29 Ekim 1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti 100. Yaşını kutlayacak.

Şu bir gerçek ki büyük umutları, muasır medeniyet hedefleri olan Atatürk Cumhuriyetinin yerinde şimdi yeller esiyor.

Cumhuriyete her şekilde karşı olanlarla iş birliği içindeki sağ iktidarlar bilerek ve isteyerek Cumhuriyet kalesinde onarılması zor gedikler açtılar.

14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti iktidarıyla başlayan süreç ve sonrası her şeyi anlatmaya yetiyor.

DP sürekli olarak Atatürk ve laik, demokratik Cumhuriyet fikrini yok saydı.

Örnek olarak, DP’nin birinci hükümet programında, Atatürk’ün de yer aldığı eski meclislerin tümünü milli iradenin tam ve serbest tecellisi dışında sayması ve 14 Mayıs seçimlerini Cumhuriyet tarihinde yapılan en büyük devrim olarak nitelenmesi gibi…

Cumhuriyet şimdi yalnızca sözcükten ibaret!

Devleti yönetenlerden Laik, Demokratik Cumhuriyet diyen var mı?

Yok!

Atatürk’ün inşa ederek miras olarak bıraktığı laik, demokratik Cumhuriyetin sistematik olarak planlı bir şekilde içeriği boşaltıldı.

‘’Biz bu Atatürk’ün Laik Cumhuriyetine tabi olamayız ama Cumhuriyeti bize tabi edebiliriz’’ diyerek yola çıktılar.

Ve Cumhuriyeti kendi dünya görüşlere göre değiştirip dönüştürmeye başladılar.

Günün sonunda gelinen noktada her şey ayan beyan ortada.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle demişti:

‘’Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.’’

Asıl Cumhuriyet yandaşları Atatürk’ün düşünsel ve toplumsal devrimlerinin de savunucusu ve uygulayıcısıdır.

Cumhuriyetin tüm kazanımları ortadan kaldırılırken, görmezden gelenlerde suçludur.

Aynı zamanda seçimlere alacağı oy uğruna Cumhuriyetin sabote edilmesine sütliman olanlarda.

Örnek Bay Kemal ve arkadaşları!

Cumhuriyet budanırken tepkisiz kalan herkes suç ortağıdır.

Laik, demokratik Cumhuriyeti ayağı kaldırıp Atatürk’ün büyük mirasının kuruluş felsefesine göre yeniden inşası kaçınılmazdır.

Aydınlık, özgür, hak ve hukukun, demokrasinin tam egemen olduğu, laikliğin yenden boy attığı gelecek için herkes taşın altına elini koymalıdır.

Sosyal medya üzerinden Atatürk fotoğrafı veya videosu paylaşmakla, bir iki söz yazmakla Cumhuriyet falan savunulmuyor.

Sanal alemden sıyrılarak pratikte çaba gösterilmelidir.

Tabi Türkiye’nin daha güzel günlere ulaşması isteniliyorsa.

Yine Atatürk’ü sözleriyle:

‘’Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister. ‘’