Seçilmek=Varlık nedeni (2)
Seçmek ve seçilmek konusunda büyük bir heyecanın yaşandığı bir diğer kurum da Kocaeli Üniversitesi’dir.
Üniversitenin önümüzdeki 4 yılını yönetecek olan yeni rektör ay sonunda seçilecek. Çok sayıda isim yeni rektör olmak için kıyasıya mücadele veriyor. Kimisi iktidara olan yakınlığını, kimisi Cumhurbaşkanı’na olan yakınlığını öne çıkararak mücadele veriyor. Kimileri ise daha demokratik bir üniversite, eşit bir yönetim modeli ve benzeri laflar ederek strateji oluşturmaya çalışıyor.
Her ne olursa olsun, çok iyi bilinen bir gerçek var ki, rektörlük seçimine katılanlar 4 yıllık hizmet süresinde başarılı olmayı hedeflemek yerine ikinci 4 yıllık dönemde de o koltukta nasıl kalabileceğinin hesabını şimdiden yapıyor.
Dolayısıyla, seçme ve seçilme hakkını kullanmanın ve sonrasında da asli görevine dönmenin yerine, o seçimin ve yaratacağı sonuçlarının, varlık nedenleri haline dönüşmesine çanak tutuyorlar.
Hem de, bilim insanı kimliğini öne çıkartarak…
Seçme ve seçilme sürecinde heyecan yaşayan ve varlık nedeni penceresinden bakıp seçilmeyle birlikte ikbal beklentisi içine girenlerin tam bir gerçek olduğu siyasi zeminler vardır. O zeminlerden biri iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) olmaktadır. Partide, ilçe kongreleri süreci olanca hızıyla devam ediyor.
Seçme ve seçilme hakkını kullanmak isteyen binlerce kişi, aslında gelecekteki siyasi varlık nedenleri haline dönüşecek yeni görevi üstlenmenin hırsıyla hareket ediyor. Bir gün gelip il yöneticisi, bir gün gelip milletvekili ve belki de bakan olma hayalini ertelememek için var gücüyle seçme ve seçilme hakkını kullanmanın yolunu arıyor.
Delege seçimleri kapsamında Başiskele’de 16 bin 100, Çayırova’da 19 bin 445, Gölcük’te 18 bin 089, İzmit’te 34 bin 719, Karamürsel’de 9 bin 288, Kandıra’da 6 bin 599 ve Kartepe’de 16 bin 670 üye sandığa gidecek. Seçecekleri delegeler, daha sonra ilçe yöneticilerini belirleyecek. Onlar da il yöneticileri. İl yönetimi belediye başkan ve milletvekili adaylarının belirlenmesinde etkin rol oynayacak.
Heyecanın büyüklüğüne bakar mısınız…
Seçmek ve seçilmek sonucunda ortaya çıkan tablodan beklenti içine girenler, bu heyecanı her daim üst düzeyde yaşar. Sonucunda sevinç ve hayal kırıklıkları, bu durumdaki kişiler için ayrılmaz duygulardır.
İlimizde de, çok sayıda kişi, yakın gelecekte hem sevinci hem de hayal kırıklığını yaşayacak. Bu iki karşıt duygunun kent halkını fazla örselemesine izin vermeden yaşanacak seçim süreçleri, gelecek için umutlarımızı artırır. Bu yüzden, seçme ve seçilme hakkını kullanan, seçimler sonucu seçilen ya da seçilemeyen herkesin toplumu gerginleştirecek yaklaşımlardan kaçınması gerek.
Ülke Ortadoğu’daki savaş bataklığına sürüklenirken, bu tür yaklaşımlardan kaçınmak çok daha önem taşıyor. Umarım, gereken özen gösterilir…