Aktan Uslu

Aktan Uslu

İmamoğlu’nun Çamlı’ya yanıtı olmalı. Üstelik yerinden…

İmamoğlu’nun Çamlı’ya yanıtı olmalı. Üstelik yerinden…

Ben sizleri selamlarken devrimci demiyorum, inkılapçı diyorum. Çünkü gönülleri alıyor, inkılapçı.”

Ahmet Hamdi ÇAMLI – AKP İstanbul Milletvekili

12 Eylül askeri darbesinin 40’ncı yıl + birinci gününe denk gelen..

13 Ağustos 2020 tarihli AKP Darıca İlçe Kongresi’nde..

15.00 – 15.30 zaman aralığında yaptığı..

“Tarihi” konuşmadan!

 

Bu arada konuşma; tarafımdan ses kaydına alınmama gibi bir mesleki refleks eksikliği olmakla birlikte, kelimesi kelimesine olmamakla birlikte özü itibariyle yansıttığım gibidir.

**

Bizim mesleğe bardağın boş tarafından baktığınızda, “Ne bu yaaa.. Her pazar da çalışma olur mu?” yu görebilirsiniz.

Ama dolu yönden bakınca, pazartesi sendromu diye psikolojik rahatsızlık yok.

Pazartesi gelmişmiş, ne gam.

Ancak insan beyninin algılayabileceği sürelere de bilimsel yaklaşımlar getirilmiş. Örneğin okullarımızda ders saatleri 40 dakika civarı belirlenmişse, haybeye belirlenmedi.

Çok panelistli konuşmalarda, kongrelerde de çay kuru pasta molaları sadece çay kahve içilsin, kuru pasta lüpletilsin diye diil.

Çamlı kürsüye çıkana kadar olan ki süreçte peş peşe ama zaman aralıklı iki AKP kongresinde 9 hatipten 11 konuşmacı dinlerken..

11’nci konuşmacı olarak AKP İl Başkanı Mehmet Ellibeş’i Çayırova’nın ardından Darıca’da ikinci kez dinlerken..

Yenigün Gazetesi’nden genç meslektaşım Semih Bodur’a fiskos ettim: “Kocaeli Milletvekilleri adına İlyas Şeker konuştu. Vedat Demiröz de yok. Galiba son konuşma.”

An itibariyle AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın kongrede olduğunun farkındayım ama mikrofon alacağına dair öngörüm olmadı, aklımdan bile geçmedi. Bunu negatif bir eleştiri olarak da ifade etmiyorum. Sonuçta AKP işleyişinde öyle uygun görülmüştür, saygı duymak lazım.

Ve meğer Ellibeş’i Darıca’da dinlerken, algılama kabiliyetlerimizin yorgunluktan zayıflamaya başladığı süreçte, “Nihayet, son konuşmacı" gevşemesi ve sükuneti içindeyken..Meğer o sükûnet fırtına öncesi sessizliğin işaretiymiş.   

Çayırova’nın kongresinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz konuşurken, konuşmasını ayrı haberleştireceğim henüz o esnada banko ve kesinken, sesi gerekirse tekrar dinlemek için kayda da almıştım. Müthiş akıcı, baymayan ve yormayan, algıyı zorlatmayan bir hızda, anlaşılır konuştu ve gerek kalmadı.

Çamlı’nın konuşmasını Demiröz’ün konuşması ile o yaklaşımdan kıyaslandığında; alabildiğine hızlı, konudan konuya geçişleri birbirinden kopuk.. Yani ola ki ses kaydı alsaydım dahi zorlayıcı boyutta idi.

Bundan sebep siyasette beden dili, mimikler önemli. Hele ki hitabet bir sanat…

Bu konuda da, eğitim şart.

**

Çamlı'nın konuşmasının içeriğine dönünce..

“Tarihi” diye tanımladığım konuşmasının girişinde kurduğu, benim de yorumun girişine aldığı o sözleri duyduğumda, “Eyvah” dedim: “Erdal Eren’den girecek, Deniz Gezmiş’ten çıkacak. Ölü dahi olsa devrimcileri yerleştirecek…”

Ardından EMEP’i, ÖDP’den devamla SOL Parti’si, TKP’si, HKP’si…

Yurdumun tüm sol sosyalist partilerinin bölgemizdeki ilçe örgütlerini yazılı yerleştirme, -düzeltme- yazılı basın açıklamasına sürükleyecek.

Malum 12 Eylül’ün yıldönümü.

Neyse ki hiçbir konuda 10 – 15 saniyeden fazla durmuyor.

Bu meselenin mizahi, naçizane kendi çapında espritüel bir yaklaşımı oldu.

Ama gerçekleri tüm çıplaklığıyla teşhir etmek lazım..

Kullandığı dil, dil değil..

Şiddeti körükler, toplumu gerer.

40 yıl önce dolayları kardeşler birbirine kurşunun hakikisini sıkıyordu ya..

Sosyal medya yine savaş meydanına döner.

O ifadeler yok mu o ifadeler..

Aslında kardeşin kardeşe sıktığı “mermiler.”

Uyanın yahu. Tasalanın ve sebebi olmayın.

**

AKP yaklaşımı ile “CeHaPe”..

Senin “CeHaPe” dediğin CHP’nin 600 bini aşkın nüfuslu Gebze Bölgesi’nde gerek genel gerekse yerelde sadece tabelası girse seçime.. Yüzde 20’dir. 120 bin yurttaştır. Gerersin..

Çok süratli gitti. Yine 10-15 saniyede geçiştirdi ama arada Akşener’e, Demirtaş’a da laf sokup yine hedefindeki CHP’ye dönüş yaptı. Ama gerek İYİ Parti gerekse HDP.., İkisinin yüzde 10’u aşan, bazı mahallelerde yüzde 20’yi zorlayan, Dilovası’nın bazı mahallelerinde sandıktan HDP’yi iktidar çıkartan seçmeni var.

“HDP eşittir PKK demek” kolay…

PKK sempazitanı oldukları doğru ama iç içe yaşıyoruz. Aynı otobüste, aynı AVM’de… vesairedeyiz. Ve istisnai örneklemeleri hariç, çok ama çok büyük çoğunluğu terör karşıtı..

Söylemde, “PKK terör örgütüdür” demiyor, üst düzey ilişkili pratikte aralarına mesafe koymuyorlar. E o da onların. aslında memleketi de çok etkileyen sorunu!

Yani sözü gelmişken

TV’lerdeki malum tartışma programlarının birinde, daimi konuklardan, çok kanalda gezip konuşan araştırmacı Hakan Bayrakçı’nın şu tespitlerine denk geldiğimde, hak verdiydim:

“PKK, seçime etkileri üzerinden Türkiye’nin siyasetine, geleceğine de etki ediyor. Geleceği ile oynuyor.

CHP’nin HDP ile ilişkisi özellikle Ege ve Trakya’daki CHP seçmeninin tercihini pozitif veya negatif etkiler ve bu önemli bir orandır.”

İyi ama diğer tarafta da aslında bakmayın atarlandığında AKP’nin de gözü olan HDP seçmeninin oy oranı var..

2015’te ikinci tekrarına gidilen seçimdeki hamleleri unutmadık..

Cemil Yaman bugünkü konumunu, neye borçlu?

2015’in ilk seçiminde HDP’ye, ikinci seçiminde AKP’ye oy veren seçmene borçlu!

Şimdi bu zeminden ayıkla pirincin taşını. İktidarını korumak isteyen de, iktidarı edinmek isteyen de etki alanında: İşte PKK, yurdumun siyasetine, geleceğine böyle etki ediyor. Yön veriyor.

Yani Bayrakçı’nın yaklaşımında terörle mücadelede şehit olarak hayatını kaybeden insanlarımıza, gazilerimize, ekonomiye olan etkisine atıfta bulunmuyor. Cabasına işaret buyuruyor. Başka bir şeyler söylüyor.

**

Yine ana konudan daha fazla kopmadan U dönüşü yaptığımda, Çamlı’nın neler neler dediği, not alabildiğim kadarıyla ilgili haberimizde..

Tepki de gecikmedi, hem de hiç.

Ve Çamlı’nın sözel şiddeti tetikleyen dili, tetikledi.

Bence gerekçesi ne olursa olsun CHP Darıca İlçe Başkanı Gökhan Aktaş’ın yazılı açıklamasında, aynı ifade biçimini tercih etmesi, hataydı.

Çok daha nazik bir üslup ve ifadeyle yanıt vermeyi tercih etmeli, Çamlı ve emsallerine bir nevi, “Kapak olsun” mesajını da vermeliydi.

Çamlı’nın salvolarında muhalif kesimden yanıt hakkı olmayan, neredeyse “yok yok” sınırlarını zorluyor.

Ben İmamoğlu ile ilgili olanını başlığa çektim. Haber değeri gören diğer refiklerimizde farklı başlıklar kullanılmış olmakla birlikte muhtemelen, ara başlıklarda ve içerilerde vardır.

Yanıt hakkı sahiplerinden biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur.

Ve bence yazılı açıklama ile, orda burda açıklama arası açıklama ile geçiştirmemelidir.

Tam da Çamlı’nın konuştuğu Darıca Belediyesi Sancaktepe Tesisleri’nden..

Tesisin içi tahsis edilmezse tesisin kapısının önünden..

Çamlı’nın üslubu ile asla değil, alıştırdığı üslupla..

Topluma karşı sorumlu siyasetçi olgunluğunda..

Ve öyle cümleler kurgulamalı ki, eleştirirken AKP tabanını da asla incitmemeli..

Sevgi mesajları içermeli, her zamanki gibi.

İmamoğlu’nun Tuzla, Pendik, Kartal, Sultanbeyli, Şile… gibi bize çok uzak olmayan mesafeli ilçelerden birine yönelik programlarda araya Darıca’da sıkıştırılabilir sanki..

Hiçbir zaman, hiçbir şart ve koşulda ve bana yakınlar dahil hiçbir partinin yerel iktidarında dahi, “Belediye basın bürosuna” kapağı atmak olmadı, olmayacak..

Aktif siyasilere profesyonel danışmanlık yapmak gibi bir hevesim de asla yok ama..

Allah geçinden mi verir, erinden mi verir bilemiyorum ama, gazeteci ölmek gibi, hele ki bedenim isyan etmezse sahadaki gazeteci olarak ölmek gibi bir niyetim var.

İmamoğlu’na danışman olsam, “Çamlı’ya yanıt vereceksek yazılı değil, açıklama arası açıklama değil, gidip yerinden verelim” diye önerirdim…

“Darıca, Kocaeli’nin en batısında. İstanbul'un doğu sınırında. Hazır Tuzla’ya kadar gittiğimiz gün burnumuzun dibinde, sıkıştıralım araya” derdim..

**

 

 

 

 

Bu yorumu İmamoğlu bir şekilde okur mu, görür mü bilmem.

Ama ola ki gördü, bildi.

Duygu sömürüsüyle..

Naçizane birde buradaki CHP tabanının sesi soluğu olayım:

2019 yerel seçimlerinin ikincisinde bu bölgenin, ilimizin CHP örgütlerinin başkanı, yöneticisi, üyesi..

Çok önemli detay ki hukukçu, avukat CHP’lisi..

Seçmeni olmadığı, hizmetine talip olmadığı ilin seçiminde sandık başındaydı.

O seçimin ilkinde sandıklar tekrar sayılıyordu ya. Sabahlara kadar sandık nöbetinde onlar da vardı…

Onlar seni özlemiştir sanki..

Onların hatırına, Çamlı’ya yanıtı hem ver. Hem de yerinden ver…

Bu yazı toplam 1100 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi