Siyasiler “herşeyin bir bedeli vardır”sözünü sıkça kullanır oldu.

O yüzden seçmeni ikna etme yerine parasal konular üzerinden vaatte bulunmayı tercih ederler.

Seçim süresince duyduğumuz vaatlerin yarısı siyasidir, diğer yarısı da ekonomik ağırlık taşır.

Doğru yada yanlış...

Samimi veya samimiyetsiz...

Türlü vaatlerle dolu sözler arasında seçmene en çok “nakit” teklifler cazip gelir.

Herşeyin ve herkesin bir fiyatı olduğu kanaati toplumda yaygın olduğu sürece siyaset güvenilir liman olmaktan uzaktır.

Halbuki ekonomik önlemler ve sosyal devlet politikalarını uygun bir dille anlatma yerine seçmene nakit paranın ucunu göstermeyi tercih edenler bir gün bu işin çivisi çıkacağını hesaba katmalıdır.

Ucuz vaatlere kanan seçmeni çantada keklik gören kimi siyasetçiler kendi çaresizliğinin farkına bile varmazlar.

Seçmenin bir kısmı tercih edecekleri siyasi partinin ülkeye ve insanlığa sağlayacağı maddi ve manevi kardan yada zarardan ziyade cebe girecek olan menfaatin cazibesine kolayca kapılırlar.

Bu tür omurgasız seçmen kitlesi hiç de azımsanmayacak potansiyele sahip.

Bunu hayatın her alanında görmek mümkün.

Bu potansiyelin peşine düşen bir yığın politikacı görmek mümkün.

Daha sonra da ahlaktan, erdemden bahsetmeyi marifet sayar.

O yüzden kısa günün karı diye vaat edilen menfaatlere siz siz olun kulak asmayın.

Hatta bu teklifleri yapanları ayıplayın.

Rasyonel düşünceleri destekleyin.

Akıl vicdan sahibi yeni nesiller yetiştirmeyi hedefleyen siyasetçiler değerlidir.

Onlar herşeyin bir fiyatı var sözünü can alıcı bir şekilde boşa çıkartırlar.

Parayla, vaatle ölçülemeyecek gerçek değerler olduğunu yeniden hatırlatırlar.

Siz siz olun yalanlara, talanlara kısa günün karına sakın kanmayın.