Halimizi görmek gerek !
Yazıya, hemen bir soruyla başlayabilirim,
Hangi halimizi görmek gerek ?
Tabi ki, işsizlik konusundaki halimizi. Bunun içine işten çıkartılmaları katmadan düşünüyorum da, halimiz yine harap.
Durum, gerçekten de vahim sevgili okurlarım. Yılın ilk 7 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre işsizlik maaşı başvuruları yüzde 25 artarak 633 bin kişiye yükselmiş. Yuh yani…
İşsizlik Fonu’ndan yapılan ödemeler, sahi burada biriken paradan kime nasıl ödeme yapılıyor ?
Yoksa, fon kaynak olarak başka yerlere mi aktarılıyor ?
Bakalım…
İşsizlik Sigortası uygulamasına başlanan Mart 2002 tarihinden 31 Temmuz 2015’e kadar 5 milyon 892 bin 604 kişi yararlanmak için başvuruda bulunmuş.
Hangi ayda, kaç kişi işsizlik ödeneğinden yararlanmış, merak ediyor musunuz ?
Hemen söyleyeyim,
Ocak ayında 321 bin 547,
Şubat ayında 323 bin 684,
Mart ayında 320 bin 220,
Nisan ayında 305 bin 15,
Mayıs ayında 294 bin 901,
Haziran ayında da 305 bin 407 kişi.
İşverenin, konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması nedenleriyle ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde, çalışanlarının hizmet akdinden kaynaklanan ve ödenmeyen 3 aylık ücret alacaklarının ödendiği ücret garanti fonundan, Temmuz ayında 469 kişiye 1 milyon 548 bin lira ödeme yapılıyor.
Böylece, ilk 7 ayda yapılan ödeme 10 milyon 684 bin lirayı buluyor.
Bu arada, İşsizlik Fonu’nda biriken para ise 88 milyarı aşmış.
Nasıl oluyor bu ?
Sigortalının prime esas aylık brüt kazancı üzerinden hesaplanan yüzde 2 işveren, yüzde 1 sigorta kesintileri ve yüzde 1 devlet payıyla bu primler değerlendirilip, elde edilen kazanç ve iratlar, işverenlerden alınan gecikme zammı ve faizlerden oluşan işsizlik fonunda birikiyor. Bu tutar, Temmuz sonu itibariyle 88 milyar 108 milyon liraya yükselmiş.
İyi kaynak doğrusu…
Fon varlığının dağılımına baktım,
Temmuz sonu itibariyle toplam fon varlığının yüzde 91,49’u kuponlu tahvil,
Yüzde 8,20’si mevduat,
Yüzde 2,01’i de kuponsuz tahvilden oluşuyor.
Yöntemi açısından kimsenin söz söyleyemeyeceği biçimde oluşturulan fonda biriken paranın bu oranda nemalandırılması önemli belki. Ama, asıl amacına yönelik katkı sağlaması gereken işsiz insanlardan azımsanmayacak bir bölüm de bu fondan yararlanamamış.
Yani, sorun sistemde değil…
Sorun, sistemin uygulama kriterleri ve uygulamayı yönlendiren değerlendirme mekanizmalarında. Buralarda, biraz keyfilik var ve tercih kullanılıyor gibi.
İşte, tam da bu yüzden halimizi görmek gerek !