EĞİTİMDE ZORLA BAĞIŞ!
Eylül ayı ile birlikte yaşam yeni bir evreye girer.
Tatil sezonu biter.
Parası olan keyif çattığı yazlıktan dönüş yapar, kimileri ise sezon sonu indirimlerinden yararlanmak için tatil beldelerine 4-5 günlüğüne akın eder.
Neredeyse 3 aydır tatilde olan öğrenciler okul için hazırlık yapar.
Bu arada piyasada canlanmaya başlar.
Okul ihtiyaçları satan işyerlerinde yoğunluk oluşur, veliler ise bütçelerine göre kesesine göre en uygunu almak adına oradan oraya koşturur.
Ekonomik krizin geçmeyen etkileri nedeniyle okul ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılanması mümkün değil.
17 bin TL asgari ücret veya biraz üstü maaş alan milyonlar çocuğuna kalem, defter, önlük ve çanta nasıl alacağını kara kara düşünüyor.
Benim konuştuğum birçok insan bu vaziyette.
Geçen seneden kalan malzemelerle çocuğunu okula göndermek isteyenleri sayısı çoktur.
Ne yapsın el de yok avuçta yok!
Tabi birde devlet okullarında velilerden dolaylı olarak istenilen para var!
Herkesçe malum!
Kayıt parası altında alınan paraların yansıra birde sezon boyunca ‘temizlik ürünleri ve okulda çalışanların maaşı için istenilen paralar var!
Hem de zorla!
Yasak olmasına karşın veliler bir şekilde baskı altına alınarak bu paralar okul aile birlikleri aracılığıyla alınıyor.
Gerekçe olarak ise, ‘’Devletin ödeneği yetersiz okulun ihtiyaçları var. Hizmetli maaşı, internet parası, temizlik ürünleri için paraya ihtiyacımız var…’’deniliyor.
Veli itiraz ediyor, zorla bağış yok diyor o zamanda olmadık şekilde baskı uygulanıyor.
Milli Eğitime, Valiliğe şikâyet ediyor.
Devletin ilgili makamları, ‘’Zorla bağış yok vermeyin diye’’ açıklama yapıyor.
Takan yok tabi ki.
2024-2025 yılı eğitim ve öğretim yılında da bağış şikayetlerini sıkça göreceğiz, duyacağız.
Eğitim parasız deniliyor fakat devlet okullarında veliler zorla bağışa maruz bırakılıyor.
Bu ülkede hangi iş doğru?
Deveye sormuşlar boynun neden eğri, deve demiş ki nere doğru ki!
Aynen o vaziyetteyiz.
Eğitimin bu kadar savsaklanması ve devleti yöneten siyasal iktidar tarafından yeterli bütçe ayrılmaması da sanırım her şeyi anlatmaya yetiyor.
Amaç eğitimi iyice işlevsiz hale getirerek sıradanlaştırmak.
Düşünen ve sorgulayan değil biat eden, boyun eğen insan tipi oluşturmak.
Oysa eğitim her açıdan ülkemizin geleceği adına yaşamsal önem taşımakta.