Dinlemek, dinlenmek
Siz, hiç dinlendiniz mi bilmem, bilemem. Ama, uzunca zaman telefon konuşmaları (sabit ve cep) sosyalist bir gazeteci olarak, Türkiye’nin en ciddi kurumlarının bile dinlenmiş olmasını yadırgamadım.
Çünkü, siz dinliyorsanız, sizi dinleyen birileri de mutlaka vardır…
Alman Der Spiegel dergisi, NSA eski çalışanı Edward Snowden’ın sızdırdığı gizli belgelerin Türkiye ile ilgili bazı bölümlerini yayımlayınca, sanki kıyamet kotu. Belgelere göre, ABD yönetimi, NSA'dan, Türkiye'de birçok farklı alanlarda faaliyet göstermesini istemiş. Dergide yer alan “İkili oyun” başlıklı haberde, NSA’nın bir yandan NATO çerçevesinde Türkiye ile işbirliği yaptığı, diğer yandan Türkiye’de hükümeti, orduyu, istihbaratçıları, bakanlıkları ve enerji şirketlerini dinlediği öne sürüldü.
NSA’nın gizli belgelerinde, Türkiye’den ‘’hem partner’’ hem ‘’hedef ülke’’ olarak söz edildiği ortaya çıktı.
Resmi irtibat ofisi Ankara’da faaliyet gösteren, bunun dışında gizli dinleme birimlerinin de bulunduğu kaydedilen NSA’ya, Türkiye’deki “siyasi liderlerin amaçlarının” öğrenilmesi ve 18 konuda istihbarat toplanması için izleme ve dinleme talimatı verenin de Amerikan yönetimi olduğu artık biliniyor.
Yani, stratejik belgelerde DOST ve MÜTTEFİK ÜLKE Amerika, ülkemizin en önemli birimleri ve kurumlarını istihbarat ağı içine alıp, güvenliğimizi kevgire çevirmiş.
Çok mu şaşırdık, HAYIR…
12 Eylül sabahı ‘’bizim çocuklar başardı’’ naraları atan bir Amerikan yönetiminin varılan bu noktada Türkiye’yi BBG evine çevirmesi neden şaşırtıcı olsun ki ?
Asıl şaşırtıcı olan, bu tür istihbarat çalışmaların kamuoyuna yansımasıyla birlikte ‘’hiç duyulmamış’’ gibi davranılması ve tepki gösterilmesidir.
NSA’ya göre, Türkiye, “Ulusal İstihbarat Öncelikleri Çerçevesi"nde öncelikli izlenen ülkeler arasında yer alıyor. Bu grupta, Küba ve Venezuela da bulunuyormuş.
Bunun anlamı şudur;
Uluslararası tekelci sermayenin yönetim modelleri ve siyasi ideolojisi ‘’dost’’ ve ‘’müttefik’’ Türkiye’ye sadece kağıt üzerinde güveniyor. Aslında güvensiz bir ülke olan Türkiye, ‘’komünizm tehlikesi’’ ile birlikte eşdeğer olarak takip altında tutulmalı…
Amerikan istihbaratı, faaliyetlerini İngiliz istihbaratı ile yakın işbirliği içinde yürütüyor. İngiliz istihbaratı, özellikle Türk siyaseti ve enerji sektörü hakkında bilgi toplama faaliyeti yürütüyor.
Bunlar bilinen şeyler.
Ama, diğer yandan Amerikan ve Türk istihbarat birimleri arasındaki işbirliğinin çok eskiye dayandığını da biliyoruz. Öyleyse, NSA ‘’ikili oynuyor’’ demektir.
Bir de Almanya var tabi ki…
Der Spiegel Dergisi, Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı BND’nin, 2009 yılından bu yana Türkiye’yi dinlediğini iddia ediyor. Anımsanacağı üzere, bu iddia Alman hükümeti tarafından yalanlanmadı.
Bu haberin iki ülke arasında açtığı gerginlik, bence suni bir gerginliktir. Hemen giderilmesi için herkes üzerine düşeni yapmıştır ve yapmaya devam ediyor.
Netice olarak, bu tür faaliyetlerin hiçbir biçimde sonuçlanmayacağı, tüm hızıyla devam edeceği açıktır. Önemli olan, bu tür çalışmalarda güç dengesi oluşturularak caydırıcı olabilmektir.
İşte, Türkiye’nin zaafı da burada. O yüzden, daha uzun süre BBG evinde yaşıyor olacağız gibi. Doğacak çocuklarıma koyacağımız isimler de o raporlara yansır mı, bilinmez…