Kuruluşundan Kapatılışına Yok Edilen Fabrika SEKA
1899 yılında Heybeliada’ da doğan Kimyager Mehmet Ali Kâğıtçı, Türkiye de ki eğitimini tamamladıktan sonra 1925 yılında kâğıtçılık öğrenimi görmek üzere Almanya’ ya gitti. Almanya' da selüloz ve kâğıt fabrikalarında çalıştı. Daha sonra Grenoble Üniversitesi Kâğıtçılık Enstitüsüne kaydolan Kâğıtçı, Ağustos 1927' de okulu birincilikle bitirerek “Kâğıt Mühendisi” unvanını aldı.
Türkiye’ ye dönen Kâğıtçı, Türk kâğıt sanayisinin kurulması için çalışmalara başladı. Ülkenin aydınlanması için eğitim şarttı ve bunun için kâğıda ihtiyaç vardı. Türkiye'de kâğıt, karton, ambalaj kâğıdı, gazete kâğıdı ve sigara kâğıdı üretecek bir fabrikanın projeleri Mehmet Ali Kâğıtçı' nın yönetiminde hazırlandı. İzmit Sümerbank Selüloz ve Kâğıt Fabrikası' nın temeli 1934' te atıldı. Mehmet Ali Kâğıtçı, fabrikanın tesisi için kuruluş hazırlıklarını yürüttü. 1936 yılında üretime başlayan fabrikanın müdürlüğüne getirildi.
Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları A.Ş, (SEKA) Türkiye'de kâğıt sanayiinde yatırım ve planlamalar yapan devlete ait bir fabrikaydı. SEKA, Cumhuriyet tarihinin ilk sanayi kuruluşlarındandı. Fabrikanın kurulacağı en uygun yer olarak; İzmit seçildi. Şirketin, Ankara'da alım satım müdürlüğü olmak üzere, Afyon’da, Dalaman’da, Balıkesir’de, Bolu’da, Çaycuma’da, Kastamonu’da, Aydın Karacasu’da, Ordu Akkuş'ta işletmeleri ve Silifke ilçesine bağlı Taşucu'nda tersane alanları kuruldu. Bu yalnızca ülkenin kâğıt ihtiyacının karşılanması değil aynı zamanda on binlerce işçinin kamuda istihdam edilmesinin de adıydı.
SEKA üretti. Ürettikçe kazandı. Kazandıkça Çoğaldı. 1944 yılında İzmit İkinci Kâğıt Fabrikası, 1954 yılında da Üçüncü Kâğıt Fabrikası işletmeye alındı. “Türkiye'nin ilk kâğıt karton fabrikası” olan SEKA İzmit, 10 bin ton/yıl kapasite ile kuruldu ve daha sonra eklenen fabrika ve tesislerle 5 kâğıt, 2 oluklu mukavva, 1 selüloz ile 1 klor-alkali fabrikasına kavuşarak bütünleşmiş bir tesis haline geldi. 1980 yılına gelindiğinde kapasite 140 bin ton/yıla ulaştı. Dışa bağımlılık yok edildi. Türkiye kendi kâğıdını kendi üretti. Ve on binlerce insana iş imkânı sağlanırken ülke ekonomisine büyük katkılar sunuldu.
Fakat ‘’Devletin malı deniz yemeyen keriz’’ mantığının ayyuka çıktığı dönemlerde her iktidar kendine özgü çıkar politikalarıyla SEKA üzerinden yandaşlarına iş sahaları hazırladı. Makinalar zamanla eskidi, yıprandı, yenileri koyulmadı. Yeni projeler geliştirilmediği gibi gün geçtikçe SEKA’ya ait işletmeler kapatıldı ve ülkenin en çok kar eden ve değer kazandıran fabrikası özelleştirmeci, piyasacı iktidarların ellerinde zarar ettirilmeye başlandı.
Her geçen gün bedenine ağır darbeler alan bu yaralı hastayı ameliyata alıp iyileştirmek yerine, boğazını kesip öldürmek istediler. İlk kez 1997 yılında özelleştirilme kapsamına alındı fakat bu karar; Kocaeli halkının ve SEKA çalışanlarının yoğun tepkisi ile karşılandığından, özelleştirme işlemi iptal edildi. Fakat devlete ait her şeyin ‘’babalar gibi satıldığı’’ TÜRK TELEKOM, TÜPRAŞ gibi işletmelerin özelleştirildiği dönemde SEKA’ da saldırıdan nasibini aldı.
Dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan SEKA kâğıt fabrikasının satışıyla ilgili eleştirilere “Stratejik bir yermiş. Ne stratejisi! Önemli olan müşteri bulmak. Müşteri gece gelsin, pijamayla çıkarım karşılarına” açıklamasında bulunmuştu.
Ve tüm direniş, eylem ve tepkilere rağmen İzmit İşletmeleri 10 Mart 2005 tarihinde AKP hükümeti ile Türk-İş arasında yapılan protokol sonucunda çalışanları ve tüm varlıklarıyla beraber İzmit Büyükşehir Belediyesi'ne devredilerek kapatıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.