Şiir de, şair de sokakta
Edebiyat ve sanatın bütün dalları, insanın gelişimine sunduğu katkı dolayısıyla önemsenir. Edebiyatçılar ve sanatçılar, iktidarlar tarafından zaman zaman karalansa da, bıraktıkları eserler, toplumda mutlaka karşılık bulur.
Onun için bugünü edebiyatın önemli bir başlığı olan şiire ve onun özgün ismi Ataol Behramoğlu’na ayırıyorum.
Behramoğlu, şiirinin sokağa ve insana değmesiyle yıllar sonra daha fazla önemsenen şairlerimizden biri olmuştur.
Dönemsel değişiklikler ve siyasal sistemdeki farklılaşmalar dolayısıyla öğrencilik yıllarından itibaren yüzlerce sıkıntıyla baş etmek zorunda kalan Behramoğlu, bu arada şiir de şair de sokakta felsefesinin yerleşmesine önemli katkılar sunmuştur.
Ara dönemlerin yasaklı şairi, bugün edebi değerlerini aşındırmadan kitlelere ulaşmanın yolunu da bulmanın rahatlığıyla daha mutlu görünüyor. Görünüyor diyorum, çünkü, 2 gün önce gündüzü ve geceyi birlikte geçirdiğimizde bu durumun canlı tanığı oldum.
Beşiktaş’ta, Akaretler yokuşundaki Vişnezade Şairler Parkı’nda yaptırılan heykelinin açılışına katıldığımda, orada gördüğüm insanların duyarlılığından etkilenmemek olası değildi. Hele bir de ilkokul ve orta dereceli okul öğrencilerinin orada oluşu, Ataol Behramoğlu ve diğer şairlerimizin gelecekte de hak ettiği biçimde yaşatılacaklarının işaretiydi.
Parka girdiğinizde sizi şair Melih Cevdet Anday, Neyzen Tevfik, Behçet Necatigil, Sabahattin Kudret Aksal, Cahit Sıtkı Tarancı, Oktay Rıfat, Orhan Veli, Şair Nigar, Özdemir Asaf, Cahit Külebi, Necati Cumalı, Aşık Veysel ve beraberlerinde Süleyman Seba karşılıyor. Yanlarına, bir de Ataol Behramoğlu eklendi şimdi.
O’nu ölümsüzleştiren şiirlerinden birinde, şöyle diyor şair;
Bu sabah mutluluğa aç pencereni
Bir güzel arın dünkü kederinden
Bahar geldi bahar geldi güneşin doğduğu yerden
Çocuğum uzat ellerini
****
Şu güzelim bulut gözlü buzağıyı
Duy böyle koşturan sevinci
Dinle nasıl telaş telaş çarpıyor
Toprak ananın kalbi
****
Şöyle yanıbaşıma çimenlere uzan
Kulak ver gümbürtüsüne dünyanın
Baharın gençliğin ve aşkın
Türküsünü söyleyelim bir ağızdan
O’nun dizelerine dökülen duygu ve düşüncelerini tam olarak kavrayamayız elbet. Ama, şiirleriyle dokunuşu çoğumuzu etkiler.
Son dönemde, özellikle 50. sanat yılı dolayısıyla düzenlenen organizasyonlarda keyifle dinlediğimiz Ataol Behramoğlu’na, sahnede eşlik eden ve onun dizelerinden şarkılar besteleyen Haluk Çetin de, bu diriliğin itici güçlerinden biri.
Ve, Behramoğlu’nun parka heykelini yaptırmak ona nasip olduğu için şanslı gördüğüm isimlerden biri de Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’dır.
Parktaki o güzelliği çoğaltan Bilgesu Eranus’a değinmemek de mümkün değil. Eranus, başka bir yazımda paylaşacağım yeni çalışmasından söz ederken gözlerinin içi parlıyordu. Ama, o çalışmasının sahnelenmesine olanak tanınmaması dolayısıyla da çok buruktuç
Söze verdik, elimizden geleni yaparız dedik ve yapacağız. Sevgili Bilgesu Eranus, ‘’şiir de, oyun da sokakta. Sokakta yaşam var, bu yaşama sahip çıkmak da bizlerin görevidir’’ diyerek umudumu daha diri tutmaya önemli katkı sundu.
O sokakların gücünden biz değil, şiiri, sanatı, edebiyatı baltalayanlar, üzerinden nemalanıp kültürel yozlaşmaya yol açanlar, artık daha da fazla korkmalıdır.