Cumhurbaşkanı’na hakaretler
Son yıllarda, TBMM’de, sokakta ve medyada ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçunu (nasıl bir suçsa) işleyenleri sayısı hızla artıyor.
Özellikle de, medya yoluyla ve yürüyüş-mitinglerde atılan sloganlar aracılığıyla işlendiği iddia edilen bu suçtan dolayı binlerce kişi soruşturma geçiriyor, ceza alıyor ve hapishanelere düşüyor.
Bu durum, ‘cumhurbaşkanını eleştirememe durumunun yargı eliyle tescili’ olmaktan başka bir şey değildir.
Bakalım, son 4 yılda bu suçu kaç kişi işlemiş ve başlarına neler gelmiş ?
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (Reporters sans frontières-RSF) raporuna da yansıdığı üzere,
2012 yılında 12'si gazeteci 33 kişi “hakaret” gerekçesiyle 10 yıl 7 ay 16 gün hapis ve 197 bin 180 TL, bir gazete de 4 bin TL para cezasıyla karşılaştı. Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği ve kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle 1’i gazeteci 10 kişiye toplam 3 yıl 8 ay 7 gün hapis ve 89 bin 80 TL para cezası verildi.
2013 yılında, “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla 8’i gazeteci toplam 11 kişiye 3 yıl 7 ay 7 gün hapis ve 59 bin 700 TL para cezası verildi. Başbakan’ın şikayeti veya savcılıkların resen hakarete geçmeleri sonucu 3’ü gazeteci toplam 6 kişi ve 1 gazete toplam 11 ay 20 gün hapis 43 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı. Bu arada, 3 gazeteciyle ilgili de yeni suç duyurusu yapıldı.
2014 yılında eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret veya kişilik haklarına saldırı suçlamasıyla 20’si gazeteci, 2’si karikatüriste toplam 18 ceza veya tazminat davası görüldü. Bunun dışında 167 kişi hakkında aynı suçlamayla 46 dava açıldı.
2015 yılında ise 1Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ‘’siyasi yetkililere sert eleştiri ve hiciv karşısından hoşgörülü olmaları’’ tavsiye kararlarına aykırı olarak, 9 gazeteci ve 2 karikatürist olmak üzere toplam 28 kişiye Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten (TCK’nın 125/3 ve 299) toplam 21 yıl 6 ay 19 gün hapis cezası verildi.
Söz konusu cezalardan 10 yıl 8 ay 22 günü TCK’nın 299. Maddesine dayanarak 5’i gazeteci toplam 9 kişiye,
10 yıl 9 ay 27 günüyse TCK’nın 125/3 maddesine başvurularak 14’ü gazeteci, 2’si karikatürist toplam 19 kişiye verildi.
Ayrıca, 3 gazeteci, 3 gazete, 2 milletvekili ve 1 hukukçu da Erdoğan’a 108 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.
Bu arada, gazetecilere saldırı ve gazeteci cinayetlerinde de tırmanma yaşanıyor.
Rapora yansıdığı üzere,
2011 yılında, gazetecilere yönelik 33 saldırı, tehdit ve darp vakasının yaşandığı ülkemizde, 2012'de gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik en az 46 fiili, sözlü, sosyal medya üzerinden yazılı saldırı vakası yaşandı. 1 konser, 2 panel engellendi, 4 gazete, 3 ajans bürosu da basıldı.
2013'te, 186 gazeteci, bir yayın kuruluşu ve iki İnternet sitesi saldırının hedefi olmuş; gazeteciler ve medyaya karşı 15 sözlü saldırı veya tehdit gelişti. Gezi eylemlerinin etkili olduğu 27 Mayıs-30 Eylül 2013 döneminde ise polis 153 gazeteciyi darp edip 39'unu da gözaltına aldı.
2014'te toplam 142 gazeteci, 2 gazete, 1 gazete matbaası, 6 internet sitesi, 1 Twitter hesabı saldırının hedefi oldu; gazeteci ve medyaya karşı 23 sözlü saldırı veya tehdit yaşanmış, 72 medya temsilcisi gözaltına alındı.
2015 yılında 3 Suriyeli gazeteci ve 1 gazete yazarı öldürüldü,
64 gazeteci, 4 medya organı, 1 yazar saldırıya uğradı.
Bu dönemde, 38 gazeteci, 21 medya organı tehdit edildi, 3 de sözlü saldırı vakası yaşandı.
Cumhurbaşkanı’na hakaretler derken RSF’nin raporuna yansıyan gazeteler ve gazetecilerin durumu, haklarının kısıtlanması ve yaşadıkları olaylara da girmiş olduk.
Net sansürü, yayın yasağı ve Akreditasyon uygulamalarıyla sansürün yaygınlaştığı yılları geride bırakırken, bu yıl ve gelecekte de aydınlık bir tablo yaşamayacağımızı bilmek gerekiyor.