Siyaset, birilerinin ''gün ola, harman ola'' diyerek bekleme yaptığı bir durak değil...

Siyaset, ''ben yaparım, benim parmak sayımı geçemedikleri için hesap soramazlar'' kabadayılığı yapılacak bir alan da değil.

Siyaset, ''ne derlerse desinler, zamanla halk nasıl olsa unutur'' diyerek kulak üstüne yatma becerisiyle övünmek de değil...

Siyasetin ne olup ne olmadığını ve yukarıda vurguladığım cümlelerin içini doldurma kararını, CHP'nin 2009'dan beri Büyükşehir Belediye Meclis ve İmar Komisyonu üyesi olan Ali Haymanalı'nın, para karşılığı yerel gazetelere verdiği tam sayfa ilanı gördükten sonra verdim.

Haymanalı'nın cevap beklediği yedi sorunun muhatabı, öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, sonra da İmar Komisyonu'nun AKP'li üyeleri ve mecliste yer alan tüm AKP'liler.

Konu, Merkezi İş Alanı (MİA) Projesi için gerçekleştirilen imar değişiklikleri. İddialar, bölgede, rant için akla hayale gelmeyecek değişiklikler yapıldığı, yüklenici firmaya ya da kişi/kişilere yüksek oranda rant sağlayacak adımlar atıldığı yönünde.

İlanda, oradaki parsellerin sahibi/sahipleri ve inşaat yapmak isteyen şirketin bu yolla büyük bir kazanç elde etmesinin sağlandığına vurgu yapılıyor. AVM yapacak firmadan imar kesintisi yapılmamakta olduğu ya da yapılamayan kısmından dolayı bedel talep edilmediği de bilgilendirmenin can alıcı ifadesi.

Haymanalı'nın kamuoyunun da bilgilendirilerek cevaplandırılmasını istediği soruları bir kez de ben yineliyorum. Ve, aklım yettiğince de kısa ve basit yanıtlar veriyorum.

-MİA plan notunun 3.54 maddesindeki ''imar uygulaması yapılmadan yeni yapı yapılmasına müsaade edimlmeyecektir'' maddesi neden kaldırılmıştır ?

Gerçekten neden kaldırıldığını proje tamamlandığında göreceğiz...

-Yeni durumdan, Körfez Küçük Sanayi Sitesi dışında birileri daha mı yararlanacak ?

Elbette, son anda hatırı sayılır birileri daha nemlanmak istemiştir...

-İmar uygulaması yapılmadan ruhsat verilmesi halinde daha önce yerini kamuya terk edenlere haksızlık yapılmış olmayacak mı ? Bu durum, ''kul hakkı'' değil midir ?

Kul hakkının da ötesine geçen bir durum yaşanacaktır...

-Bu değişiklikten faydalanan mal sahipleri ne kadar ilave inşaat hakkı elde etmişlerdir ?

Paylaşılacak kadar bir miktardır o...

-Daha sonra imar uygulaması yapıldığında, binalı yerlere hisseli yapılmak suretiyle holdinglerle vatandaşlar karşı karşıya getirilmiş olmayacak mıdır ?

AKP'nin temel tercihi holdinglere hizmettir. Bu yüzden, vatandaşlarla holdinglerin karşı karşıya gelmesinde sakınca yoktur. Olası bir kriz durumunda, devreye girecek binlerce çevik kuvvet ve zabıta hazır beklemektedir.

-Bu değişiklkle imar uygulaması yapılmayacağından, MİA planında, kamu alanında kalan parsel sahiplerinin yerlerini kim kamulaştıracaktır.

Bu neyi değiştirir ki. Ha bakanlık, ha belediye. Kim kamulaştırırsa kamulaştırsın, rantın büyüğü havuza akacak ve oradan dağıtılacaktır. Tabi, bedelleri kadar dolar ya da euro ayakkabı kutularından saklanmazsa...

-Yaklaşık kamu maliyeti nedir ?

Bu soruyu hiçbir zaman yanıtlayacaklarını sanmıyorum sevgili Haymanalı. Biraz ironi zamanı: ''Sen ya çok safsın ya da çok münafıksın''

Bu kadar büyük rantın döneceği bir yer hakkında seni ve kamuoyunu bilgilendireceklerini mi düşünüyorsun ?

Bu ilanı okuyanların da, örgütlenip hesap soracağını mı ?

Ama, rahat ol ve bilesin ki, bu ilan tarihe kayıt olarak düşülmüştür. Gerçekten halkın ve emekçilerin iktidarında bunun hesabı sorulacaktır.

Bu arada, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak da, ''Asıl hain MİA'yı eleştirenlerdir'' deyivermiş.

Özak'a tavsiyem, aynaya bakması ve haddini aşan ifadeler kullanmaktan vazgeçmesidir. İzmit, kimsenin babasının çiftliği değil.