Yüreğiniz yanmıyor mu, benim yanıyor
Yeniden başladıktan sonra ikinci gün yazım, doğal olarak önemsediğim sorunlardan birine ayrılacaktı, öyle de oldu. Sadece benim önemsemem değil, toplumsal yaşamda insani değerleri sarsan bir sorun olduğu için de öne çıkıyordu.
Konu, işçi ölümleri… Sermayenin, iş cinayetlerine (katliamlarına) bulduğu maske ‘’iş kazaları’’. İşte o sözde kazalarda, geçen yıl ülke genelinde 1.235 insanımızı yitirdik. Bu insanlarımızdan 37’si de kentimiz sınırları içinde iş cinayetine kurban gitti. Tabi, bu kazalara bir de trafik kazaları ekleniyor. Trafikte yaşamını yitiren işçilerin sayısı da azımsanacak gibi değil. Şimdi soruyorum size; Yüreğiniz yanmıyor mu ? Benim ki, çok yanıyor…
Düşünsenize, umut bağladığınız yeni bir yıla giriyorsunuz, ama bireysel olarak felaketten de öte bir durum başınıza geliyor ve yaşamınızı yitiriyorsunuz. Biraz canınız acısın istedim, bugün bu sütunları o yüzden iş cinayetlerinde yaşamını yitiren insanlarımıza ayırdım. Veriler, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi\\\\\\\\\\\\\\\'ne ait. Onlar da, yazılı, görsel, dijital basın ve emek-meslek örgütleri ve işçilerden gelen bilgiler doğrultusunda derlemişler raporu. Buna göre, geçen yıl en az 1.235 işçi yaşamını yitiriyor.
İstatistik bilgilerin ayrıntıları da çok ilginç: Ölen işçilerden 103\\\\\\\\\\\\\\\'ü kadın, 59’ ise çocuk.
İşçilerin yaşamını yitirmesinin nedenleri sıralamasına da göz atmakta yarar var…
Trafik ve servis kazalarında 433, ezilme ve göçükte 222, düşmede 189, patlama ve yanmada 79, elektrik çarpmasında 79, zehirlenme ve boğulmada 60, nesne düşmesi ya da çarpmasında 33, kesilme ve kopmada 11 işçi ölüyor. Kalp krizi, intihar, yıldırım düşmesi, saldırı ve benzeri nedenlerle yaşamını yitiren işçi sayısı da 129.
Ölen işçilerden 294’ü inşaat, 198’i Tarım-Orman, 131’i Taşımacılık, 95’i Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema, 93’ü Madencilik, 79’u Metal, 62’si Belediye, Genel İşler, 44’ü Enerji, 36’sı Tekstil, Deri, 36’sı Savunma, Güvenlik, 24’ü Konaklama, Eğlence, 23’ü Gıda, Şeker, 22’si Çimento, Toprak, Cam, 19’u Petrokimya, Lastik, 19’u Ağaç, Kağıt, 18’i Gemi, Tersane, Deniz, Liman, 15’i Sağlık, Sosyal Hizmetler, 11’i Basın-Yayın işkolundan. 16’da, işkolu belirlenemeyen işçi.
Ben, bu istatistiki bilgilerde, işçilerin yaş gruplarına da takıldım… Anlaşılan, çocuk işçilik konusundaki düzenlemeler henüz sonuç verecek noktaya gelmemiş. Baksanıza, ölen 18 çocuk işçi 14 yaş ve altında, 41’i ise 15-17 yaş arasında.
Diğer yaş gruplarının verileri de dikkat çekici. 18-27 yaş arasında 249 işçi, 28-50 yaş arasında 594 işçi, 51 yaş ve üstünde 189 işçi Ve yaşı bilinmeyen 144 işçi. Şimdi yeniden soruyorum, Yüreğiniz yanmıyor mu ? Benim ki, çok yanıyor…
Bütün bunları yazmamın iki ana nedeni var. Çeşitli nedenlerle yaşamını yitiren işçi sayısının giderek artması. Yani, işçilerin çalışırken ya da iş alanı dışında can güvenliklerinin yeterince önemsenmediğini paylaşmak istedim. Bir de, elbette bu ölümlerin ne kadarının Kocaeli’nde yaşandığı önemli bizim için…
Hemen söyleyeyim. Bu istatistik, geçen yıl Kocaeli’nde ölen işçi sayısının 37 olduğuna işaret ediyor. Kocaeli, işçi ölümlerinde İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa, Şanlıurfa, Muğla, Manisa ve Zonguldak ’tan sonra geliyor. Son bir kez soruyorum; Yüreğiniz yanmıyor mu ? Benim ki, çok yanıyor… Eğer sizinki de yanıyorsa; İş yasaları tüm çalışanları kapsamalı. İşyeri içinde veya dışında; çalışırken, işe gelip giderken, barınırken, beslenirken, yani “iş süreçlerinin bütününde” yaşanan ölümler iş cinayeti olarak kabul edilmeli. Meslek hastalıklarının gizlenmesinden vazgeçilmeli ve tespit eden/önleyen bir yaklaşım hayata geçirilmeli.
İşçi sağlığı talebi ile iş güvencesi ve asgari ücret mücadelesi birbirinden ayrılamaz. İş cinayetlerinin sorumluları devlet ve sermaye. Yaşanan her işçi ölümünde adalet sağlanmalı ve sorumlular en ağır biçimde cezalandırılmalı. Haydi, adım atmaya var mısınız ?