Halil Yeni

Halil Yeni

Şair Rüştü Onur’un Anısına Saygıyla

Şair Rüştü Onur’un Anısına Saygıyla

Doğdukları yıllar, Anadolu toprakları işgal altındaydı. Ağır koşullarda, maden ocaklarında zorla çalıştırılan, çalışmayanların cezalandırıldığı mükellefiyet günlerinin çocuklarıydı. 2. Dünya savaşı sırasında paylarına düşen yokluğu, yoksulluğu tatmışlar, ekmeklerini bile vesikayla almışlardı.

Aynı şehirde yaşadılar, aynı lisede okudular, Halkevinden çıkmadılar. Vapur yolu gözleyip, gelen sanat dergileri ve kitapları soluk soluğa okudular. Hayattayken çok yakın arkadaştılar. Ölümlerinden sonra da birlikte anıldılar. Ölümün kıyısında bile yaşamın güzelliğine dair şiirler yazıp, yirmi küsur olan hayatlarına kısa bir hikâye ve büyük bir yaşanmamışlık bıraktılar.

Zonguldak’ta öğretmenlik yapan şair Behçet Necatigil’in öğrencisi, Oktay Rıfat’la tanış, Salah Birsel, Necati Cumalı ve kemal Uluser ile arkadaştılar. Garip akımının en genç temsilcileriydiler. Akımın yaratıcılarından Orhan Veli gibi hayatın yemiş dolu sofrasından ‘’bize müsaade’’ diyip erken ayrıldılar.

Muzaffer ‘’şimdilik’’ adını verdiği kitabını Zonguldak’ta, yazılar yazdığı gazetenin matbaasında, kâğıt parası biriktirerek kendisi bastırdı. Dizgi ve baskı ücreti gazetede ki maaşından kesildi. Rüştü ise şiirlerini kitaplaştıramadan aramızdan göçüp gitti.

Genç yaşlarında kömür karası o şehirde vereme yakalandılar. Parasızdılar, sahipsizdiler, bu nedenle tedavi olamadıkları için göz göre ölüme itildiler. Yoksuldular, sağlıklı beslenemedi, kendilerine bakamadılar. Yaşama ayaklarını yerlerde sürükleyerek tutunmaya çalıştılar. Ölüme bayır aşağı koşarken bile insanların kendilerine acımalarını değil anlamalarını beklediler.

Ölümün iki eli yakalarındaydı. Hastalıklarının ilerlediği yıllarda yaşamdan kopmayıp aşka ve şiire tutundular. Rüştü Onur İstanbul’dan Zonguldak’a dönerken Anafarta Vapuru’nda, Mediha Sessiz adında bir kadınla tanıştı. Âşık oldu ve ona aşkını dile getiren mektuplar yazdı. 7 Ağustos 1942 tarihinde nişanlanıp 15 Ekim 1942 tarihinde evlendiler. Mediha’ların Beşiktaş’taki evlerine yerleştiler. Talihsiz serüvenler dizisi peşlerini bırakmayacak, mutluluk ayaküstü uğrayan bir misafir gibi hemencecik ayrılacaktı. Evliliklerinin 18. gününde Mediha karın zarı iltihabından hayatını kaybetti.

Kimden sual ettiysem halimi / güldüler / anam bile şiir yazdığım için / bakmadı yüzüme / yalnız bir öğle üstü sofrada / ölüm mukaddermiş dedi / halbuki yaşamak alnımın yazısı’’ diyen şair, bu ölüm karşısında yıkılarak Mediha’dan bir ay sonra ciğerlerinden gelen kanla boğulup yaşama veda etti.

2 Aralık Rüştü Onur’un ölüm yıl dönümüydü. Anısına saygıyla…

Bu yazı toplam 19858 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi