İşçinin parası buhar olmuş !
Devleti yönetenler, on yıllardır halkı aldatmakta sakınca görmemiştir. Hep ‘’halk yararına’’ olacağını söyledikleri sözde yeni düzenlemeler yapmışlar ve gelecek kaygısını ortadan kaldıracak sözde önlemler almışlardır, ama olan yine halka olmuştur.
Çoğunlukla da, çalışanlara…
AKP iktidarları döneminde oluşturulan İşsizlik Fonu diye bir fon var. İşçinin, işsiz kaldığında tek dayanağı olması gereken bir fon. İşçiden kesilen milyonlarca lira, kuramsal olarak bu fona aktarılır, çalışanlar işsiz kalınca bu fondan destek alır. Durum, kuramsal olarak böyle ama fiilen böyle değil.
Çünkü;
SGK, işçilerden kesilen milyonlarca lirayı İşsizlik Sigortası Fonu’na aktarmadı. Fona aktarım işini, Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) takip etmesi gerekiyor. Ama, İŞKUR bu görevini yerine getir(e)memiş. Sonucunda da, SGK’yi suçlamış.
Takip görevini yerine getirmeyen İŞKUR, bir de, mevzuata aykırı olmasına karşın birçok giderini de fon gelirlerinden karşılamış.
İşsizlik sigortası primlerini tahsil etmekle görevli olan SGK, İŞKUR’a eksik ödeme yapıyor. İŞKUR, gerekli takibi yapmadığı için herhangi bir işlem yapmıyor. Sonuç olarak, geçen yıl tahsil edilmesi gereken devlet payı tutarı 2 milyar 7 milyon 951 bin 929.97 TL iken toplamda 1 milyar 934 milyon 809 bin 608.09 TL tahsil edildiği görülmüştür. Bunun anlamı şudur: İşsizlik sigortası prim gelirlerine ilişkin yeterli kontrollerin yapılmaması nedeniyle fon kaynağında toplamda 246 milyon 973 bin 314.38 TL eksiklik olmuştur.
Ohhhh, ne ala.
Özcesi, işçinin parası buhar olmuş…
Bu fonda biriken paranın nereye ve ne şekilde kullanıldığını bilmek, en azından maaşından kesinti yapılan insanların en doğal hakkı. Bu insanlar, ücretlerinden kesilen miktarların hangi kalem harcamalarına aktarıldığını merak ediyor. Verilecek bilgiyi de merakla bekliyor. Ama, o bilgiyi verecek cesaretteki devlet görevlilerini gören yok.
Yasa çıkar, uygula, ama denetleyeme. Sonuç olarak, milyonlarca çalışanı ekonomik olarak mağdur et, ama hiçbir işe yaramasın.
Öyleyse, bu işin sorumluları, vakit geçirmeden yargının önüne çıkartılmalı ve kendilerinden hesap sorulmalı. Suçlu görülenler ise gereken cezaya çarptırılmalı ki, insanların bu tür mekanizmalara olan güveni sarsılmasın ya da sarsıldıysa yeniden tesis edilebilsin.
Bu durumun hesabını kim soracak ?
Elbette ki, o fona aktarımın ana aktörü olan çalışanlar soracak. Çalışanların örgütlü oldukları meslek kuruluşları ya da sendikaları, bu işin peşini bırakmayacak ve kuruşuna kadar hesap sorulmasının yolunu açacak adımları atacak. Başka da yolu yok.
Hesap sormak bir yana, peki, buharlaşan paraların hesabını kim verecek ?
İŞKUR mu, SGK mı ?
Yoksa onların organizasyonundan sorumlu olan siyasal iktidar mı ?
Bence AKP iktidarları hesap vermeli, hem de zaman geçirmeden…
İnançlı insanların yönelttiği en samimi sorulardan birisiyle bitirelim.
Bugün halkına hesap veremeyenler, gerçekleri gizleyen ya da hak sahiplerinden türlü ayak oyunlarıyla kaçıranlar yarın ahirette nasıl hesap verecek ?