Emekliyseniz, yandınız !
Bu ülkede emekliyseniz, vay halinize. Yok, eğer halen çalışıyorsanız, merak etmeyin pek emekli olma şansınız kalmayacağı için, sözünü edeceğim sorunları yaşamayacaksınızdır.
Gelelim konunun özüne…
Yapılan araştırmalar, emeklilerin gelirleri ile geçinememeleri ve yeniden çalışmak zorunda kalmaları, işsizliğin yüksek seyrettiği ülkemizde çocuklarının işsiz kalmaları veya işini kaybetmeleri kaygısı, yeterli sağlık hizmetine ulaşamamaları, tatil yapamamaları, yalnız kalmaları, emeklilik hayatında beklentilerine ulaşamamaları, sosyal etkinlik ve kültürel faaliyetlerden mahrum olmaları gibi birçok sorunu bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Bu kadar sorun varken ülkeyi yönetenlerin asli görevlerinin başında, bu sorunları azaltmak, mümkünse toptan çözmek gelmez mi ?
Evet, gelir. Kaldı ki, anayasanın “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve Sosyal bir hukuk devletidir demektedir.
Sosyal devlet yurttaşlarını koruyan ve onların yaşamdan memnun olmalarını sağlamak üzere gerekli tedbirleri alan devlettir.
Ama, hal ne yazık ki böyle değil…
Özellikle 12 Eylül 1980’deki faşist darbeyle başlayan süreçte, devleti bu niteliğinden uzaklaştıran birçok yasa çıkarıldı. Sosyal devlet neredeyse tam anlamıyla tasfiye edildi. 13 yıldır parlamento çoğunluğuna sahip olan AKP de, sosyal devleti en çok tahrip eden iktidar olarak tarihe geçmiştir.
İktidar sosyal devleti tahrip edip, emeklileri sefalete sürüklemesi yetmemiş gibi, muhalefet partilerinin emeklilerin ekonomik ve sosyal sorunlarını çözmeye yönelik proje ve vaatlerine kaynak yok diye karşı çıkmaktadır.
Kendi lüks yaşamları için hiçbir harcamadan kaçınmayan,
1000 odalı kaçak saray yaptıran,
altın kaplamalı bardaklarda su içen,
trilyonluk makam aracı tahsis edip bunu çerez parası diye açıklayan,
Bir siyasal iktidarla yüz yüzeyiz. Üstelik, sıra emekliye ikramiye verilmesine, aylıklarının açlık sınırının üstüne çıkarılmasına, sağlıkta katkı payları ile sosyal güvenlik destek priminin kaldırılmasına gelince koro halinde ‘’kaynak yok’’ demeleri kabul edilemez.
Bu yaklaşım, milyonlarca emeklinin emeğine saygısızlıktan başka bir şey değildir.
Kuşkusuz her emeklinin şöyle düşünme hakkı var: ‘’Ömrümün en güzel yıllarını ülkeme verdi, ama emekli olunca sefalet içindeyim. Yoksa ben, Türkiye’ye değil de başka bir ülkeye mi hizmet ettim ?’’
Kaynak yok diyerek milyonlarca emekliyi rencide eden iktidar, bir kez daha düşünmelidir. Seçim öncesi emekliye pek bir vaatte bulunmadılar, o yüzden devam etmeleri halinde ne yapacaklarını kestirmek zor olmasa gerek.
Türkiye’de, emeklilerin birçok sorunu bulunmaktadır. Bu sorunların çözümü için üye oldukları sendikalar ve derneklerin dillendirdiği çözüm yolları da vardır. Ama, o önerilerin dikkate alınması ve değerlendirilmesi gerekir.
Emeklinin yaşam düzeyini iyileştirecek gerçek bir intibak yasasını çıkartmak çok mu zor ?
Emeklilere verilecek ikramiye, bütçe kaçakları önlenerek sağlanamaz mı ?
Çalışanlara verilen banka promosyonları, neden emeklilere de verilmez ?
Sosyal devletin gereği olan ücretsiz sağlık hakkına ulaşılması emeklilere neden çok görülür ?
Sağlık kuruluşlarında katkı/katılım payı neden alınır ?
Aylıklarının artırılmasında, temel ihtiyaç olan gıda enflasyonu neden dikkate alınmaz ?
Ülkenin büyürken neden refah payı verilmez ?
Çalışan emekliden neden sosyal güvenlik destek primi alınır ?
Bu soruların yanıtı bulunursa, sorun da kalmayacak. Ama, neredeee ?
(Sürecek)