Gazeteci-yazar Musa Anter, Diyarbakır’da 24 yıl önce uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiği yerde 4 gün önce bir kez daha anıldı.

Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı, sevenleri ve yakınları Musa Anter'in vurulduğu yer olan Yenişehir ilçesi Seyrantepe Mahallesi'nde düzenlemek istediği anma etkinliğine önce ‘gösteri ve yürüyüş yasağını hatırlatarak eylemin kanunsuz’ olduğunu ileri süren emniyet birimleri, bir süre sonra anmanın yapılmasına izin veriyor.

Bu çifte standardın gerekçesi yoktur.

Sorumlusu belli değildir.

Eğer yasalara uygunsuz bir durum ise sonradan izin verilmesinin ve bu izin veren kişinin de yasaları geçici biçimde çiğnemiş olmasının sorumluluğu yok mudur ?

Neyse, dönelim Diyarbakır’daki anmaya…

Musa Anter'in vurulduğu yere alkışlarla giden topluluğa hitap eden Kışanak, "Ape Musa ile birlikte çalışma şansına sahip olmuş bir insan olarak ondan ne kadar çok şey öğrendiğimizi burada ifade etmek istiyorum. Onu kaybetmek, hepimiz için çok büyük bir üzüntü kaynağıdır" diyerek, içinin acıdığını bir kez daha paylaşıyordu.

Diyarbakır’da hiç yaşamadım,

Musa Anter ile hiç tanışmadım ve karşılaşmadım.

Ama, öldürüldüğüne vicdan sahibi bir insan ve bir devrimci olarak hep üzüldüm…

Cinayeti işlediği bilinen ve JİTEM adına çalıştığı ileri sürülen Abdülkadir Aygan, “en büyük eylemimiz Musa Anter cinayetiydi” demiş ve 2005 yılında yazdığı kitapta JİTEM itirafı yaparken, şu ifadeleri kullanmıştı:

‘’PKK’den kaçarak 5 yıl cezaevinde geçirdiğim süre sonunda, Cem Ersever'in girişimiyle JİTEM içinde çalışmalarda bulundum. Hamit, kaldığı otele gönderildiği Musa Anter'e, 'Hogir sizi bir evde bekliyor' diyerek otelden çıkarttı. Ben ve Hogir, Seyrantepe'de bekliyordum. Yeşil ve Mustafa Deniz, bizden biraz ileride bekliyordu. Hamit, Musa Anter'i getirecekti, Hogir de öldürecekti. Ancak, siren sesleri gelince aracımıza binerek JİTEM'e gittik. Bir süre sonra Hamit gelince, (İş tamam) dedi. (Neden yanımıza getirmedin) deyince, (benden şüphelenince yolda indirdim, öldürdüm) diye cevapladı.”

Bu sözler ve yazılar havada kaldı. Gerçek sorumlular halen yargılanmış değil…

Ama, Musa Anter’in anma günü olan 20 Eylül, aynı zamanda  Musa Anter'in gazetesine destek veren kişilerin yargılanma günü olarak tarihe geçiyor.

Musa Anter ve diğerleri niçin öldürülüyor dersiniz ?

Hemen söyleyeyim;

Musa Anter, Türkiye İşçi Partisi üyesi, Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü'nün kurucularındandı.

Kendi davasının inançlı, dirençli ve yürekli bir savaşçıydı. Aziz Nesin’in yazdığı gibi ‘gözyaşlarından kahkahalar süzen’ kişilikte bir insandı.

Musa Anter ve diğerleri benzer gerekçeler için öldürülüyor. Devletin içinde yuvalanan gladyo örgütlenmesi de, bu ve benzer cinayetlerin üzerini örtmek için var gücünü kullanıp, başarılı oluyor.

Eşitlik ve özgürlük, adalet, laiklik ve cumhuriyet değerleri, cinayetler, katliamlar ve adına siyasetçi denilen katillerle hesaplaşmanın yolu devrimci dinamiklerin belirleyici olmasına bağlıdır.

Bunun için her koşulda ve konuda Haziranlaşmak gerekiyor…