Dokunabilirler mi ?

Dokunabilirler mi ?

Bu sorunun yanıtı, içerik açıklanınca ‘elbette dokunabilirler’ olacaktır. Ardından hemen dokunma meselesini anlatan eklemelerle ‘’kimlere dokunmadılar ki’’ ya da ‘’nelere dokunmadılar ki’’ güçlendirmesi de yapılacaktır.

Ama, tarihsel gerçeklik, dokunanın elinin yandığını gösteriyor…

Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener, Ergenekon operasyonları kapsamında tutuklanmış ve uzun süre cezaevinde kalmıştı. Ahmet Şık, o operasyonun gözaltı aşamasında ‘’dokunan yanar’’ sözcüğüyle gündem belirlemişti.

Şimdi tersinden işleterek ‘’TMMOB’ye dokunan yanar’’ demenin zamanıdır…

Bilindiği Üzere kentlerin, kıyıların, doğal yaşam alanlarının yağmalanmasının önünü açan torba yasa kapsamında TMMOB yasası da ele alınıp, bu mücadeleci meslek örgütü etkisizleştirilmek isteniyor. Doğal olarak, Kocaeli’ndeki TMMOB üyeleri de bu operasyona karşı çıkıp demokratik hakları gereği eylemlerle bu tavrı duyurmaya çalışıyor.

Ama, o da ne ?

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, bu amaçla yapılan yürüyüş sonrası TMMOB İKK Sekreteri, MMO Şube Başkanı, MMO Onur Kurulu Üyesi, MMO Şube Danışma Kurulu üyeleri ve çalışanlarından oluşan 11 kişi hakkında 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlamasıyla soruşturma başlatıyor. Söz konusu kişilere, ifade vermeleri için çağrı kağıtları da gönderiliyor. 

Bence bu yetmez…

TMMOB üyeleri Soma’da, Ermenek’te yaşamını yitirenlerin yanındaydı,

İş cinayetlerine karşı tavır alıyordu, Gezi’de taleplerini savunanların yanındaydı, Roboski katliamının zanlılarının yargılanmasını istiyordu, öyleyse bu gerekçe yetmez, daha başka gerekçeler de eklenmeli ve on yıllarca cezaları istenmeli, öyle değil mi ?

Bu ülke ve bizler, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenleri de çok iyi biliyor tanıyoruz, halk için halkla birlikte hareket edenleri de…

AKP, TMMOB’yi yok edebileceğini, üyelerini de susturacağını sanıyor. 

Oysa unutuyorlar; 

TMMOB ülkenin taşına toprağına işlendi, deresine sahip çıktı, maden işçilerine yaşamsal omuz verdi, bilimi-tekniği sermayenin değil emekçi halkın hizmetine sundu, nükleer santrallere karşı durdu.

TMMOB ve üyeleri, Kazdağları’nda, Cerrattepe’de, Fatsa’da, Gerze’de, Yırca’da, Terme’de, Alakır Vadisi’nde, Diyarbakır Hevsel bahçelerinde, Burdur’da, Bartın’da, Atatürk Orman Çiftliği’nde, emperyalist saldırı ve savaşa karşı Suruç’ta konteyner kentte, Silvan’da, Yalvaç’ta, özcesi kentte ve kırda yanlışlara karşı direnenlerle olmuş, bütün olayların tam orta yerinde bulunmuştur.

İşte böylesi toplumsal sorumluluk ve duyarlılıkla hareket eden ve yüzbinlerce üyesi bulunan bir meslek örgütü konumundaki TMMOB’ye dokunabilirler mi ?

Dokunurlar elbet, ama dokunan her kimse bedel ödemeyi de göze almalıdır. Çünkü, tarihten de görüleceği üzere, TMMOB’ye dokunmanın bedeli hep ağır olmuştur. Bundan sonra da olacaktır, buna adım gibi eminim.

Varsın dokunsunlar…

Bu yazı toplam 184 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi