Yeni Türkiye’nin milletvekilinden ‘İslam Barış Gücü’ önerisi
Irak Başkenti Bağdat’ta düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği 11. Konferansı'nda, İslam ülkelerindeki sorunların siyasi yollar, meclis kanalları ve yasalarla çözülmesi, Müslümanlar arasındaki birliğin tesis edilmesi, IŞİD ile mücadele, Filistin sorunu ve Müslüman olmayan ülkelerdeki azınlıkların sorunları gibi konular ele alındı.
Ana başlıklar bunlar…
Konferansın en çarpıcı çıktısı da, 'İslam Barış Gücü' ve 'Ortak Güvenlik Paktı' kurulması önerisiydi.
Öneri sahibi Türkiye…
Konferansa katılan Türkiye heyetinin başkanlığını yapan AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, öneriyi, 'bir nevi yangına su olacak' diye nitelendirmişti.
İttifakla kabul gören önerinin bir sonraki toplantıda ele alınacağı da duyuruluyor.
Bundan sonra savunmaya geçen Atalay, ‘’önerinin İslam Ordusu gibi algılanması yanlış olacaktır……………….’’ diyor.
Nasıl algılanması gerektiğini ise söylememiş hazret.
Konferansta Türkiye'yi temsil eden heyette, Atalay’ın yanı sıra AKP Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan ve Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir ile HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan, ‘’gerici stratejinin Türkiye ayakları’’ gibi buluşmuşlar.
Gündem terör, Türkiye’yi o toplantıda temsil eden heyetteki 3 kişi IŞİD terörüne çanak tutan siyasal anlayıştan.
Yani, tavşana kaç, tazıya tut siyasetinin meşrulaştırıldığı bir zemin…
Üst başlık, 'hep birlikte teröre ve aşırıcılığa karşı mücadele' imiş. Hep birlikte derken kiminle birlikte olduğu karanlıkta kalan bir gerçek ?
Terörün kaynağı konusunda ayrımcılık yapılıp yapılmadığı da…
Terörle baş etmek elbette ki sadece güvenlik tedbirleriyle olamaz. Ortadoğu ve Türkiye’de, terörle başa çıkabilmenin yolu, hal iradesinin yönetime yansımasından, demokratik mekanizmaların işleyişinden geçer.
Peki yapılan nedir ?
Bölgedeki yönetimlerin hemen hepsi silahla, savaşla, kavgayla el değiştirdiği ve herkes bu konuda yarışa girdiği için bugüne kadar sözü edilen terörle mücadele hep lafta kaldı.
Şimdi, ‘İslam Barış Gücü önerisiyle birlikte daha ciddi şeyler yapılması gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı ve bir üslup birliği sağlandı’, söylenen bu.
Demek ki neymiş, İslam Birliği Ordusu kurulmadan terörle mücadele dilmez, edilemez, edilse de başarılı 0olamazmış.
Ey geçmişteki Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve siyasi parti başkanlığı yapmış yöneticiler, sizler gaflet ve delalet içinde miydiniz ?
Neden bu kadar açık bir gerçeği görmediniz ?
Neden gerektiği gibi adımlar atmadınız ?
Şimdi, paradigmalar değişti. NATO, TSK ve diğer güçler bir yana, bu işi çözecek olan iman gücüyle örgütlü bir modeldir.
Böyle kabul gören fikre göre, İslam Barış Gücü önerisi hayata geçerse bölgede terör sona erecek, terörün yarattığı kötü izlenimler kısa sürede düzeltilecek, terörün yarattığı uhrevi boşluk doldurularak, coğrafyadaki tüm halklar barış içinde yaşayacak.
İslam Barış Gücü önerisi sunumundaki içerik bu.
Ekonomi ve siyasal tercihler ile farklılıklar bir kenara koyulmuş durumda. Tıpkı, Türkiye’de yapıldığı gibi sanal bir yönetim ve mücadele perspektifi sunuluyor, herkesin de ona uyum sağlaması isteniyor.
‘Oldu, oldu. Olmadı, zorla olacak’ der gibiler.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre TBMM’de görev yapan bu milletvekilinin dikkate aldığı o ayet diyor ki;
"Ey Müslümanlar; eğer iki Müslüman grup taraf savaşacak olurlarsa aralarını bulun, ıslah edin, barıştırın. Olabilir ki bir taraf ötekisine karşı azgınlık yapar barışa yanaşmazsa o zaman onunla savaşın, ta ki barışa boyun eğene kadar."
Milletvekili de, işte bu yüzden Bu yüzden de, İslam Barış Gücü oluşturulması önerisinde bulunuyor.
Bu öneriye, Kur'an-ı Kerim'den de bir ayetin ilham verdiği gizlemeyen milletvekili, TBMM’deki yemininde yer alan ‘’laik, demokratik cumhuriyet ilkelerine sadık kalma’’ sözünü açıkça çiğniyor.
Eh, ne de olsa Yeni Türkiye’nin yeni milletvekilidir….