Gezi ve camide içki tartışması
Gezi Parkı’ndaki yeşilliğin korunması için başlayan ayaklanmanın, milyonlarca insanın ‘’özgürlüklerime ve yaşamıma dokunma’’ talebine dönüşerek, ülkemiz için belki de yüzyılın en önemli toplumsal tepkisine dönüşen HAZİRAN AYAKLANMASI, hala birilerinin uykusunu kaçırıyor.
Kaçırıyor ki, söylenildiği zaman bile kargaların güldüğü ‘’camide içki içtiler’ iddiasını sürdürebiliyorlar.
Ama, yağma yok, kazın ayağı öyle değil…
Haziran ayaklanması döneminde İstanbul Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nin Müezzini Fuat Yıldırım’ın, ‘’camide içki içildiğini görmedim. Ben müslümanım, yalan söylemek yakışmaz’’ diyerek tarihi saptırmayı boşa çıkartmıştı.
Camide, elinde bira kutusu olmakla suçlanan, bunun üzerime kola kutusu taşıdığı beyanında bulunan Emre Öztürk de, bira kutusunun hem camideki halı üzerinde, hem de ayakkabılıkta görüntülendiği ifade etmiş ve bu iddianın provokatif bir içerik taşıdığını şu sözlere sığdırmıştı:
“Boş bira kutusunun markası, rengi ve ezilme biçimi aynıdır. Çünkü her iki yerde çekilen boş bira kutusu aynı boş bira kutusudur. Bir bira kutusu, Cami’nin değişik yerlerine götürülmüş, buralarda fotoğrafı ve videosu çekilmiş ve birden fazla bira kutusu olduğu izlenimi yaratılmıştır……….”
Bu sözler, tezgahı açıkça ifade ediyordu aslında.
Ama, bu bile yetmemişti yalan serüveninin sona erdirilmesine…
Camide müezzin olan Yıldırım’ın başına gelenler herkesçe biliniyor. AKP iktidarınca derdest edilip görev yeri değiştirildi ve bu yolla susturulmak istendi.
Bu tezgaha sessiz kalmak niyetinde olmayan milyonlarca insan, olayın üstünün örtülmesine izin verilmemesi için elinden geleni yaptı. Bu kararlılığı gören CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de, "Camide içki içildi" iddiasına delil olarak gösterilen bira kutusunun sonradan konulduğunu, bunun fotoğraf ve videolarla ispat edildiğini belirterek, iddiayı yargıya taşıyıp "amaç halkı tahrik etmekti" dedi.
Tanık anlatımları ve haber ajanslarının görüntülerine göre camide içki içilmediğini, protestocular camiden ayrıldıktan sonra bir bira kutusunun camiye getirilip konulduğunu ve birden çok yerde içildiği izlenimi yaratmak için kutunun yerinin değiştirildiğini de ifade eden Cihaner, şüpheliler (ki, onlar iddia sahipleridir ve herkesçe çok iyi bilinmektedir) hakkında “halkın kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan dava açılması için suç duyurusunda bulundu.
Şimdiki görev, bu yargılamanın yapılması için kamuoyu baskısı oluşturmaktır…
Yargılamanın sonucunu görmek için hukuki her veriyi kullanmaktır…
Kamuoyunun duyarlılığını diri tutmak için olayın sorumlularını unutturmayacak duruşlar sergilenmelidir.
Bu haber sonrasında, ‘’protestocuların dine, dini değerlere, ibadethanelere saygılı olmadığı’’ türünden provokasyon yaratıcı değerlendirmelere neden olanlara bir daha aynı argümanı kullanma olanağı yaratmamak için kesintisiz mücadele dilmelidir.
Eylemleri savunan ve destek verenler ile eylemi eleştirenler, ‘din karşıtlığı’ ve ‘dindarlık’ kavramları üzerinden karşı karşıya getirmeye çalışanlara izin verilmemelidir.
Özellikle dini değerler üzerinden halkın bir kesiminin diğer bir kesime karşı düşmanlık ve kin beslemeye açıkça tahrik edilmesi sonucu yaşananlar, Çorum, Maraş ve Sivas’ta görülen acı sonuçlar unutulmamalıdır.