AKP’den sermayenin konserine otobüs. Halkın konserine yasak!
Başlıktaki ilk kelimenin yanına “belediyelerden” sıfatını bile bile eklemedim çünkü AKP’li Kocaeli Büyükşehir ve Gebze Belediyeleri kurumsalında biri öbürüne tamamen zıt iki yaklaşımın, bir AKP zihniyeti olduğunu vurgulamak istedim.
Yine yorumumun girizgahında hemen belirteyim. Sermaye diye tanımladığım; Gebze OSB, Gebze Güzeller OSB ve Gebze Plastikçiler OSB’dir. Bu yorumun pozitif eleştirisinin muhataplarıdır.
Şöyle ki;
27 Ekim Cuma günü akşamı Cumhuriyetimiz’in 100. yılı kutlamaları kapsamında 17.00 – 21.00 saatleri arasında; “İstiklalden İstikbale Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun” ana sloganı altında Ferhat Göçer konseri; Güzeller OSB içinde gerçekleşecek.
Konser için saat 17.00’de Mustafapaşa Camii önü, Beylikbağı Sarı Camii önü ve Kirazpınar Mahallesi’nden, AKP’li Gebze Belediyesi tahsisli otobüs kaldırılacak.
Bölgemiz ve ilçemizde OSB’lerin; fabrikalarda çalışan işçileri de içine dahil ettiği sosyal etkinliklerine ama sosyal medyadan, ama sitelerinden, ama basına servis ettikleri haberlerden tanık olduk.
Gebze halkını da işin içine kattıkları bir etkinliğe; yanılmıyorsam ilk defa imza atacaklar.
Programıma aldım. Olağanüstü aksilik çıkmaması halinde o akşam oradayım.
**
Öte yandan;
Dün sitemizde, bugün (25 Ekim) gazetemizin sürmanşetinde yer aldı:
KBB, belediyeden bağımsız oluşumlar; Gebze Musiki Topluluğu Kültür ve Sanat Derneği - GEMUT ve Erbil Aydın Gönül Dostları’nın Cumhuriyet’in 100’ncü Yılı için KBB’ye ait Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’ndeki ortak konserini İsrail’in Filistin’e saldırısı gerekçesiyle iptal etti
Hiç sözü oraya buraya çekmenin anlamı yok.
Ben bu engellemeyi, popülist bir duruşla, “Vay Cumhuriyet karşıtlığı…” olarak da yorumlamayacağım.
Vaka; skandal, rezillik, hadsizliktir.
Belediye kurumsalında halka ait bir kültür merkezinin, art niyetli şekilde kullanımı, bir nevi gaspıdır.
Bir hükümdar, küçük bir küme ya da tek bir siyasal partinin siyasal erki elinde bulundurduğu yönetim biçimi olan otokrasi, giderek hayatımıza yerleşirken bunun yerel ölçekli bir denemesidir.
Halkın yaşam biçimine müdahaledir.
2022 yılının şubat ayı idi. AKP Çayırova’nın danışma kurulunda Tahir Büyükakın,
“Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, her bölgesinde, yakın coğrafyasında, uzak coğrafyasında oyun kurmaya, kurulan oyunları da bozmaya başladık. 2023’te bunun duruşması olacak. 100 yıllık hesaplaşma olacak. İşte o gün 100 yıllık hesaplamada sayın cumhurbaşkanımızın yanında olacak mısınız”
demiş;
Çok tepki çeken açıklaması sonrası kastının ülkeyi işgal eden emperyalistler olduğunu ifade etmiş;
Biri; basın danışmanlığının direğinden parti tabanının tepkisiyle dönen zevat olmak üzere ne kadar “bağımsız” kalem sahibi varsa Büyükakın’ı nereden aklayacağını şaşırmıştı.
Bakalım; Gebze’deki bu rezaleti de yazan tek gazete ve naçizane şahsımda gazeteci olarak tepkim cılız mı kalacak. O yorumlarda; “Büyükakın’ın Cumhuriyet karşıtı olduğunu ben görsem önce ben tepki koyarım” tarzı savunmasını üstlenen dahil olmak üzere ahali, “Ne oluyor orada?” diye skandalı konu edinecek mi yoksa yine safa mı yatacak, bilemiyorum.
Ben yine de iyi niyetimi koruyacağım.
Büyükşehir’in 13’ncü Kitap Fuarı’nın bir gün öncesi İzmit’teki tanıtım toplantısına katılmış Başkan Büyükakın’ın salona, etkinliğin görünmeyen kahramanlarına alkışlattığına tanık olmuştum.
Bence o yasaklama bugün itibariyle; Büyükakın’a rağmendir.
Ama ola ki kaldırılmaz ve konserin önü açılmazsa, Büyükakın emriyle, talimatıyladır.
Ola ki Büyükakın’a rağmense AKP tipi kadrolaşma biçiminin yansımasıdır. Ne kadar ehliyetsiz, liyakatsız, el etek öpüp kaba et yalayan vasıfsız, niteliksiz varsa ve doldurursan belediyeye; yapacağı edeceği budur. Ve şüphesiz, AKP zihniyetinin temsilcileridir.
Bir diğer tezatla bağlamak gerekirse;
Zaten sermayenin partisi olduğu tescilli AKP ve zihniyeti
Bir taraftan halkın konserine set çekerken diğer taraftan sermayenin aynı zaman dilimindeki konserine Gebze Belediyesi kurumsalında otobüs tahsis etmektedir. İyi ki de etmektedir! Sermaye bağımlısı bir parti olarak sermayeye hürmetinden tahsis ettiğini varsayacak olsak dahi; yerinde bir hizmeti yerine getirmektedir…
Sözün özü;
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi halkın yaşamına hadsiz müdahale olan skandal niteliğindeki tutumundan derhal vazgeçmeli…
AKP’li belediye başkanları sadece AKP’lilerin değil tüm herkesin belediye başkanı olduğunu unutmamalı…
Kültür merkezi dahil tüm belediye kurumlarının ve yatırımlarının asıl sahibinin halk olduğunu göz ardı etmemelidir.
Tekrarla bağlamak gerekirse;
Skandaldan dönülürse Büyükakın’a rağmen KBB kararı;
Dönülmezse Büyükakın kararı, emri ve dayatmasıdır.
Büyükakın tipi, otokrasidir…