SEÇMEN VE DEMOKRASİ!
Seçimler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.
Çünkü gerçek ve de tüm kurallarıyla işleyen demokrasi halk iradesidir.
Tabi gerçekten demokrasi varsa saydam ve adil bir ortamda seçimlerin gerçekleşmesi gerekiyor.
Aksi halde her türlü manipülatif çabalarla elde edilen sonuç vatandaşın iradesine darbe anlamı taşır.
Seçmenin iradesini sandığa yansımasının gereği ise mutlaka yerine getirilmeli ve kesinlikle kabul görmelidir.
Demokrasi ancak bu şekilde güçlenir ve varlığını devam ettirir.
Tek adamla yönetilen birkaç ülke de demokrasi ve insan hakları, adalet sadece kâğıt üzerinde vardır.
Mesela, Azerbaycan’da sözüm ona demokrasinin gereği gibi yapılan seçimlerde yıllardır bir tek adam neredeyse yüzde 90 gibi sonuçla kazanıyor.
Peki bu inandırıcı mı ve gerçekten demokrasinin sonucu mudur?
Tabi ki hayır!
3 Mart yerel seçiminde Van’da büyük farkla kazanan belediye başkanına mazbata verilmemesi tamda demokrasi ve millet iradesi düzleminde değerlendirilmelidir.
Seçime katılmak adına tüm şartları yerine getirerek aday olmuş birisine son dakikada, ‘’Sen seçildin ama başkan olamasın…’’ demek demokrasi anlayışıyla izah edilemez.
Madem katılması mümkün değildi niye yol verildi?
Böyle birçok soru mümkün…
Bu tür anti-demokratik davranışlar ve uygulamalar aynı zamanda bölge insanının devlete olan inancını negatif şekilde etkilemektedir.
Diyorlar ki, ‘’Belediye başkanı seçiyoruz görevden alıyorlar, kayyum atıyorlar, milletvekili seçiyoruz vekilliğini düşürüyorlar. Bizim irademizi, demokratik ve hukuksal haklarımızı yok sayıyorlar…’’
Haksızlar mı?
Ülkemizin birlik ve bütünlüğünün korunması adına iktidar sahipleri ayrımcı, ötekileştirici ve çifte standart uygulamalarından vazgeçmelidir.
Birey ve topluluklar ırkı, dini, yaşam tarzı, siyasal düşüncesine bakılmaksızın, ‘eşit yurttaş’ olarak görülmelidir.
Nasıl ki vergi alırken veya askerliğin yurttaşlık hakkı olduğunu kabul ediyorsanız, insanların demokratik haklarına da, iradesine de tahammül edeceksiniz.
Van’da veya başka Doğu illerinde gerilime ve hiçte istemediğimiz olaylara yol açacak bu tür gelişmelerden bir an önce kaçınılması gerekiyor.
Ülkemiz ancak kardeşlik hukuku, barış ve demokrasi, Cumhuriyet ikliminde güzel günlere ulaşacaktır.
Bunun içinde mevcut siyasal iktidarın demokrasiyi, hukuku ayrım yapmadan sonuna kadar işletmesi başlıca görevidir.
Sonuç olarak, demokrasi, hukuk ve adalet, seçmen olarak iradesini kullanmak herkesin hakkıdır.
Ülkemizin geleceği adına sağduyulu olalım.