Anlamayanlara !
Birleşik Haziran Hareketi’nin (HAZİRAN), 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri için ‘bağımsız bir hat izleneceği’ açıklaması yapması üzerine, hem düzen aktörlerince hem de özellikle Kürt siyasal hareketini destekleyen ve içinde yer alan ‘sol-sosyalist’ bazı öznelerce psikolojik operasyon için düğmeye basıldı.
Psikolojik operasyonun öne çıkan sözcükleri o kadar çok birbirine benziyor ki, hangisinin soldan geldiğini anlamak bile bazen mümkün olmayabiliyor.
Peki, HAZİRAN ne diyordu da, böylesi bir operasyonla yüzyüze geldi ?
Deniliyordu ki;
‘’HAZİRAN, kendi özel konumunu titizlikle gözettiği için, seçimlere katılacak herhangi bir partiyle “ittifak” düşüncesini benimsememiştir. İlkelerini ve toplumsal taleplerini inandırıcı biçimde sahiplenen güçlerle seçim sürecinde dayanışma içinde olacak.’’
Bu, düzen güçleri ve diğerlerini neden rahatsız etti dersiniz ?
Çünkü, mevcut kulvarın dışında bir duruş tarif ediyor, zor, uzun soluklu ve mücadeleyi önüne koyan bir sürece denk düşüyor.
‘’Ülkemizin gerçek kurtuluşu için düzen karşıtı bir odağın şekillenmesi ve bu odağın kendi bağımsız siyasal hattını ortaya koyması büyük önem taşımaktadır’’ ifadesi, bazı sosyalist siyasal odakları neden rahatsız etsin ki ?
Yoksa, o sosyalist siyasal odaklar, ulusalcılığı da içinde barındıran Kürt siyasal öznelerine destek verilmeyişine mi karşıdır dersiniz ?
HAZİRAN’ın ülkemizin geleceğinde etkin bir güç haline gelmesi kimi, neden rahatsız etsin ki ?
Türkiye'nin siyasi ve iktisadi krizlere gebe olduğu mu yanlış tespit ?
AKP karanlığının dağıtılması için büyük olanakların bulunduğu böylesi bir dönemde, HAZİRAN’ın böylesi bir güç haline gelmesi, halkın siyasi mücadeleye etkin ve kitlesel bir şekilde katılması için çaba sarf edilmesi neden rahatsızlık yaratır ya da siyasetsizlik olarak algılanır ki ?
Yoksa, siyasetsizliğin tanımı değişti de bizim mi haberimiz yok ?
İlerici, yurtsever ve emekten yana bütün toplumsal güçlerin, sosyalistlerin ve devrimcilerin ortak bir mücadele hattı örmesi öncelikli siyasal görev olmayacak da, siyasetsizliğin dibini gösteren eklemlenme ve ilhak mı sosyalist siyaset tarzı olacak ?
Bu seçimler, özellikle kritik bir dönemin işareti olabileceği, ortaya çıkan sonuçlarla birlikte Türkiye'de siyasetin gidişatını belirli ölçülerde etkileyebileceği düşünüldüğünde önemlidir. Bu yüzden, örgütlü bir boykot çalışmasının anlamlı toplumsal ve siyasal sonuçlar yaratamayacağı açıktır. Ancak, bu seçimlerin sonuçları hem rejimin hem de meclis dışındaki toplumsal ve siyasal süreçlerin geleceği üzerinde belirli etkilerde bulunacaktır.
Bu bağlamda, “yeni anayasa” ve “başkanlık sistemi” gibi başlıklarda AKP’nin rahatlıkla hareket edebileceği bir meclisle, böylesi bir rahatlığa sahip olamayacağı bir meclis arasındaki farkı küçümsemek siyaseten gerçekçi değildir.
Kısacası, “AKP’nin geriletilmesi” görevinin bir de meclis ayağı vardır ve bu ayaktaki bir gerilemenin AKP açısından daha genel bir gerilemenin, giderek çözülüşün önünü açması mümkündür.
Sandığa giderken, Meclis’te kimlerin olmasını istersiniz ki ?
Benim tercihim, emperyalizme, NATO’ya, onların Türkiye ve bölge planlarına, taşeronlaştırma, özelleştirme, emeğe yönelik saldırılar, kent yağması, çevre talanı, dinci gericilik, adalet kavramını ayaklar altına alan zorbalık, çocuk, genç ve kadınları kalıplara sokmak isteyen, inançları yok sayan, Kürt emekçilerinin eşitlik ve özgürlük taleplerine iç ve dış politik hesaplar adına bir pazarlık konusu olarak yaklaşan anlayışa kararlılıkla karşı duranların yer alacağı Meclis oluşmasına katkı sunmaktır.
Bir ayağı toplumsal muhalefet sahalarında, sokaklarda, direniş mekânlarında olan, Kürt emekçilerinin eşitlik ve özgürlük taleplerini savunan, Türkleri, Kürtleri ve bu topraklarda yaşayan diğer halkları birbirlerinden koparma çabalarıyla mücadele eden, emeğin çıkarlarını, kamuculuğu, laikliği ve özgürlükleri ikirciksiz savunma kararlılığını gösteren isimlerin Meclis’e girmesi bizi neden rahatsız etsin ki ?
Anlamayanlara bir kez daha söyleme gereği vardır;
Bütün bunları istemek, buna önem veren hedefler göstermek siyasetsizlikse, ‘ben varsam mücadele vardır’’ ya da ‘’dükkan küçük olsun, ama benim olsun’’ diyen siyasi duruşunuz batsın…