Günü gelecek, o dolgulara siz gömüleceksiniz

Günü gelecek, o dolgulara siz gömüleceksiniz

 

 

Sermayenin bedel ödemeden mülk ya da toprak sahibi olma konusundaki pervasızlığını, Bizim Kocaeli Gazetesi editörlerinden Uğur Enç kardeşimin, Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile yaptığı röportajı okurken bir kez daha net olarak gördüm ve iyice anladım.

Ayhan Zeytinoğlu’nun aile şirketinin varisi olarak gördüğüm iş yaşamında, prezantasyonu iyi yapılan formasyon sahibi bir kimlik olarak tanıdım. Hikmetinden sual olunmaz ama bu kadar kısa sürede sermaye temsilciliğinde ve sermayenin siyaset ile olan bağında en tepe noktaya çıkabilme özelliği olacağını hiç düşünmediğimi itiraf etmeliyim.

Yanılmışım, hem de büsbütün…

Ayhan Zeytinoğlu önce KSO Başkanı oldu. Ardından TOBB’un vazgeçilmez isimlerinden. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanlığı da yapan Zeytinoğlu,

TOBB’un Genel Kurul Delegesi. Aynı zamanda DEİK Türk-Avusturalya İş Konseyi Başkanı ve DEİK Türk-Yeni Zelanda iş Konseyi Başkan Yardımcısı olan Zeytinoğlu, bunun yanı sıra Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) Yönetim Kurulu Üyeliği ve ICC / WCF Dünya Odalar Federasyonu Genel Konsey Üyeliği yapmaktadır. Zeytinoğlu, B-20 kapsamında Türkiye Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubu Başkanlığını da üstlenmiştir.

Beni bu kadar yanıltarak bunca işin üstesinden gelmenin yolunu bulan Zeytinoğlu’nun en önemli özelliklerinden biri de AKP iktidarları ve özellikle de Cumhurbaşkanı’na olan yakınlığıdır.

Özcesi, yeni Türkiye ideolojisinin iş dünyası içindeki prenslerinden sayabiliriz sayın Zeytinoğlu’nu.

O yüzden, kentin yeniden planlanması, sanayi ve iş dünyasına bedelsiz alan açılması çalışmaları gibi başlıklarda, bu gücünü pervasızca kullanmaktan çekinmediğine de tanık oluyoruz.

Uğur Enç’in röportajında da öne çıkan özelliği bu zaten.

Diyor ki;

‘’Derince Safi Liman İşletmeleri tarafından İzmit Körfezi'ne yapılacak olan 450 bin metrekarelik dolgunun gerekli. Derince'nin dolgusu bence olmazsa olmaz. Gerçekleri görmememiz lazım…………………”

Haklıdır, İzmit Körfezi ve doldurulacak kazanılacak yeni toprak parçası babasının malı ya...

İstediği gibi kullanacak olanlara kimse ses çıkartamaz nasıl olsa !

Öyle ya, kendisinin başında bulunduğu kurumun sunumunu yaptığı araziye FORD’un bedelsiz oturmasını sağlayan zihniyet Cumhurbaşkanı düzeyinde ‘’Verdimse ben verdim’’ demişti. Zeytinoğlu’nun bu sözü, o ünlü sözün yanında etkisiz bile kalır.

Kocaeli’nin, limanlar ve sanayi ile barışması gerekiyormuş Çünkü, kentin 49 milyarlık gelirinin 20 milyarı limanlardan sağlanıyormuş.

Kabul, barışalım, ama önce Zeytinoğlu ailesinin üretim tesislerinin de bulunduğu arazilerinden vermeye başlansın da, o limanlar genişlesin ve yarattıkları katma değer artsın.

Derince Limanı için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yapılmamasını büyük bir eksiklik olarak tanımlayan Zeytinoğlu. Devamında sınıfsal çıkarlarını koruyan perspektifini öylesi cümlelerle süslüyor ki, sanırsınız ülkeyi ondan başka düşünen kimse yok.

Şu sözlere bakar mısınız ;

‘’Benim de bir liman işletmem var. Hatta bu Derince limanı muhtemelen bana rakip işlemler de yapacaktır. Ama biz bir devletiz. Devlet bir ihale yapmış . Bu insanlar da 500 küsur milyon dolar parayı peşin vermişler, ihaleyi kazanmışlar. İhaledeki şartları uygulamakla mükellefiz diye düşünüyorum. Yani burayı beğenmedik, bunu değiştirelim deme lüksümüz yok. O zaman Muz Cumhuriyeti olursunuz. Böyle bir şey olamaz. Ben bunu kabul etmiyorum.’’

Dedim ya, sayın Zeytinoğlu lütfediyor…

 

(Sürecek)

 

 

 

Bu yazı toplam 227 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi