Hangi örgütü ?

Hangi örgütü ?

 

 

 

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, algı yaratma konusunda ustalaşmış bir stratejist-siyasetçi.

Ankara’daki 10 Ekim katliamı sonrası, olayla ilişkili bakanların istifa etmesi talebini, "Bakanlar istifa etsin demek örgütü sevindirir" cümlesiyle karşılıyor.

Adama sormazlar mı, hangi örgütü sevindirir ?

Söyleyememiş muhtemelen, ben yazayım IŞİD’i…

En azından ben böyle algılayabilirim. Çünkü, katliamın IŞİD işi olduğuna ilişkin güçlü bulgular var.

Akdoğan algıyı değiştirmek için sistemli bir strateji uyguluyor. Bunu yaparken de, "İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı istifa etsin' demek sadece örgütü sevindirir, terör örgütü bayram yapar." yorumunda bulunuyor.

Devamında, "Demirtaş’ın olaydan sonra devleti suçlaması ne kadar siyasi çiğlik ve sorumsuzluksa Kılıçdaroğlu’nun da istifaya davet etmesi aynı şey" diyor.

Meseleyi IŞİD dışına taşımak için olağanüstü çaba harcayan Akdoğan, bir dönem ‘’bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz’’ diyerek tarihe geçen o ünlü siyasetçinin izinden yürüyor.

Katliamda, ‘’farklı işbirlikleri’’ varmış. Elbette var, söylenildiği gibi o iki canlı bombanın işi olduğuna inanmamız mı bekleniyor ?

Ama, Akdoğan bu farklı işbirliklerinin kontgerilla ya da AKP gladyosu olarak algılanmasını önlemek için karmaşık tezini sunuyor. İfadesi şöyle:

‘’Bu örgütler, oturdular bu saldırıyı birlikte planladılar anlamına gelmiyor. Farklı yerlerde, farklı işbirlikleri geliştiriyorlar. Bir yerde farklı işbirliği unsurları -PYD ile Esed işbirliği böyle- daha karmaşık bir ilişki yapısı var. PKK, IŞİD bunların da birbirine karşı ama zaman zaman üçüncü unsurlara karşı farklı işbirlikleri içine veya birtakım temaslar içine girdiklerini görebiliyoruz. Farklı yapıların benzer bir amaca hizmet ediyor olmasının açıklaması, başka bir dış gücün bu işin içerisinde olması, paravan olarak birtakım örgütleri kullanması anlamına geliyor. Onların kapasitesini düşünerek de hareket edilmesi lazım. Burada istihbaratı suçlamak kolaycılık olur. Birçok olay çözüyor, bazen de bunlar kaçabiliyor. Bu da soruşturuluyor, başka bir ihmal zinciri var mı diye bakılıyor.’’ 

Suruç katliamı soruşturması ve sonrasındaki sözde operasyona da değinen Akdoğan, devam ediyor:

‘’Çok ciddi operasyonlar yapıldı. Özellikle biz IŞİD hedeflerini vurmaya başladığımızda Kuzey Irak’a harekat yaptığımızda içerideki milisler toparlandıysa IŞİD’e müzahir unsurlar da gözaltına alındı. Operasyondan sonra kendilerine yakın duygusal yakınlık içine giren insanlar ayrı. Bir de silahlı faaliyetler içine giren, eylem gerçekleştiren kişiler var. Bunlar daha önemli. Bunların üzerinde de çalışılıyor. Suriye’ye girip çıktıkları için bunları tek tek kontrol etmek, takip etmek mümkün olmuyor. Suruç, onunla ilgili de gözaltılar, çalışmalar oldu. Bir ayağı Suriye’ye dayanıyor. Oradaki engel, bu şeyin dışarıdaki ayağının son derece aktif olması. Mekanizma dışarıya taşındıysa onun üzerinde bir sonuca ulaşmak daha zor oluyor. Görüntüde olan örgüt, bunun arkasında başka bağlantıları, çarpık ilişkileri olabilir. Örgütler arasında o iyi, bu kötü olamaz.’’

Öyleyse, neden dillendirmekten çekinir dersiniz ?

Sözde analizlerini yaparken, ‘’aba altından sopa göstermeyi’’ de ihmal etmiyor Başbakan Yardımcısı.

Diyor ki;

‘’Mesele doğrudan bir boyutuyla bu seçimi etkilemektir. HDP Barajı geçsin, Ak Parti tek başına iktidar olmasın maksadıyla yapılmış bir şey gibi görünüyor. Sadece siyaseti dizayn etmek değil, AK Parti’yi bir şekilde devirip Türkiye’nin dış politikasını dizayn etmek.’’

Bu arada, güvenlik konsepti de değişecekmiş…

Bu tür toplumsal eylemler, siyasi mitingler ve faaliyetler öncesi birtakım hava araçları ve bomba köpeklerinin kullanılacak, farklı yerlerde arama noktalarının oluşturulacak, istihbarat da buna göre çalışma yapacakmış.

Bunları yapmak için 100’ün üzerinde insanın ölmesi mi gerekiyordu ?

Güvenlik konseptinizde değişikliğe gidin, bu sizin tasarrufunuzda. Ama, Ankara katliamının siyasi sorumlularını korumayın. İçişleri ve Adalet Bakanı bir gün daha beklemeden istifa etmelidir.

Bunu söylemek neden örgütü sevindirsin ki ?

Bu arada, sevinecek örgüt hangisi, bir de onu söyleseniz iyi olacak sayın Akdoğan…

 

 

Bu yazı toplam 192 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi