Büyükgöz, “doğru” bildiğini söylüyor
Gebze Belediye Meclisi’nde ocak ayı olağan toplantısı ikinci oturumunu koşullarımın elverişsizliğinden ötürü yerinde takip edemedim. Birinci oturum gayet olağan ve durgun geçmişti. İkinci oturumda tansiyon hayli yükselmiş. Halbuki genelde tam tersi olurdu..
Tartışma ve gerilim konusu; habercilikte neredeyse uzmanlık alanlarım arasında yer edinen, vatandaşın Anayasa’da yeri olan barınma hakkı zemininde tapu edinmesi.
Öncelikle şunu da belirtmek gerekir. Gebze Belediyesi’nde Zinnur Büyükgöz’ün başkanlığındaki bu dönem gerek hayli köklü bir mazisi olan sorunun çözümü için yapılan çalışmaları ne görmezden gelir, ne yok sayarım.
Sıkıntı, uygulamada. Özellikle fiyatlandırmada.
En son Adem Yavuz Mahallesi’nde patlak veren vaka ve hadiselerde önce vatandaşın tepkisini..
Ardından Adem Yavuz’daki halk toplantısında Başkan Büyükgöz’ün ne söyleyip ettiğini haberciliğin gerektirdiği ölçü ve objektiflikte işlediğime dair gayet rahatım.
Hatta vatandaşın tepkisiyle Başkan Büyükgöz’ün yanıtı neredeyse eş zamanlı haberleşecekti. Tam o süreçte Büyükgöz’ün yaşadığı bir sağlık problemi önüne geçti.
--
Pazartesi günkü mecliste ise Başkan Büyükgöz ismini ağzına almadan; CHP Gebze İlçe eski Başkanı ve 2019 yerel seçimleri Millet İttifakı Gebze Belediye Başkan adayı Avukat Recep Dursun’a daha önce de tekrarladığı bir suçlamada bulunmuş. Bence; hani bilse neredeyse burcunu ve yükselenini falan söyleyecek tarifte ama ismini niye ağzına almadı. Anlamış değilim ve bence komik. O tutumu bu yorumu dahi hikâyeden sebep, birkaç satır daha uzatıyor.
Recep Dursun’un Gebze’de bugüne kadar 9 mahallede yaygınlaştırdığı halkın tapu edinme mücadelesindeki yerini de hayli bilirim. Ola ki Gebze’ye Belediye Başkanı seçilseydi o tapulara halka, alım gücüyle örtüşür şekilde dağıtabilir miydi, sanmıyorum. Malum, Hükümet muhalifi. Ama şuna eminim. O tapuların halka makul koşullarda temini için o halk nereye yürürse, beraberinde yürürdü.
Şundan da eminim…
Gebze Belediyesi’nde 2002’den bu yana yerleşik Siyasal İslamcı Vahşi Kapitalist model yerel yönetim anlayışının Adnan Köşker başkanlığındaki geçen dönem versiyonunda;
Kirazpınar Mahallesi’nde bu dönemin “sembol”lerinden TOKİ konut yapacak diye halkın üzerine polisi, jandarması, zabıtası ile..
Abartmıyorum, oradaydım, halkın üzerine ölümüne gidilirken..
Recep Dursun ve arkadaşları, yine oradaydı.
Adnan Köşker ve Zinnur Büyükgöz ile emsallerinin, esamesi okunmuyordu.
Ama kaderin garip cilvesi, di mi..
Üstelik aynı dönem;
Çayırova Belediyesi’nin Emek Mahallesi sakinleri ile AKP’li Ziyaettin Akbaş döneminde başlayıp AKP’li Şevki Demirci dönemine taşan sorunda çözüm süreci toplantılarından en az birine Zinnur Büyükgöz de, İstanbul’da kurulu firmasını temsilen yer almıştı.
Yani sorunun çözümü için üretilen veya üretilecek projede, ticareten yer almıştı.
Eleştirdiğim niye yer aldığı değildir.
Ya da klasik tanımlama ile, “Yandaş kayırmışlar…” konumunda o süreçte de olmadım ki şimdi olayım. Kaldı ki mesleğiyle örtüşen bir işi, Gebze Belediye Meclis Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı sürecinden de 8 yıl sonra (Benim bildiğim meclis üyesi; görev süresi ve sürenin ardından üç yıl boyunca belediye ve kamu ile ticaret yapamaz) aldı. Limonilik yok.
Ama ticareten yer almıştı.
İşte gerek AKP’li Zinnur Büyükgöz gerekse emsallerinin, sistem siyasetçilerinin anlamakta zorlandığı detay bu.
Özde değil sözde, halkı merkezine alan, halkçı siyaseti anlamakta zorlanıyorlar.
Büyükgöz’ün meslek itibariyle TMMOB üyesi olması da çok bir şey ifade etmiyor.
“Teoman Öztürkoğlu kim?” diye sorduğunuzda tanımayabilir veya, “Yerel seçim adaylık döneminde parti uğranacak yerler arasına, TMMOB Gebze binasını da koymuştu. Gittiğimde, lokalde fotoğrafını gördüm kişi galiba, altında ne yazdığını okumadım. O kişi mi?” de diyebilir.
Gebze Bölgesi’nde her TMMOB üyesinin TMMOB bileşenlerine üyeliğinin formaliteden ibaret olduğuna;
Hatta kimi hasbelkader başkanlarının aktif siyasete atıldıktan sonra TMMOB ahlak, etik, kültürüne tamamen aykırı şekilde istifa etmeden görevi sürdürdüğüne..
Lafa gelince parlamenter sistem savunucularının “tek adam” karşıtlarının “tek adam”cılığa soyunan zevatın gölgesinde başka makamlara konuşlandığına da tanık olduk.
Ama bu ülkede hala çatısı altında oldukları sivil toplum örgütlerinde halk için mühendislik, halk için avukatlık yapanlar var.
Parti farkı gözetmeksizin;
Hatta inanıyorum ki AKP içinde de, halk için siyaset yapanlar var.
Kirli siyaset, kirli ticaret ilişkisine her partide, gerekirse kendi partilisini karşısına alarak direnç gösterenler, var.
Hatta bence AKP içinde de; genel ve yerel seçim dönemlerinde adayın, il ve ilçe kongrelerinde başkan ve yönetimin tamamen teşkilat inisiyatifinde belirlenmesini isteyenler de var. Hele ki genç AKP’lilerde bu oranın çok daha yüksek olduğuna da neredeyse eminim.
Sözün özüne gelince;
Çayırova, Emek Mahallesi’ndeki sorunun yaşandığı süreçte proje işini edinmede AKP’li olmasının ne derece etkisi oldu, hiç oralı değilim ama ticareten yer alan şehir planlamacısı Zinnur Büyükgöz,
Aktif siyasetçi Recep Dursun’un da hukukçu kimliğiyle aslında ticareten yer aldığını sanmakta, ötesine anlam verememekte, iftirayı ya direk ya da çevresindekilere dayandırarak atmaktadır.
Varsa aslı astarı, belgelendirilebilir. Avukat Recep Dursun’un sözü edilen şekilde davası olup olmadığı, kolaylıkla deşifre edilebilir.
Ya da, “Kendi adına almıyor. Başkası alıyor yerine, pas ediyor” diye iftirayı sürdürebilir.
Büyükgöz bence yine yanıt vermeyecektir. Çünkü, Recep Dursun dönemi ilçe yöneticilerinden Olcay Öğüt’ün söylediği gibi; Büyükgöz siyaseten kendi tabanını kandırsın, yeter. Zaten kusura bakmasınlar ama küçümsemek için de değil tespit bu, kanmaya hayli meyilliler.
Başkasının hakkı, hukuku, onuru, şerefi, itibarı…
Siyasal İslamcı Vahşi Kapitalizm’in aslında olmayan “ahlak” ve “etik”, parti tabelasında konu mankeni haline gelen “adalet,” kuralları gereği
…sadece aleyhlerine durum söz konusu ise geçerli.
Zinnur Büyükgöz, Recep Dursun vakasında aslında “Doğru”yu..
Kendisine AKP’de gösterilen, öğretilen “Doğru”lar zemininde..
Bir de Çayırova, Emek Mahallesi sürecinde tanık olduk..
Uyguladığından sebep söylüyor.
Bence haklı!
Bence de doğru söylüyor!