştur çünkü AKP içinde çok geniş bir kesim de görüp tanık olmuştur ki..
AKP veya sistem yanlısı gözüken basın ve “basın” da..
AKP iktidarının ama nemalandırma ama her türlü hak hukuk adalet ihlali ile susturmaya, yok etmeye çalıştığı basın da…
Bir şekilde yazıp etmeyince..
Yazılıp edilmeyince halının altına süpürüldüğünde yok olduğu sanılan toz, çöp misali sorunlar, konular ve gerçekler..
Halı kusmaya başladığında, varlığını hatırlatırlar.
Bugün..
Kroman Çelik’in genişleme alanındaki vukuatlarında Kocaeli Valiliği’nin öngörü hatası tarafımızca görülmesiydi, iyi miydi?
KBB iştiraki Kentkonut’ta, Ersin Kozan’ın mağduru olduğu, iş cinayetinin direğinden dönülen iş kazası..
Sorular yöneltileli 48, haber yayına gireli 24 saati geçti. Tık yok.
Yazmasaydık, ne iyi idi, di mi?
Yoktu öyle bir sorun!
2023 seçimlerine doğru hayli sancılı giren AKP’nin de bugünkü konumunun esasında, basını susturmaya yönelik her tür çalışma ve çabasıdır.
Ancak AKP’de..
Gün gelir, susturmaya çalıştığı basını arayabilir.
Ya da aramayabilir…
Temeli 12 Eylül 1980 sürecinde atılan emperyalist bir proje olarak sadece iktidar partisi olmaya kurgulanmıştır. Ana muhalefete düştüğü anda bile, sonunun ANAP gibi olacağı aşikardır, öngörüsündeyim.
Bağlarken..
Bir gerekçeyle bir şekilde basını susturmaya kalkışmayın, diyorum.
Bugün kişisel menfaat, çıkar, cukka, her türlü ahlaksızlığınızı örtbas için susturmaya çalıştığınız basını,
Ola ki kirli emelinize geçici olarak ulaştığınızda dahi susturmayı başarabilirsiniz..
Yarın ihtiyacınız olduğunda, konuşacak basın bulamazsınız, demiyorum.
Çünkü basın her türlü ahlaksız, riyakar…
Arada basının içine de girip basını da kendisine benzetenlere rağmen susmayacak,
Varlığını size rağmen koruyacaktır, diyorum..