CARGİLL’İN TATLANDIRICI ÖYKÜSÜ...!
Önce suyumuz daha sonra ekmeğimiz şimdi de şekerimiz elimizden gitmekte.
Hani demişti ya siyaset büyüğümüz; “borç alan emir alır” bu iş de galiba oraya doğru evriliyor.
Bugüne kadar yapılan özelleştirmeler karşısında neleri kazandık neleri kaybettik.
Bu durumu yeterince sorgulayabilmiş değiliz.
Ne yazık ki tehlikenin farkında bile değiliz(!) farkında olan bir kesim tepki gösteriyor geri kalan bölüm iktidarın iyisini de kötü icraatını da koşulsuz destek veriyor.
Gelelim şu Cargill nişasta bazlı tatlandırıcı konusuna;
28 Ocak 2004 tarihinde dönemin ABD Başkanı Bush bizim hükümet yetkililerimizden Cargill ile ilgili net istekleri olmuş.
Cargil’in Bursa Orhangazi de kurmuş olduğu fabrika birinci derecede tarım arazisi olduğu için firma aleyhine açılan dört dava vardı.
Bu hukuki süreç yüzünden Cargill şeker bazlı üretim yapamaz hale gelmişti.
Cargil bulunduğu arazinin birinci derecede tarım arazisi statüsünden çıkartılarak sanayi bölgesi ilan edilmesini ve böylece açılan dört davanın düşürülmesini istiyordu.
Bizim hükümet yetkilileri Cargill’in bu talebilini uygun bulmuş olmalı ki, Orhangazi fabrikasında Mısırdan frigtoz veya mısır şekeri diye adlandırılan tatlandırıcı üretimine yol verilmiş.
Daha sonra pancar üreticisini korumak amacıyla mısır şurubu üretimine %10’luk kota gündeme gelmiş.
Ancak Cargill bu kotanın kaldırılmasını ve tam kapasite ile önündeki engellerin aşılmasını bizim yetkililerden istemiş.
ABD Başkanı Bush’un Cargill şirketi için Ankara’dan beklentilerinin büyük bir bölümü bu şekilde sessiz sedasız yerine getirilmiş. Kim bu Cargil Şirketi derseniz 1865 yılında kurulmuş.
Şirket giderek büyümüş 2004 yılına gelindiğinde 61 ülkede faaliyet gösterir hale gelmiş.
Yıllık cirosuna gelince 60 milyar dolar.
1960 yılından beri Türkiye ile ticari faaliyeti bulunmakta.
1986 yılında önce Pendik’te kurulu nişasta fabrikasını satın almış.
1997 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde mısır şurubu üretmek için 90 milyon dolarlık bir fabrika kurdu.
Adapazarı’nın ilçesi Hendek’te fındık işletme tesisi var yurtdışına işlenmiş fındık ihraç ediyor.
Türkiye’ye de yurtdışından hububat, yem, ayçiçeği ve pamuk ithal ederek iç piyasaya sürüyor.
Bu kez devrede ABD’nin çiçeği burnundaki başkanı Trump Cargill’in isteği doğrultusunda şeker fabrikalarına göz dikmiş olmalı.
Anlatılan hikayeye göre şeker fabrikalarının özelleştirilmesi durumunda Türkiye daha hızlı büyüyecek, üretim artacak, istihtam ve ihracat çoğalacak!
Biz bu hikayeyi diğer özelleştirmelerde de sıkça duyar olduk.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin altında yatan gerçek hikaye bu olsa gerek.
Bir sonraki yazım da nişasta bazlı şeker şurubunun insan sağlığı konusundaki yaratmış olduğu olumsuz sorunları gündeme getireceğim.
NOT: Bu bilgileri ABC Gazetesi yazarı Yılmaz Polat’ın Washington notlarından elde ettim.
Bu bilgiler için kendisine teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.