Mutlu musunuz ?
'Evet' diyorsanız aşıksınızdır. Bu da iyi bir şeydir. Ama tek başına yeterli değildir.
Neden aşk ve mutluluk üzerine yazıyorum ?
Ülkede ve yaşadığımız bölgelerde onlarca sorun varken, ekonomik kriz, iç ve dış politikalarda sıkışık dönemlerden geçilirken aşk üzerine yazı yazmak da neyin nesi denilebilir.
Ya da bu düzlemdeki örnekleme üzerinden eleştiriler çoğaltılabilir.
Ama, unutulmasın ki aşk en büyük yenilgidir.
Çünkü;
Aşk, mantığın devreye girmesini çoğu zaman engeller.
Aşk, bazen en büyük ve yaşamı değiştirecek hataların affedilmesini sağlar.
Aşk, pişmanlıkları unutturur.
Aşk, üretim ilişkilerinden uzaklaştırır.
Aşk, yeri gelir kişinin ekonomisini felaket denecek derecede bozar.
Ve daha birçok olumsuz sonuçların ortaya çıkmasını sağlar.
Peki, aşk tek başına bu olumsuzlukların üzerini örtebilir mi ?
'Kör-kütük' denilecek düzeye gelmiş bir aşk ilişkisi, evet her şeyin üzerini örtebilir.
İşte, tam da bunlardan dolayı aşk en büyük yenilgidir.
Aşkın etkilediği insan, elini-kolunu bağlanmış hisseder. Aşk, sonunda pozitif kazanım ya da negatif kayıp yaratacak olayların üzerine gitme cesaretini gördüler, çoğu zamanda etkisiz hale getirir.
Bir büyük devrimcinin "yenildiğinde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin" ifadesini aşka uyarladığımızda "aşık olduğunda değil, aşkın gözünü kör ettiğinde yenilirsin" olarak güncelleyebiliriz.
Daha da ötesi, aşk yüzünden yenilgiyi tatmak, aşkı unutulmaz, aksine aşık olma duygusunu yeniden ateşler. Çünkü, aşkın yenilgiye uğrattığı insan "çivi, çiviyi söker" deyimini aratmayacak oranda her meselenin üzerine gider.
Sonuç olarak;
Aşkın yarattığı o en büyük yenilgiyi yengiye çevirmek için sadece duyguyu değil aklı da devreye almak gerek.
Duygu+akıl, yenilgiyi tattırsa bile gelecekte daha kazançlı bir zemin yaratır. İlişkilerin ufkunu genişletip dinamik kılar. İşte bu yüzen, büyük yenilgileri göğüsleyecek bir altyapı oluşturulmalı ve aşktan ve aşık olmaktan asla vazgeçilmemelidir.
Ve diyeceğim ki;
Aşk güzel şey
Vaktinde
Ve doğru insanla geldiği sürece...