Çevre duyarlılığına ‘Babacan’ yaklaşım

Çevre duyarlılığına ‘Babacan’ yaklaşım

 

 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AKP’nin ilk günlerden itibaren ‘’genç,dinamik, bilgili’’ kadroları olarak vitrin yapan önemli siyasi figürlerdendir. Bu yüzden de, AKP iktidarları döneminde hep önemli görevler üstlenmiştir.

Şimdilerde Başbakan Yardımcısı olan Babacan, Kocaeli Sanayi Odası Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, bu kent için ‘’çevreyle dost büyüme modeli’’ne ihtiyaç olduğunu söylemiş. Yani, çevre duyarlılığı konusunda kendince ‘babacan bir yaklaşım’ sergilemiş.

İyi de, kendisi Amerika’yı yeniden keşfe mi çıktı acaba ?

Bu söylediğini, kentin duyarlı insanları kırk yıla yakın zamandır söylüyor. Yani, bu kentte, benzer düşüncelerin dile getirilmesinin başlangıcının üzerinden O’nun yaşı kadar zaman geçti…

O yüzden, söz konusu ifade karşısında sorulacak soru, ‘’yeniden keşfe gerek var mı’’ olmalıdır. Babacan ve alt kadroları yeniden keşfetmek ve ‘’bilinmeyen önermelermiş’’ gibi sunum yapmak yerine, sorunu çözücü önlemleri almak için adım atmalıdır. Çünkü, büyüme modeli dedikleri olayın kahramanları olan sanayiciler, kuralsız ve pervasızca bu kentin doğasını katletti, etmeye de devam ediyor.

Babacan, hal böyleyken, çıkıp da o cankurtaran önerisini kime sunuyor acaba ?

Sanayicilere ‘’yediğiniz pislikleri temizleyin artık’’ demeye mi getiriyor ?

Bence bu çok uzak bir ihtimal. Niyeti bu olması yani sanayiciye böyle ders verme eğilimi göstermesi halinde bulunduğu makamı en kısa sürede terk etmek zorunda kalır.

O yüzden, söyledikleri ne yeni bir şeydir ne de Amerika’yı yeniden keşfetmesine izin verilebilir. Bu olsa olsa halkın gözünü boyama projesinde son perdelerden biridir.

Demiş ki;

 “Çok üretip, tüketelim, ama su kaynakları çevre, orman durumları nedir, hava kirliliği nereye gidiyor çok daha önemli. Büyüme adına, gelecek nesillere yaşanamaz kirli bir dünya bırakmamalıyız. Çevreyle dost büyüme modeli gerekiyor. Biz bu konularda dikkatli tutum içindeyiz.”

Bu tutum nasıl bir tutum acaba, ‘’tavşana kaç, tazıya tut’’ cinsinden mi ?

Bu konuda halkın taleplerini dikkate alarak adım atmışlar da önlerine geçen mi olmuş, ne dersiniz ?

Buradaki gerçek şudur !

Sermayenin taleplerini yerine getirmeyi koşulsuz olarak kabul eden ve programlarına temel oluşturan muhafazakar siyasi organizasyonlar, on yıllardır ‘’kuralsız ve pervasızlığa’’ çanak tutuyor.

Yerleşim yerlerinin yakınında, ulaşım sorunu olmayan hatta birinci derecede tarım arazisi sayılan yerleri bedelsiz ya da çok düşük bedellerle sanayicilere devrediyor. O yerlerin üzerine kurulan tesislerin çevre ve insan sağlığı için gereken önlemleri alıp almadığına bakmaksızın işletme ruhsatları düzenliyor. Sonra da göstermelik para cezalarıyla halkın gözünü boyamaya çalışıyor. Bu arada, ölen ölüyor kalan sağlarla yola devam ediliyor. Doğamız ise onarılamaz bir biçimde tahrip ediliyor.

Babacan, buna mı karşı çıkıyor ?

Yoksa, seçim dönemi Kocaeli halkının ağzına bir parmak bal çalmanın yolunun yeniden yalan söylemekten geçtiğini mi düşünüyor ?

Sermaye taleplerinin esiri olmuş sözde siyasetçilerden halkın yararına net tavır elbette beklemiyorum. Ama, kendi kendini tekzip eden, yaranmak için söylediği yalanlar ayyuka çıkan bu tür düzen siyasetçilerine de çok gülüyorum.

 

Sermayeye göstermeye çalıştıkları ‘babacan yüzleri’ni biraz da halka dönseler ya…

Bu yazı toplam 245 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi