Özgürlükler (2)

Özgürlükler (2)

 

 

Washington merkezli insan hakları örgütü Freedom House (Özgürlük Evi), Dünya Özgürlükler Raporu’nda, Türkiye’ye, yine ‘kısmen özgür’ ülkeler arasında yer verdi. Özgürlük Evi’nin, “Tedirgin Diktatörler, Sallanan Demokrasiler” başlığı ile yayınladığı raporda, Türkiye’de özgürlüklerin geriye gittiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baskıcı bir politika izlediği, Avrupa Birliği’nin (AB), mülteci akışını önlemek için Erdoğan’ın uyguladığı baskıcı tutumlara göz yumduğu savunuldu.

Rapordan devamla söylenecekler bitmedi…
Türkiye’de son seçimlere de yer verilen raporda, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) seçim kampanyalarında Türkiye’deki medya tarafsızlığı, oto sansür, devlet imkanlarının Erdoğan’ın seçim kampanyasına harcanması, seçim kampanyalarının finansmanının yeterince şeffaf olmaması ve oy hilesi gibi usulsüzlüklere dikkat çektiği dile getirildi ve “Seçim sürecinde bazı usulsüzlükler olduğu öne sürüldü. Raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça AKP için kampanya yürüttü. Ülke içindeki ve uluslararası gözlemciler cumhurbaşkanının tarafsızlığını ihlal ettiğini söylediler” denildi.
TRT’nin seçim sürecindeki yayın politikasına da değinilen raporda, bir devlet kanalı olan TRT’nin, AK parti hükümetinin yayın organı gibi çalıştığı, muhalefete ise çok kısıtlı zaman ayırdığı vurgulandı.
Hükümetin, parlamentoda da bulunan HDP’yi PKK’nın bir kolu olmakla suçladığının belirtildiği raporda, Eylül ve Ekim aylarında HDP’ye ait 200 ofisin sivil çetelerin saldırısına uğradığı, seçimle işbaşına gelen HDP’li 40 belediye başkanının gözaltına alındığı ya da görevlerinden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Hükümetin binlerce Kürt’ü PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle gözaltına aldırttığı savunulan raporda, insan hakları avukatı Tahir Elçi’nin ‘PKK terörist örgüt değildir’ demesinin ardından öldürüldüğü belirtildi.
Raporda ayrıca Alevilerin tarihsel bir şiddet ve ayrımcılıkla yüzyüze kaldıkları ve AKP’nin bu yöndeki ‘açılım’ sözünün Aleviler için anlamını yitirdiği vurgulandı.
Raporda geçtiğimiz yıl Türkiye’deki şirketlere yönelik vergi denetimi ve baskınlar da gündeme getirildi. Raporda siyasal ve sivil haklar 1’den 7’ye kadar puanlandı. 1 en yüksek 7 ise en düşük puan olarak kabul edildi. Türkiye geçen yıl olduğu gibi bu yıl da siyasal haklardan 3, sivil haklardan da 4 puan aldı.

Rapora yansıyan bütün bu olayların dışında, ülkemiz gerçekten de özgürlüklerin gerektiği gibi kullanılamadığı ülkeler arasında önemli bir yere sahip.

Basın yayın özgürlüğü kısıtlı,

Eleştiri özgürlüğü çok sınırlı,

Seyahat özgürlüğü her an yok sayılabiliyor,

Barınma özgürlüğü sınırlandırılabiliyor,

Tüm bunları kapsayan anayasal özgürlükler yazılı metinlerde tarif edilmiş aslında. Sözü edilen bu özgürlüklerin temel yazılı metinlerde gerçek değerine kavuşturulmak istenmiş olması yeterli olmuyor.

Temel metinlerde ve toplumsal mutabakatlara rağmen, yönergeler, genelgeler ve sonradan düzenlenen bazı kanunlar eliyle temel hak ve özgürlükler alabildiğince sınırlandırılmış hatta kullanılamaz hale getirilmiştir.

İşte, o raporda sözü edilen başlıkların dayandırıldığı temel felsefe de budur. Bu noktayı aşmak ve giderek özgürlükleri daha kullanılabilir hale getirmek için daha fazla mücadele etmeliyiz.

Mücadelenin ilk hedefi gerici eğitimin meşrulaştırılmasını engellemek olmalıdır.

Mücadelenin en önemli ayaklarından biri de, yok edilmeye çalışılan laikliğe gerçek anlamda sahip çıkıp eğitim, dinsel ve sosyal yaşam açısından ne kadar önemli olduğunun yeniden kavranmasını sağlayacak adımlar atmaktan geçiyor.

 

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam demiştik. Söylediklerimizi unutmadan…

Bu yazı toplam 193 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi