Direnenler ders veriyor

Direnenler ders veriyor

 

Onların adı, dün Kavel Kablo işçisiydi. Yıllar içinde çok isim aldılar üzerlerine. Bugün ise yakınımızda FENİŞ Alüminyum, biraz uzağımızda isew GREİF işçileri.

İsimleri değişse de, talepleri yenilense de, duruşları, kararlılıkları, mücadele azim ve perspektifleri hiç değişmiyor. Onlar, kimi zaman örgütlü, kimi zaman ise örgütsüz olarak emeğin hakkı için direnmeyi sürdürüyor.

Ve, direnenin kazanacağı mesajını veriyor ülkeye...

Evet, sözün özü, direnenler ders veriyor. Ama, bu dersi alması gerekenler nedense gözlerini kapatıyor. Ya da gözleri açık olsa bile koruyucu perdelerini çekip, bir köşeye sinip beklemeyi sürdürüyor.

Yani, kartlarını açık oynamak yerine sinsici planlar yapıp uyugulamaya koyuyor.

Direnenler ne diyor, ne istiyor ?

Bunu bir kez daha anımsatmakta yarar görüyorum...

Mesela FENİŞ Alüminyum işçileri, ne istiyor ?

Patronları, sendikal örgütlenme yüzünden onları işten çıkartınca işine ve aşına sahip çıkmak için fabrikayı işgal ediyorlar.

Drenmek, her sistemde meşru bir haktır ve FENİŞ işçisi de bu hakkını kullanmaktadır. Kullanırken de yalnız olmadığını bilinciyle hareket ederek, yakınında sayılabilecek GREİF işçileriyle dayanışma adımları atıyor.

GREİF işçileri de, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alamayınca fabrikayı işgal edip beklemeye başlamıştı.

İki fabrika işgali, ikisi de farklı gerekçelere dayanıyor. Ama, mücadele biçimi olarak kazanmaya yönelik adımlardan biri.

Gezi direnişi, FENİŞ işçilerine de GREİF işçilerine de örnek olmuş, mücadele azimlerini bilemiş ve ufuklarını açmış. Bunun sonucunda, Gezi direnişi sırasında atılan sloganlara atıfla dayanışma duygularını ileten FENİŞ direnişçileri"'Her yer FENİŞ her yer direniş' diyerek selamlıyor mücadeleye katılanları. GREİF işçileri de, Gezi eylemlerinin şiarı haline gelen ''Bu daha başlangıç, mücadeleye devam'' sloganıyla karşılıyor direniş çağrısını.

FENİŞ'teki 418 işçi, 3 aylık maaş ve tazminatlarını alamadan iş akitleri feshedilince 6 Eylül 2013'te fabrikayı işgal eylemi başlattı. Bu eylemde, az değil 160 gün geride kaldı.

FENİŞ'te yükselen mücadele bayrağı gün geldi Gebze'nin sokaklarına, gün geldi Mecidiyeköy'deki holdingin, gün geldi Patron Sedat Aloğlu'nun da üye olduğu TÜSİAD‘ın ve yaşadığı Ulus'taki evinin önüne taşındı.

Her koşulda, direnenlerin ders verdiği bir tablo çıktı ortaya. Ama, işçi sınıfının yaşadığı olumsuzluklar halen giderilemedi. Yani, işveren ''durmak yok, kavgaya devam'' diyor.

İşçi emeğini sömürerek zenginliklerine zenginlik katan patronlar unutmamalıdır ki, işçilerin, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri kalmadı. Ellerdeki, beyinlerdeki ve dillerdeki zincirler bir çözülmeye göresün, patronların vay haline...

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 204 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi