BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

  Dönüm noktaları

  Dönüm noktaları

Yaşam, insanı bazen öylesi savuruyor ki, en yakınındaki güzelliklerden yoksun bırakıyor.
   İlerleyen yaşlarda daha çok rastlanılıyor böyle durumlara. Diyelim ki aşık oldunuz, sevdanız dahil her şeyi paylaşıyorsunuz. Bu çok güzel bir durum ama yaşdaşlar için. Arada yaş ve kuşak farkı varsa bir türlü karşılıklı anlama yeteneğini geliştiremiyorsunuz.
   Sizin düşünce tarzınız, davranışlarınız, özeniniz ve empati seviyeniz karşınızdakine yetmiyor. Doğal olarak onunki de size.
   Geçmişte yaşanılanla gelecek arasında nesnel bir bağ kuramayınca da hayat çekilmez hale geliyor.
   Bu duruma bir de  üçüncü kişiler (İsteyerek ya da istemeyerek) pozitif ya da negatif katkı sunuyorsa, sorun içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
   Hal böyleyken, yaşamın olumlu yanları size gülümsemeyi getirecek kadar bile yansımıyor. Tam aksine, bu noktada mutluluk ve mutsuzluk yüzde 50-50 bile olsa ibreyi bir türlü mutluluktan yana çeviremiyorsunuz.
   Söz konusu durum kişisel başarısızlık olarak algılanabilir. Ancak, mutlu ve başarılı oldukları söylenenlere bakıldığında acı gerçek görülüyor. Görece olan başarı ve mutluluk her bireyde ve ailede hafif bir rüzgarla başarısızlık ve mutsuzluğa dönüşebiliyor. Ama, herkes topluma karşı 'başarılıy(mış)' ya da 'mutluy(muş)' gibi görünüyor. Yani oynuyor. Belki de, içinde bulundukları durumu kanıksadıkları için artık bu iki kelime ile kendisi ya da ailesi arasında bir bağ kurma gereği duymuyor.
   Kişisel olarak böyle bir süreci yaşadım ve o yüzden diyorum ki, bunun adı ne başarıdır ne de mutluluktur.
   İçine girilen kaostan bir çıkış yaratmak için kritik dönüm noktalarını iyi tespit etmek gerekir. Buna, yaşamın herhangi bir diliminde herkesin ihtiyacı olabilir.
   Kişisel dönüm noktalarının yanı sıra toplumsal dönüm noktaları da çok önemli. Bu noktalardan sonra doğru bir rota çizemezseniz o noktayı tespit etmek de işe yaramayabilir.
   Yaşamı daha üretken, katlanılabilir ve mutluluğu yayabilir hale getirmek bizim elimizde. Geriye, sadece anlamak, anlaşılır olmak, geçmişe takılmadan geleceği üretmek ve sonuçta da paylaşmak kalıyor.
   Çok mu zor ?

Bu yazı toplam 1590 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi