551’in olduğu hatta daha çok 560 verilmeli
Aslında bugünün konusu dün gece yaşadıklarımdan, sosyal medyada Facebook’ta paylaştıklarımdan esasla, Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çifti şahsında bölgemizin dört ilçesinin kaymakam ve belediye başkanlarına da kısmen atıfla, “Hani biz sizlerin gözü kulağı idik” başlık ve içerikli olacaktı..
Caydım.
Öncelikle dün gece konuyla ilgilenen ve yaşanan sorunun üzerine önce kısa bile değil anında odaklı giden KBB Başkanvekili Yaşar Çakmak’a atfen söylediğim, “Sorunun neden kaynaklandığını sonra da konuşur, tartışırız. Hele sonbaharın etkisini bir hayli hissettirdiği saatlerde yolda kalan Çayırovalı’yı toparlayalım…” sözüdür.
Tabiri caizse, “Hele bir cenazeyi kaldıralım.” Helva için zaman var!
Bir diğer etken Çiftçi ile yaptığımız telefon görüşmesinde ve sohbette şöyle bir gerçek açığa çıktı.
Kim haklı, haksız, çok önemi yok.
Dünyaya bakış açılarımızın getirdiği zıt kutupluluktan olsa gerek sabaha kadar telefonda konuşsak, oturarak konuşsak nafile. Uzlaşamayız.
“Ben ne diyorum, o ne diyor” diyorum ama empati yapıp Bünyamin Çiftçi oluyorum. Yine aynı ruh haline girerim: “Ben ne diyorum, o ne diyor”
Üç yorumda bulunuldu takipçilerimden. Biri İzmit biri Çayırova diğeri Gebze olmak üzere üç tepki geldi.
İzmit’ten Abdullah Kaya…
Kocaeli İlme Hizmet Vakfı’nın başkanlığını yaptı. Hala yapıyor da olabilir.
Çok renkli bir sima. 2017’de silahlı saldırıya uğradı. KBB eski Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’na atfen kimi paylaşımlarından ötürü sosyal medya hesabı kapatıldı.
“Hayatını anlatsa roman olur..” herhalde.
Ve yine yanılmıyorsam, Google sorgulamasından çıkmadı ama YRP İl Yönetimi’nde olabilir. YRP İl’in basına da yolladığı, şahsıma da ulaşan, söyleme ve şiire atfen, “Meral eve dönmedi/Yetiş Muharrem yetiş” başlığını attığım haberinde yer alan fotoğrafta, İl Başkanı Mehmet Aras’ın solunda oturan kişiye çok benzettim.
“Bu akşam iki akrabamızı duraktan araç ile alıp eve getirdik.”
Demek ki dün gece bölgemizde kısmen olduğunu tespit ettiğim sorun, İzmit’te de kimi hatlarda yaşanmış.
Bir diğer yorum, yanılmıyorsam bir Çayırova / Emek Mahallesi sakini olduğunu öngördüğüm Zeynel Çetin’den: “Bu Emek Mahallesi’nde halk hiç sesini çıkarmıyor.”
Çok çan alıcı bir yaklaşım: “Halk hiç sesini çıkarmıyor.”
Halbuki mahallenin bir kısmı malum kentsel dönüşüm vakasının alevli yıllarında soluğu İzmit’te dahi almıştı.
Buradan mahalle derneğinin başkanı Murat Koca’ya bir de muhtar Hüseyin Çapkın’a atıfta bulunayım:
Dernek sadece o konunun derneği imişsiniz. O zaman niçin derneğin açılımında farklı pratiklerde de bulunacakmış gibi ifadeler var.
Muhtar Çapkın konuyu yetkili makamlara iletmiş olabilir, olmayabilir de. Her iki seçenekte de çözümünde yöneticilere ‘mahalle baskısı’nı basına vereceği demeçle kurabilirdi.
Dün akşam galiba sorun 551 no’lu hattın güzergâhı hariç ya hiçbir güzergahta yaşanmadı. Ya da az sayıda yaşandı. Bana Gebze Bölgesi’nde başka hiçbir hattan şikâyet ulaşmadı örneğin.
Bir diğer sözel tepki İYİ Parti Gebze’de bir süre önce istifa edip sonra istifasını geri alarak yuvaya dönen, partisinde ilçe yöneticiliği ve milletvekili aday adaylığı da yapan, Giresun eşrafından Şafak Akın’dan geldi.
“Giresunlular’a niçin antisempatiniz var?”
İlk başta espri zannettim ama sonra, espri yapmadığını anladım.
Genelde, şahsıma soru içerikli bu tür tepkilere kesin yanıt veririm. Vermediğim varsa da, yoğunluktan ötürü dikkatimden kaçmış, kaynayıp gitmiştir.
Buna vermedim.
Ya da verecek olsaydım iki kelimeyle, “Bu mu yani!” diye yazardım.
“İyi de o zaman Yaşar Çakmak nereli?” diye bile yanıt verme gereği hissetmedim. O zaman da, “Şebinkarahisarlılar’a niçin antisempatiniz var?” yaklaşımını tetikleyebilirdi.
Ben bu sefer kesin devreye girerdim.
“Ecevitçi anne babanın çocuğuyum. Rahmetlinin eşi Rahşan Ecevit, Şebinkarahisarlı…”
“Antiemperyalistim. 12 Eylül sürecinde yaşı küçültüp asılan, hep 18 yaşındaki Erdal Eren de Şebinkarahisarlı.”
"Şebinkarahisar il olsun, Giresun ...... olsun"
Böyle yüksek olasılıklı bir yaklaşıma, ne yanıt başka ne yanıt verebilirdim ki!
**
Yakıcı soruna döndüğümüzde:
Meselenin ana temelinde toplu taşımada özelleştirme yatmaktadır. Nihai çözüm, tekrar kamulaşmasındadır.
Dün akşamki vaka bütün Gebze Bölgesi’nde yaşanmamıştır. Aksi halde Yaşar Çakmak, Ulaşım Daire Başkanlığı ile iletişime geçip bir büyük otobüsü anında tahsis edemezdi.
Başka hatlarda da yaşandığını varsayın. Büyükşehir kaç hatta, kaç otobüsle anında müdahale edebilirdi?
551 no’lu hatta artık kabak tadı veren sorunun çözüm önerilerine gelince:
KBB bu konuda çok şanssız. Çünkü sorunun çözümünde muhatap 551’in de içinde yer aldı hattın toplu taşıma kooperatifi.
Geçtiğimiz yıllarda ismini ve telefonunu edinip hatta ne zaman sorun yaşansa arar, yolda kaldığımızı söyler, çözmesini isterdim.
Şayet o kooperatifin başkanı hala aynı kişiyse, vay Büyükşehir’in haline.
Ne dinlemeyi bilir, ne konuşmayı bilir. Abartmıyorum: Çözüm değil, yeni sorun üretir.
Titrini araştırsam; özelleşen toplu taşımacılıktan yedi sülalesini ihya edecek şekilde beslenen, çok sayıda otobüs hattı ve plakasının sahibi veya ortağı, otobüs hatlarında ücretli çalışan emekçileri de alabildiğine sömürerek servetine servet katan bir “Araç ağası” çıkacağı, kuvvetle muhtemel.
Başkan hala aynı başkansa, bence kooperatife koltuğu başkan yapsan da bugünkü sorunlar yaşanır.
Hatta olması gereken şudur:
KBB’nin sitesinde ilgili bölüme girdim.
551 numaralı hat dün akşam benim de yollarda olduğum saatte, Büyükşehir tarifesine göre 15 dakikada bir geçmeliydi. Asla geçmedi. Şayet 15 dakikalık aralıklarla geçseydi dün gece hiçbir Çayırovalı yollarda rezil rüsva olmazdı.
Ben feci şekilde “Hat ağaları”nın duruma bilinçli müdahil olduğunu, aynı yolcuyu az sayıda araçla taşıyıp, maliyetten tasarrufla kar riski güttüğünü düşünüyorum.
Kaldı ki sorunun yaşandığı saatlerde 551’e alternatif de yoktu. 560, Çayırova yönüne son seferini tamamlamıştı.
KBB bu hatta yönelik denetimlerini bir süreliğine, alabildiğine, baydırırcasına yoğunlaştırmalı. Mesela baskı unsuru olacak bir diğer seçenek, 560 her iki yöne son seferlerini 20.30 sularında yapıyor. 22.30’a uzatıp iki sefer daha koymalı. Bakalım aynı hatta alternatif varken yine, “Şöyle oldu, böyle oldu”ya yatacaklar mı?
Soruna kısa vadeli, etkili çözüm bence budur. Ancak orta, uzun vadeli çözümler üzerinde de durulmalıdır.
Gerçi 560’ın da dahil olduğu saatlerde de hattın çok vukuatı vardır ama olmadığı saatlerde sanki daha da yoğunlaşmaktadır.
Bu hattın bir de, hattın emekçilerinin canına okuyan bir tarafı var. Gebze Bölgesi’nde ikinci örneğine rastlamadım. Kocaeli’de de tek olabilir.
Hat, “Dön baba dönelim” hattıdır.
Şöyle örnekleyim.
Örneğin aynı bölgede Gebze – Adem Yavuz arası, 553.
Adem Yavuz’dan kalkar. Gebze’den ring yapıp Adem Yavuz’a döndüğünde mola verir.
551 vermez…
Örneğin Erişler Durağı’nı merkeze alalım. Erişler’den Gebze’ye gider. “Beklemeden” ring döner. Erişler’e gelir. Yine “Beklemeden” ring döner.
Tanık olmamdan sebep Gebze merkeze doğru gelirken sağda solda bazen 5-10 dakika istirahat buyurdukları görülür. O da tarife gereğidir ama trafik yoğun bir hatta istirahat buyurdukları yere vaktinde gelemezlerse, bekleyemezler.
Hattın emekçisinin değil yemek yemek için mola süresi..
Güzergâhında ilerlerken cadde üzerindeki caminin önüne park edip ihtiyaç giderdiğine tanık oldum.
Kayınçolarımdan ikisi, Yasin Koç ve Tuncay Koç bir dönem Çayırova – Gebze hatlarında çalıştı. 551 numaralı hatta çalıştıkları gün bir şekilde denk gelirsem nasıl helak olduklarını, yüzlerinden okudum.
Hattın emektarları arasında Zeki Aktaş da var. Çayırova kamuoyu yakından tanır. Siyasetle hayli haşır neşir. Fikrini, düşüncesine de dört dörtlük hem ifade, hem izah eder. Bir gün yine denk geldi. Otobüs Merkez Hastanesi’ne geldiğinde galiba kısa süreli mola hakkı edinmişti. Rica etti. Yakındaki dönerciden siparişini alıp getirdim. Yanlış anlama olmasın. Asla kırılmadım, ego yapmadım. Zeki Aktaş bir taraftan otobüsü sürerken diğer taraftan karnını doyurmaya çalışıyordu. Üzüldüm. Bir emek daha ne kadar sömürülebilir?
551 no’lu hattın emekçileri için…
Gebze’den ring yaparak döndükten sonra Çayırova’da bir yerlerde 15-20 dakika dinlenip kendilerine gelecekleri bir son durak yapılanmasına feci şekilde ihtiyaç var.
Hattı kullanan ve Emek – Yenimahalle arası gitgel yapan yolcuların indi bindiden sebep ekonomik mağduriyet yaşamamaları için de sanki en makul son durak yeri, Yenimahalle dolayları.
Benim aklım ancak önermeye yeter. Uzmanlık alanım toplu taşıma mühendisliği olmadığı için, önerilerimin kimi detaylarında yanılgılarım olabilir.
**
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Covid-19 tedbirleri kapsamında yürürlüğe giren, benim de yoğun tempodan ötürü ancak bir gün sonra farkına vardığım, toplu taşımada ayakta yolcu yasağına gelince.
Ülke bütününü, diğer 80 ili pas geçiyorum. Ben yerel gazeteciyim.
Hadi okullar kapalı. Kamusu, resmisi ile otobüsler mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde dahi, o saatlere yönelik küçük dokunuşlar ile de ihtiyaca yanıt verdi.
Ya okullar –açılırsa- açılınca ne olacak?
İlimizin o potansiyeli kaldıracak araç kapasitesi var mı?
Büyükşehir’in araç envanteri ile yolcu yoğunluğu istatistikleri bende değil. Bilmiyorum.
Ama şüpheliyim.
Hakkımızda hayırlısı diyelim.