Dün Marmara’da meydana gelen 5,1 şiddetindeki sarsıntı bir kez daha deprem gerçeğini hepimize anımsattı.

Doğrusu unutmamamız, her an aklımızda olması gereken bir mevzu.

Sadece unutmamak elbette yetmez.

Depremin ne zaman meydana geleceğine dair kafa yormak yerine her an olacakmış gibi antrenmanlı olmalıyız.

Evlerimizde depreme karşı önlemleri almalı, deprem çantası hazırlamalı ve sarsıntı anında ne yapacağımızın provasını en azından ailecek gerçekleştirilmeliyiz.

Deprem konusunda bilinçli olmak olabilecek can kayıplarının kayda değer şekilde azalmasına katkı sunacaktır.

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremde can ve mal kayıplarının büyük olmasının nedeni hem devletin hem de milletin yeterince hazırlıklı olmamasıydı.

Özellikle siyasal iktidarın deprem öncesine değil sonrasına dair anlayışı yıkımın büyük olmasında etkili oldu.

Bunu ben değil konunun uzmanları söylüyor.

Diyorlar ki, ‘’Kahramanmaraş bölgesinde yüksek şiddette deprem oluşma olasılığına karşın ülkeyi yönetenler tarafından hiçbir şey yapılmadı. En basitinden binaların, inşaatların denetimi kusurluydu ve acı sonuca yol açtı…’’.

Daha öncesinde ise 17 Ağustos 1999’da Gölcük merkezli 7,4 şiddetindeki depremde de benzer acılar yaşandı.

Ne var ki hiçbir ders alınmadı.

Deprem öncesine yönelik çalışmalar yapılmadı ve yapılmıyor.

Algılayış şu, deprem olsun sorasına bakarız!

Tabi ki deprem sonrası arama-kurtarma önemli fakat öncesinde can ve mal kaybının az indirgenmesine dair birtakım işler mutlaka yapılmalıdır.

Sağlam zemine, sağlam binalar gibi.

Ben hala birçok binanın depreme uygun şeklide yapıldığına inanmıyorum.

Binalar aç gözlü kimi müteahhitler tarafından (işini hakkınca yapanları tenzih ediyorum) ucuz malzeme, birtakım sahtekarlıklarla daha çok kâr amaçlı yapıldığını herkes biliyor.

Emin olun 17 Ağustos depremi öncesi yapılmış birçok bina son 20 yılda yapılmış binalardan daha sağlamıdır.

Örneklerini herkes yaşadığı mahallelerde görebilir.

Türkiye deprem ülkesi ama hala depremin yeryüzü olayı olduğuna inanmayanlar var.

Kaderci, bana neci yaklaşımlarla nedeniyle depreme karşı bilimsel bir yola girilmiyor.

Oysa depreme karşı bilimin gittiği yoldan gitmekle ancak acılar, yıkımlar azalır.

Japonya örneği ortada.

Japonya’da depreme karşı bilimsel odaklı çalışmalar, hazırlıklar nedeniyle 7 ve üzeri depremlerde can ve mal kaybı nerdeyse minimum.

Depremlerden ders çıkarıp bilimin, teknolojinin ve aklın rehberliğinde çalışmalar yapılmalıdır.

Deprem öldürmez, cahillik, çağdışılık, kadercilik, çıkarcılık, insana değer vermeyen anlayış öldürür.