KENT SERİSİ 74: ADA MİMARİSİ
Mimar Tunç ADANIR
ADANIR MİMARLIK–MÜHENDİSLİK kurucusu ( 1992 - Halen)
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Genel Başkanı
( 2021 – 2024 )
Yaklaşık üç yıldır köşe yazılarımda yer alan ve önemli bir arşiv haline gelen “Kent Yazıları” sayısız değerli röportaja ev sahipliği yaptı. Çok değerli isimlerin yer aldığı bu seride şahsen tanıdığım ya da birlikte çalışma şansım olan kişilerin sizlerle buluşmasına dikkat ettim. Sevgili Tunç Adanır da bu önemli isimlerden biri. Benim kişisel tarihimde unutulmayacak kişilerin başında geliyor. Lise eğitimimi (1980-1984) tamamladığım Girne/Kıbrıs’ta sınıf arkadaşım olarak yaşantıma dahil olan ve sonra meslektaş olarak her zaman gururla takip ettiğim kıymetli bir mimar. Kariyer hayatında başarılı olmasının yanında entelektüel yanının da gelişmiş olması meslek adına büyük bir şans tabii. Ada yaşantısının olumlu/olumsuz yönleriyle mesleğinin en olgun döneminde, önemli sorumlulukları başarıyla üstlenmiş ve cesur duruşuyla her zaman takdirleri toplamış, ada tarihinde iz bırakacak bir mimarı sizinle tanıştıracağım bugün. Keyifli okumalar…
- Kıbrıs’ın şuan ki mimari yapısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Ada’nın mimari yapısını şekillendiren en önemli unsurlar neler olmuştur?
Kıbrıs’ın zengin tarihi ve kültürel geçmişi adanın mimari yapısını ve tarzını etkilemektedir. Adanın birçok yerine dağılmış çok sayıda tarihi kültürün simgeleri olan bu yapı tarzları, halen korumacı mimari kültürümüzün önemli bir referansı olarak yer almaktadır. Buna bağlı olarak korumacı kültürel mimarinin yanında, yeni şehirleşmeye başlayan bölgelerde modern mimari tarzda yapılar ön plana çıkmaktadır. - Adadaki Osmanlı, Venedik ve İngiliz dönemlerine ait mimari yapılar korunabiliyor mu?
Kıbrıs, Akdeniz’in üçüncü büyük adası ve konumu nedeniyle geçmişinde doğu Akdeniz’e egemen olmak isteyen devletler ve uygarlıkların ilgisini çekmiştir. Birçok uygarlığın kültürünün harmanlandığı adamızda en etkili mimari yapılar 1192-1489 yılları arasında Lüzinyanlar, Kıbrıs’ta gotik mimari tarzında yapılar inşa etmiştir.
1489-1571 yılları arasında Venediklilerin adayı yönettiği dönemde genellikle askeri ve sivil mimari yapılar ve Lüzinyan dönemi yapıların genişletilmesi ve iyileştirilmesi yapılmıştır.
1571-1878 yılları arasında Osmanlı imparatorluğunun yönettiği 1571-1878 yılları arasında, cami, çeşme, han ve hamamlar inşa edilmiştir.
1878-1960 yılları arasında İngiliz yönetiminde ise birçok kamu binası, köprü ve yollar inşa edilmiştir.
Kıbrıs’ın zengin tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olmaya devam etmektedir. Yeterli olmasa da Uluslararası ve Türkiye destekli yardımlar alınarak, bu yapıları korumak için düzenli olarak restorasyon ve bakım çalışmaları yapılmaktadır.
- Geleneksel Kıbrıs evleri ve yeni nesil modern yapıların uyumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geleneksel Kıbrıs evleri tek veya iki katlı, yerel taş, ahşap ve kerpiç malzemeler ile doğal ve kültürel mimari tarzı yansıtmasına rağmen modern yüksek katlı betonarme yapılarla yeni dönem teknolojik ve karakteristik yapı tarzı değişimini gerçeğini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bir uyumdan bahsetmek bana pek doğru gelmiyor. - Modern mimari projeler Kıbrıs'ta hangi yönde doğru ilerliyor? Sürdürülebilir mimarlık konusunda ne gibi adımlar atılıyor?
Modern mimari projeler özellikle 1960 yıllarından itibaren yavaş yavaş ülkemizde gelişim gösterirken, dünyadaki modern mimari tarzın değişimine eş zamanlı özellikle konutlarda gelişim göstermekte idi. 1974 savaş sonrası bu süreç özellikle kuzeyde durdu.
Kuzeydeki mimari projeler 90’lı yılların sonuna kadar durma noktasına yakın, az sayıda konut projesine rastlardınız. Bu durgun dönemde betonarme modern binaların dış cephelerinde, Kıbrıs evlerinin özelliği olan taş kemerlerin kötü taklit edildiği, betonarme kemerlerin kullanıldığı dönemle karşılaşırız. 2004 yılındaki çözüm sürecinde çok sayıda kontrolsüz modern tarzda binalar, savaş sonrası elde edilen toprakları çözüm olması halinde kaybetmemek adına kontrolsüz şekilde Akdeniz ülkelerindeki mimari kötü kopyaların alel acele projelendirildiği dönemi yaşadık.
Pandemi sonrası ve yakın coğrafyadaki ülkelerdeki savaşlardan kaçıp ülkemize gelen yabancı yatırımcılar tarafından yeniden keşfedilmemizin ardından yüksek katlı, karma kullanımlı binalara geçiş sürecini yaşamaktayız. Ülkemizdeki modern mimarinin değişim ve gelişimi kendi doğal bir sürecini yaşamak yerine, dıştan gelen toprak ve ekonomik baskılar sonucu kültürel doğru bir kimlikle birlikte gelişim sağladığını düşünmüyorum. Dünyadaki modern mimari tarzın değişimine paralel ülkemizde de bu yönde değişim yaşanmaktadır.
- Geleneksel Kıbrıs mimarisinin modern projelere etkisi var mı?
Mimari tarz ve politika olarak meslek hayatımda bunu ön planda tutmaya çalışıyorum fakat son dönmelerde geleneksel mimari tarzımızın çok az sayıda projede etkisi olduğunu düşünüyorum. - Kıbrıs'ta karakteristik dönüşüm projeleri nasıl ilerliyor?
Ülkemizde, karakteristik dönüşümü bırakın, herhangi bir dönüşüm projesi olduğunu düşünmüyorum. Özellikle dış kaynaklı yatırımlara yönelik ve dış piyasalara satış yapılacak mimari tarzda yapılaşma korkunç denecek süratle ilerliyor değişim tehlike arz eden noktalara ulaşmış durumdadır. Bu aşamada acilen devlet politikası üretilmesi gerekirken, siyasi irade bu konuda gelişen sürece seyirci kalmaktadır. - Kıbrıs'ın mimari gelişimi ile turizmin ilişkisini nasıl görüyorsunuz?
Ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinin başında gelen Turizm sektörü, ülkemizin önemli politikalarını yönlendirmektedir. Ülke turizm politikası Casino’lar üzerine kurulu olması, ülkemize gelen turist profili, ülkenin kültürel ve karakteristik mimari gelişiminin hangi yönde seyir aldığı ortada.
- Yerel yönetimlerin kent mimari projelerine bakış açısı nasıl? Katılımcı bir mimarlık kültürü var mı?
Yerel Yönetimlerin, kentsel tasarım ve kent mimarisinin gelişimi ve bunlara bağlı politikalar konusunda duyarlı olan ve çaba gösteren yönetimler az sayıdadır. 2015 yılında yayınlanan Ülkesel Fiziki Plan gereği tüm ülkede, imar planlarının tamamlanması gerekirken. Özellikle bazı yerel yönetimlerin imar planlarının yayınlanmasından imtina ediyor olması emirname ve İngiliz dönemi Fasıl96 mevzuatını halen gündemde tutuyor olmaları, kent mimarisine bakışın ne kadar cılız ve fakir olduğunun göstergesidir. Birkaç değerli Belediye Başkanı dışında, sivil toplum örgütleri ile birlikte çalışıp katılımcı kültür ile kentlerin imar ve ıslahını düşünen yerel yönetici sayısı maalesef çok azdır. - Kıbrıs'ta iklimin ve ekonomik koşulların mimari yapının üzerindeki etkisi nedir?
İklim şartları Kıbrıs’taki mimariyi yönlendiren en önemli koşuldur. Özellikle İklim Krizinin en çok etkilediği coğrafyada bulunan adamızdaki mimari de tasarımın başından itibaren yapının kullanımına bağlı doğal iklimlendirme kriterlerini göz önünde bulundurarak tasarlanması temel ilkedir. Yapılarda yaşayacak olan insanların fiziki koşullarını en doğru ve en ekonomik şekilde gerçekleştirme yapının tarz ve kullanılan malzeme seçimini önemli derecede etkilemektedir.
- Şu ana kadar üzerinde çalıştığınız en önemli proje nedir ve bu projede sizi en çok zorlayan şey ne oldu?
Güncel olarak çalıştığımız önemli bir proje, ülkemizde mevcut bir üniversitenin kampüs planlanmasını ve buna bağlı akademik binaların tasarımlarını tamamlamak üzere olduğumuz bir süreç yaşamaktayız. Projelerde zorlayan nedenler demek yerine, her bir projeye yeni bir eğitim, araştırma konusu olarak bakmaktayım. Bir projenin başarılı olarak hayat geçirilmesi ve uzun yıllar kullanılması en önemli unsurdur. Bunu elde etmek için, her bir projede ihtiyaçlar, yapım, işletme ve finans kriterlerinin başından doğru ortaya konulması, planlanması ve yürütülmesi gerekliliği vardır. Bunların doğru yürütlmesi için mimar bu aşamaların her biri için önceden çalışıp bilgi edinmesi veya tecrübe sahibi olması ve bunları doğru yönetmesi gerekmektedir.
- Ada’da mimarlık yapılmasında en büyük avantaj ve dezavantajları nedir? Size mimar olarak ilham veren yapılar veya mekânlar var mı?
Ada mimarisinin en önemli dezavantajı, nüfus, ekonomik ve yapım malzeme olarak kısıtlı bir ülkede olmanız, yoğun insan sirkülasyonu olan binaların tasarım ve yapım talebinin az olmasını, yapıların çeşitliliği açısından farklı malzemelerin kullanım imkânını kısıtlı olmasını ve en önemlisi küçük ekonomik şartların yatırımların belirli bir çerçevenin dışına çıkamamasını dezavantaj olarak nitelendiririm.
Avantaj olarak, küçük toplumlarda insanlar arası ilişkiler daha sıcak ve samimi olduğu için, çevre ile ilgili ilişkiler güçlü olup, günlük yaşantı içerisinden mimari olarak sürekli beslenirsiniz, özellikle tarih ve kültürel yapıların ülkemizde çok olması, çocukluktan itibaren böyle bir çevreden etkilenerek kişisel ve mesleki gelişiminizi doğal olarak sağlamayı önemli bir avantaj olarak görüyorum.
- Ada mimarisi gelecekte nasıl bir yöne dönüştürülebilir?
Mimari gelişim ve gelecek adına, ülkesel ve mesleki örgütlerin politikalar geliştirip bu konuda gerek devlet yapısında, gerekse toplum içerisinde mimari algı ve kültürünün farkındalığını artıracak özellikle mimari yarışma projeleri düzenleyerek, yarışma ile elde edilen projelerin hayat geçirilerek, ülkedeki mimarların, kendi doğal ve kültürel yapısının yorumlayarak yaparak işlevsel ve görsel toplum tatminini sağlayacak ve geliştirecek çalışmaları bırakmadan ada mimarisinin gelişimi yönünde çalışmalar yapılarak doğru yönde geliştirilebilir.
- Kıbrıs'ta mimarlık eğitimi ve genç aday mimarları için fırsatlar nelerdir?
Doğal yapılı çevre yanında, ülkenin yüzölçümü küçük olması nedeniyle, ülkenin her noktasına kısa sürede ulaşıp, her bölgenin coğrafik ve mimari kültürel yapısı hakkında bilgi edinebilirler. Bunun yanında ülkemizde ağır sanayinin gelişmiş olmaması nedeniyle, mümkün olduğunca korunmaya çalışılan doğal çevreden edinilecek bilgiler mesleki hayatları boyunca mesleki ve bireysel gelişim açısından büyük imkân sağladığı düşüncesindeyim.
- Kıbrıs'ın dünya çapındaki mimari projelere sahip olma potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kıbrıs zaten geçmiş kültürlerin yapmış olduğu tarihi ve kültürel yapılarla mevcut bilinen bir kültürü ihtiva etmektedir. Bazı ülkelerin yaptığı gibi dünyaca ünlü bir mimarı davet edip, onun ismi ile anılan bir mimari eseri tanıtım olarak kullanılan düşünceye olumlu bakmıyorum. Her ülkenin kendi değerleri ile ortaya koyduğu eserler kendi kimliği ve benliği olur düşüncesindeyim. Dünya çapında mimari projeye sahip olunamıyorsa, Kıbrıs’ta yaşayan biz mimarların oturup bunun öz eleştirini yapması gerektiğini düşünüyorum.
- Bizlere vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
Bana bu imkânı verdiğiniz için ben teşekkür ediyorum.
Tunç ADANIR kimdir?
1966 yılında Limasol’da doğan Tunç Adanır, lise eğitimini Girne Anafartalar Lisesi’nde tamamladı. 1988 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık bölümünden mezun oldu. Yüksek Lisans eğitimini 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık bölümünde tamamladı.
1992 yılından itibaren Kuzey Kıbrıs’ta kendisine ait ADANIR MİMARLIK–MÜHENDİSLİK Bürosu’nu kurarak, 32 yıldır serbest olarak proje tasarımı, kontrollük ve danışmanlık hizmeti vermektedir.
2005-2016 yılları arasında KTMMOB Mimarlar Odası Yönetim Kurulunda sırasıyla Yönetim Kurulu üyesi, YK Sayman ve YK Sekreterliğini yapmıştır. 2018-2022 yılları arasında iki dönem (53.ve 54. Dönem) Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Sekreteri olarak görev aldı. KTMMOB’nin 21 Aralık 2021 tarihinde yapılan 54. Dönem 1. Olağanüstü Genel Kurulu’nda Başkan seçilen Tunç Adanır, 30 Nisan 2022 tarihinde yapılan 55. Olağan Genel Kurulu’nda yeniden Birlik Genel Başkanı görevine 2024 yılına kadar devam etti.
İyi derecede İngilizce bilen Adanır, evli olup 2 kız çocuğu vardır.