İsmail Kadı

İsmail Kadı

PAZARCI DEĞİL KABADAYI...!

PAZARCI DEĞİL KABADAYI...!

 

Zaman buldukça Gebze merkezdeki pazar yerlerine uğrarım.

Amacım insanlar ne yiyip, nasıl alışveriş yaptıklarını gözlemlemek.

Tabiki bu arada ev ve işyerinin ihtiyacı olan alışverişi yapmayı ihmal etmem.

Bu hafta pazartesi pazarına uğradım.

Hoşuma giden sebze meyve almak için seyyar satıcının tezgahına yaklaştım.

Bir kaç kilo domates almak için görevliden ricada bulundum.

Tezgahın ön kısmına sağlam domatesler yerleştirilmiş, arka bölümede çürük ve ezik olanları poşete yerleştirmeye başladı.

Bu arada satıcıya uyarıda bulundum.

Çürük ve eziklerin hepsini benim torbama yerleştirmemesini söyledim.

Hiç birşey olmamış gibi çürük ve ezik domatesleri poşete doldurmaya devam etti.

Bende, domatesleri almaktan vazgeçtim, yoluma devam ettim.

Arkamdan bir genç bağırmaya başladı.

“Ulan gel buraya”...!

Ben de oralı olmadım.

Çünkü “ulan”değildim!

Israrla “ulan sana diyorum” ifadesini kullanmayı sürdürdü.

Ben de geri döndüm, genç yaştaki pazarcıya “sen herkese ulan diye mi hitap edersin”dedim.

Bu arada daha sonra babası olduğunu öğrendiğim kişi “evet ne olacak itirazın mı var”diyerek tartışmaya dahil oldu.

Ben de ilk aklıma belediye basını aramak geldi.

Öğlen arası olduğu için belediye basına ulaşamadım.

Daha sonra Belediye Başkanı Adnan Köşker’i aradım.

Bir süre sonra Başkan sağolsun geri dönüş yaptı.

Önemli bir toplantısı olduğunu söyledi.

Konuyu kendisine açmaktan vazgeçtim.

Gazeteye geldim.

Önce zabıta müdürlüğünü aradım kendimi tanıttım, şikayette bulundum.

Ardından Pazarcılar Odası Başkanı Ziya Erat’ı aradım.

Bahse konu olan pazarcının İstanbuldan geldiğini, üyelerinin olmadığını, Gebze Belediyesinden yer kiraladığını kendilerinin bu tür esnaflar üzerinde yaptırım yetkisi olmadığını belirtti.

Eğer kendi üyeleri olmuş olsaydı her türlü yaptırım da bulunabileceklerini söyledi!

Gelelim işin denetim boyutuna;

Önce Gebze Belediyesinin denetim ve kontrolünde bulunan bu tür satıcılara nasıl bir yaptırım uyguladığını merak etmekteyim.

Tüm pazarcı esnafının aynı şekilde olduğunu düşünmek bile istemiyorum.

Pazarlarda yeterli denetim olmuş olsaydı bu tür kendini bilmezler vatandaşı taciz etme imkanı bulamaz.

Pazarcı esnafının ruhsat numarasının görünür bir yerde olması gerekmez mi!

Ayrıca pazarcı hangi cürret ve cesaretle müşterisine hakarete dönüşen sözler sarf edebilir...!

Beğenmediğim ürünü almak zorunda değilim.

Umarım bu saldırgan tutum başkalarına yapılmaz.

 Bu esnafa nasıl bir yaptırım uygulandığının takipçisi olacağım.

Şehrin ortasında hiç kimse bir başkasına hakaret etme hakkına sahip değil.

Zabıta Amiri Barış Tatoğlu ile telefonla görüştüm.

Konunun takipçisi olacağını söyledi.

Bu tür vakaların sıkça pazarlarda yaşandığını ancak vatandaşın ses çıkartmadığını öğrenmiş oldum.

 

Bu konuda Pazarcılar Odası ve Gebze Belediyesinin daha etkin ve kalıcı önlem almasını bekleme hakkım var.

Bu yazı toplam 1068 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi