İç Güvenlik Yasası daha tasarı halindeyken, yasalaşması sonucu nelere mal olacağına dikkat çekmek için sokaklarda yürüyüp, neden karşı çıktığımızı anlatmaya çalıştık.

Olmadı, siyasiler dinlemedi, TBMM’de alınan oylama kararıyla yasal hale geldi. Sonra, toplumda ne tür sonuçlar doğurabileceğine örneklerle yer vermeye çalıştık. Ama kulaklar duymaz, gözler görmez oldu.

Şimdi, o yasaya dayanan anlı-şanlı yöneticilerimiz ‘öldürün’ talimatı bile veriyor…

Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in geçen temmuz ayı sonunda 81 il emniyet müdürüne iki sayfalık bir genelge gönderdi. Genelgede, 4 Nisan 2015 tarihinde yürürlüğe giren iç güvenlik paketinde toplumsal olaylarda kamu düzenini bozucu eylemlere karşı alınacak güvenlik tedbirlerinin belirlendiğine dikkat çeken Lekesiz, “Son günlerde meydana gelen toplumsal olaylarda bu yetkilerin tam ve etkin bir şekilde kullanılmadığı müşahede edilmiştir” dedi.

Lekesiz, genelgede, "Polislerin tereddüt etmeden silah kullanmasını" istedi.

O genelge neleri içeriyor, isterseniz ona bakalım…

-Polis, kişilerin üstlerini ve araçlarını mahkeme kararı olmadan arayabilecek.

-Başkalarının can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürenler “koruma altına alma veya uzaklaştırma” yetkisini kullanabilecek.

-Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya saldırmaya teşebbüs edenlere karşı, saldırıyı etkisiz kılabilecek ölçüde silah kullanılabilecek.

İşte, Lekesiz de, bu maddelere dayanarak hazırlattığı genelgede, beklentisini şu ifadelerle dile getiriyor:

“Tanınan bu yetkiler ile Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun (PVSK) 16. maddesinde düzenlenen silah kullanma yetkisi dahil hukuki şartların oluşması halinde bütün yetkiler, kanunda belirlenen ölçü ve sınır içerisinde terör örgütlerinin tehdit, korkutma, vergilendirme, haraç toplama, adam kaçırma ve benzeri faaliyetleri ile şiddet içerikli toplumsal olaylar ve her türlü hukuksuzlukla mücadelede tereddüt edilmeden kullanılacaktır. İl emniyet müdürleri ve sıralı amirleri yukarıda yer alan talimat doğrultusunda hareket etmelerini ve herhangi bir aksaklığa meydan vermemelidir.”

Bu talimat, ‘’öldürün’’ ya da ‘’öldürebilirsiniz’’ talimatıdır.

Şimdi, bu talimatın verildiği polis, gerginliklerin tırmandığı dönemlerde silah kullanmaktan çekinir mi ?

‘’Silah kullanırsam hukuk beni mahkum eder’’ diye düşünür mü ?

Elbette çekinmez ve düşünmez…

Çünkü, yetkili kılan sözler o genelgede açıklıkla yer almaktadır. Sadece PSVK’nın ilgili maddelerine dayandırılmış ama anayasa ya da yasalara ters düşen sözde yetki sınırları dışına taşılmış olması, eline silah verilmiş ve yaşları 20-30 arasında değişen o genç polisleri engelleyemez ki.

O yüzden, bu ve benzeri talimatlar verilmeden önce hukuk ve insan hakları konusunda gerekli eğitimin alınıp alınmadığı iyice irdelenmelidir.

Aksi halde, akıl ve kanunların yerini ‘’emir demiri keser’’ mantığı almaya devam edecektir.