TMMOB ülkenin onurudur (2)
AKP hükümetleri, kamu yararına çalışan meslek odaları statüsündeki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) devre dışı bırakmak için uzun süredir çeşitli atraksiyonlara giriyor.
Son hamleyi, Cumhurbaşkanı yaptı ve İzmit Körfezi’nin iki yakasını birleştiren köprünün açılışında öyle sözler kullandı ki, yine sapla samanı aynı torba içinde göreceklerinin sinyalini verip, belki de yeni bir operasyonun düğmesine basıyordu.
2014’te meydana gelen Soma Maden faciasında, facianın faillerinin ortaya çıkartılması için pek çok teknik rapor hazırlayan ve Erdoğan’ın ‘Paralel’ dediği TMMOB, Gülen Cemaatine yakınlığıyla bilinen ve o cemaatle anlaşmazlığa düşüldükten sonra kayyum atanan Koza İpek Grubu'nun işlettiği altın madenlerine de karşı çıkmıştı.
Kuzey İstanbul’u yerleşime açacak dev projelerden Üçüncü Havalimanı ve Üçüncü Köprü projelerine karşı da TMMOB ve bağlı odalar dava açmıştı.
ÇED kararı beklenmeden ihaleye çıkartılan Üçüncü Havalimanı projesinde TMMOB’nin açtığı davalar sonucu projenin ÇED Olumlu kararının yürütmesi durdurulunca apar topar yeni ÇED süreci başlatıldı ve projenin inşaatına girişildi.
Yönetmelikle ÇED sürecinden kaçırılan Üçüncü Köprü projesinde de TMMOB hukuk mücadelesi verdi.
Galataport ihalesinin iptali, Gezi Parkına AVM’yle bütünleşik Topçu Kışlası projesinin rafa kalkması gibi süreçlerin arkasında da TMMOB’nin verdiği hukuk mücadelesi var.
Bilindiği üzere, Üçüncü Köprü ve Üçüncü Havalimanı projelerini Erdoğan’a yakın şirketler Kalyon, Cengiz, Limak, Kolin, MAPA, IC İçtaş gibi şirketler üstlenmiş durumda.
TMMOB’nin yaptıkları elbette bunlarla sınırlı değil…
TMMOB ve bağlı odalar, 1970’li yıllardan itibaren çeşitli dönemlerde gündeme gelen ve Türkiye’nin ilk nükleer enerji projesi özelliği taşıyan Akkuyu Nükleer Güç Santralının ÇED sürecinde davacı olmuş, nükleer enerji güvenliği, atık yönetimi, riskler ve maliyet gibi pek çok konuda sorunlu olan projede, Nihai ÇED Raporlarında sorumlu mühendislerin imzalarının taklit edilmesini de yargıya taşımıştı.
Anımsayınız ki, Türkiye’yle Rusya arasındaki siyasi ilişkilerin bir uzantısı olarak görülen, Suriye kriziyle yavaşlayan projenin tali ihalelerinde, Erdoğan’a yakın Cengiz Holding'in de adı var.
Erdoğan, ‘Paralel olmakla’ suçladığı TMMOB’yi, kişiselleştirdiği projelerde de karşısında buldu…
Atatürk Orman Çiftliği için TMMOB 2007’de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin imar planı değişikliklerine karşı dava açtı. 2012’de Başbakanlık Hizmet Binası yapımı için imzalanan protokolle mücadelenin seyri değişti. 1. Derece SİT alanı özelliği taşıyan alana yapılacak Başbakanlık Hizmet Binası için defalarca yargıdan TMMOB lehine kararlar çıkmasına karşın kompleks inşa edildi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kullanılmaya başlandı.
Benzer bir durum, Erdoğan’ın ve aile üyelerinin de sahibi olduğu iddia edilen Urla Villaları konusunda yaşandı. 1. Derece Sit alanı statüsü düşürülerek inşa edilen villalar için TMMOB’ye bağlı odaların açtığı davalarda inşaat aleyhine kararlar çıkmıştı.
Termik santrallar ve HES’ler’e gelince…
Mikro HES’lere yol veren AKP iktidarının termik santrallara yönelmesiyle, toplumsal davalar da buraya kaydı. Yerel toplumları göçe zorlayacak HES projelerine karşı mücadelede teknik ve hukuki destek sunan TMMOB, Gerze ve Soma Yırca’da yapılması planlanan termik santral projeleri karşısında da bölge halklarıyla birlikte durdu.
TMMOB, 20’ye yakın termik santral projesinin planlandığı Çanakkale’de, santralların yıkıcı etkisinden toplumu korumak için yargı mücadelesi vermeyi sürdürüyor.
Bilal’e anlatır gibi oldu, ama özür dilerim.
Bu gerçeklerin altını bir kez daha çizmek gerekiyordu.
Çünkü, Erdoğan’ın TMMOB’yi neden hedefe koyduğunun daha iyi anlaşılması için bütün adımlar anımsanmalıydı.
Paralellik suçlamasına gelince, kargalar bile gülüyor.
TMMOB, o suçlamaya karşı ‘’ ‘Paralelle çalışmıyoruz ama kafamızın dikine gidiyoruz’ diyerek, kavganın boyutunun daha da büyüyeceğine ve buna hazır olunduğuna işaret ediyordu.
İşte, bu yüzden, TMMOB bu ülkenin onurudur…