BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Doğa bize emanettir

Doğa bize emanettir

Sermayenin piyasacılık stratejisi, insana emanet olan doğanın her metrekaresinin talan edilmesi sonucunu getiriyor.
Anadolu coğrafyasına şöyle bir bakın. Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, Orta ve İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, anlayacağınız her bölgede doğayı tahribat ve talan hamleleri var.
Bu işin organizasyonunu da, üretim ve Kaynak yaratmak yerine "hizmet sektöründe çağ atlamak ve atlatmakla" övünen AKP ideolojisi var. Cumhuriyetin toprak üstünde yarattığı tüm değerleri yok pahasına talan eden bu piyasacı zihniyet, şimdilerde doğa ve yeraltı değerlerini talan ve ok etmekle meşgul.
Hangisini sayayım ki ?
İşte, Kaz Dağlarında siyanürlü altın madeni hamlesi.
Çok konuşuldu ve yazıldığı için tekrar etmeyeceğim. Devasa bir ormanlık alan uluslararası tekelci sermayeye peşkeş çekilip, ülkenin yarınları ve ülke insanının da gelecek sağlıkla yaşama olanağı yok ediliyor.
İşte, Salda Gölü havzasını millet bahçesi yapma bahanesiyle yapılaşmaya yani betonlaşmaya açma hamlesi.
İşte, Hasankeyf'ten Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali hamlesi.
'Türkiye’nin Maldivleri' Salda Gölü’nün akıbeti tartışılıyor.
184 metre derinliğiyle Türkiye’nin en derin gölü olma özelliğine sahip, bazı endemik balık türlerine ev sahipliği yapan Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü çevresinin “Millet Bahçesi” yapılması için ihaleye çıkarılacak olması, tepki çekiyor.
‘‘Salda’ya Dokunma’’ eylemine katılanlar, bırakın millet bahçesi yapımını çıplak ayakla gezmenin bile riskli olacağını öne sürerek, millet bahçesi ihalesinin iptal edilmesini istiyor.
Çünkü, bölge birinci derecede doğal SİT alanıydı. Ancak Cumhurbaşkanlığı kararıyla, özel çevre koruma bölgesi alanı ilan edildi. 
Dünyada eşi benzeri neredeyse yok...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un, “Tabiat varlıklarımız bizlere emanettir. Bu güzelliklerimizi gelecek kuşaklarımız için muhafaza etmeliyiz. Biz Salda'ya dokunmuyoruz, bilakis Salda Gölü'nün korunması, doğal güzelliklerinin muhafaza edilmesi için çalışıyoruz" sözüne de, nedense kimse inanmıyor...
Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) son büyük projesi olan 23 milyon 760 bin metreküp gövde hacmine sahip Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi yüzünden su altında kalacak olan Batman'ın 3 bin nüfuslu tarihi Hasankeyf ilçesinin,  taşınması kararlaştırıldı. Ve Hasankeyf'ten önce tarihi eserler, sonra da insanlar taşındı. 
Baraj altında kalacak olan Hasankeyf'in halkı, mevcut yerleşim yerinin 3 kilometre ötesinde kurulan 4 mahalleye taşındı.
Yeni kurulan mahallelerde yaşayacak nüfusun ağzına bir parmak bal çalındı. 'TOKİ, halka daha modern konutlar yapıyor' diye de propaganda edildi.
Yeni Hasankeyf'te, TOKİ bölge mimarisine uygun 160 metrekarelik 710 konut ve 98 iş yeri inşa etti. Yani, yeni bir rant alanı yarattı.
Hasankeyf'in tarihsel ve kültürel dokusunun Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi kapsamında su altında kalmasina onay verenler, algı yönetimiyle yeni bir Hasankeyf kurdular. 
Ama, doğa bu hamleye henüz yanıt vermedi. Umarım, doğanın vereceği yanıt 'ın sert ve tahribat yaratıcı olmaz.
Bu örnekler ve söz konusu çalışmaların tümüne inat, "Doğa bize atalarımızdan miras kalmadı. Çocuklarımızın emanetidir" diyoruz.
Bilinmelidir ki, talan politikalarına karşı durmaya devam edip, bu duruşu kitleselleştirmenin yollarını çok geç olmadan mutlaka bulacağız.

Bu yazı toplam 2538 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi