Sessizlik !

Sessizlik !

 

 

 

AKP’nin, tüm ülkede olduğu gibi Kocaeli’nde de yaratmak istediği tablo, sessiz insanlar topluluğudur. Bunun siyaseten karşılığı ise tüm muhaliflerin susturulmasıdır.

Başınızı kuma gömün, bir daha çıkartmayın,

Sesinizi kesin, oturduğunuz yerde oturun,

Ya da konuşun, bağırın, bedel ödeyin,

Son dönemde uygulanan AKP politikalarının en önemli sac ayağı bunlar…

TMMOB’nin etkisizleştirilmesi ve işlevsizleştirilmesini sağlayacak olan torba yasa düzenlemesine karşı çıkanlar hakkında açılan yeni soruşturma, sessizleştirme operasyonunun önemli parçasıdır.

TMMOB üyeleri, beraberinde çok sayıda siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütü üyeleriyle beraber torba yasa karşıtı duruşunu kamuoyuyla paylaşmak için, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önüne siyah çelenk bırakmak istedi. Mühendisler ve beraberindeki topluluğun önünü kesen polis, neden alındığı belli olmayan ucube bir kararı dayatarak, ‘’vilayet binasının 300 metre yakınına yaklaşmanız yasak’’ gerekçesiyle yolu tıkadı. Sonra da, bu eyleme katılan 11 kişi hakkında soruşturma açılmasına neden olan fezlekeleri düzenledi.

Muhtemeldir ki, bu 11 kişi hakkında yakın gelecekte toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefetten dava açılacak. Bu kişiler, seçim öncesi kent kamuoyu önünde ‘’düzen bozucu’’ algısı yaratılmasına yardımcı olacak biçimdeki yargılama süreciyle karşı karşıya kalacak.

Oysa, onlardan istenen tek şey, sessizliklerini korumaları…

Sessiz kalsalar, ne soruşturma görecekler ne de haklarında dava açılacak.

Tabi, sessizliği sağlamak için her yolu deneyen AKP zihniyeti tek bir kanaldan saldırmıyor. Bu tür diğer bir saldırı da, 17-25 aralık yolsuzluk operasyonunun yıldönümündeki protestoya katılanlara yapıldı. Yürüyüş yapıp çıkan kararları protesto eden gruptan 24 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Hem de, ‘’görevli memura’’ ve ‘’cumhurbaşkanına hakaret’’ suçlamasıyla.

Tabi, bu işin hukuki bir altyapısı yok. Ama, ortada demokratik hakkını kullanıp protesto gösterisine katılanlara kullanılan dövizler ve sloganlar nedeniyle savcı tarafından hazırlanması talimatı verilen bir fezleke var.

Bu soruşturmayı ve fezlekeyi görünce aklıma ilk gelen şey eşitsizlik. Çünkü, benzer sloganlar hemen her eylemde atılıyor, benzer dövizler de hemen her eylemde taşınıyor. Ama, o eylemler adliye binasının uzağında olduğu için savcıların dikkatini çekmiyor olsa gerek. Bu kez adliye binası önünde protesto yapılması kabul edilemez görülmüş ki, soruşturma açılması talimatı verilmiş.

Kısacası, ‘’adalet binası önünde sessizlik istiyoruz’’ deniliyor.

Sessizliğin iyi olduğu yerler ve durumlar vardır elbette. Ama, toplumsal çıkarlar uğruna yapılan yanlışlar ve uygulamalardaki haksızlıklar karşısında sessizliğe gömülmek, yarınları ipotek altına almak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektir.

Bir de, toplumsal inanışımızın gereklerine dikkat etmeliyiz değil mi ?

Hani derler ya, ‘’haksızlıklar karşısında susan, sessiz kalan dilsiz şeytandır’’

Yoksa, şeytanların çoğalmasını isteyen mi var ?

Bu konuda istekli olanları bu kadar güçlü kılan nedir dersiniz ?

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 224 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi