Bu çağrıya kulak verin !

Bu çağrıya kulak verin !

 

 

BirGün gazetesi pazartesi gününün birinci sayfasında, maddi olarak zor günler geçirdiğini belirterek ‘Çağrımızdır’ başlığıyla bir duyuru yayınladı.

Reklam alamadıklarını ve Basın İlan Kurumu’ndan aldıkları ilanların da kesildiğini belirten gazete, yaptıkları haberler nedeniyle AKP çevreleri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kendilerine açılan her davada para cezasına mahkum edildiklerini öne sürüp, üye ve destekçi kampanyası başlattıklarını vurguladı. 

Yayınlanan metnin tamamı şöyle:

‘’Ülkedeki baskıcı-zorba rejim varlığını sürdürebilmek için basını tamamen susturmak, sindirmek istiyor. Fiilen ve hukuksuzluklarla tüm erkleri kontrolüne almış olan kişi, bu faşist yönetimin anayasal mevzuatını da yapmak istiyor. Bu yolda önünde hiçbir aykırı ses istemiyor. Üzerimize bu yüzden çok daha güçlü bir şekilde gelmeye çalışıyor.

BirGün çalışanları olarak bu zorbalığı her geçen gün üzerimizde daha fazla hissediyoruz. Mesleğimize olan bağlılığımızla ve halkımıza olan sevgimizle tüm zorluklara direnmeye çalışıyoruz. Ancak nefes almakta zorlandığımız anlar artıyor.

Çalışanlarımıza, yöneticilerimize yönelik hapis vb… cezalar gündemimiz bile değil artık… Kendi can güvenliğimizden dahi geçtik. İktidar da bunun çok iyi farkında. Bilinci, cesareti olan insanları hapisle, tehditle korkutamayacağını anladı. Bu yüzden de ekonomik anlamda BirGün’ün yaşamasının önüne geçecek hamleler yapılıyor. Yandaş basına ilan veren şirketler ihya edilirken bizim gibi AKP-Erdoğan yanlısı olmayan gazetelere reklam verenler fişleniyor, tehdit ediliyor. Kamu ilanlarını tüm gazetelere eşit şekilde dağıtmakla sorumlu olan kurum, keyfi bir şekilde BirGün’ün alacaklarını yok ediyor. En ufak gelirlerimize bile haciz konuyor. Ayda en az iki kez malum şahıs ve şürekâsı tarafından sudan sebeplerle 100 bin liranın üzerinde tazminat davaları açılıyor ve hepsi otomatik olarak onların lehine sonuçlanıyor. Daha önceleri kazandığımız hiçbir davayı artık kazanmamız mümkün olmuyor. AİHM kararları yok sayılıyor. Kağıt tekellerinin fahiş fiyatları, dağıtım komisyonları vb… konulara ise sıra gelemiyor.

İşte böyle böyle aşağıdan-yukarıdan sıkıştırılan bir muhalif basın dünyası… Şimdi soruyoruz bu kurumlar yaşamazsa utanç verici fikirler yayan fetvacıların haberini kim verecek? Yeşil Kart taşıyan IŞİD’lilerin haberini kim nereye yazacak? Tecavüze uğrayan kadının “orada ne işi olduğu”na dair imalı haberler veren kağıt ya da dijital çukurlardan başka geriye ne kalacak? Halk “artık yeter” dediğinde penguenleri değil de o direnişin güzelliğini manşetten kim verecek?

Direnen gazeteciler bu ülkenin alnının akıdır... Eğilmemişler, bükülmemişlerdir. Tek istedikleri ise desteğinizi, dayanışmanızı görmektir. Bu konuda biz patronsuz gazetenin çalışanları olarak üzerimize düşeni yapacağız. Kâğıt gazetenin modası geçtiyse ona değer katacağız. İnternette zaten gördüğünüz haberleri giren değil fikre, analize ağırlık veren bir gazete olacağız. Dijital alanımızı da değiştirip yepyeni çağa uygun, sizlerin de katılımına açık bir platform kuracağız. Anlık haberleri oradan çok daha hızlı vereceğiz.

Bunları yaparken tek isteğimiz sizlerin omuzlarında büyümek. İşçisine yavuz, iktidara yunus patronların gelmeyen reklamları ile ya da devletin hacizleriyle, kesintileriyle uğraşmak istemiyoruz artık. Tüm gücümüzü halktan almak istiyoruz.

Bir üye-destekçi kampanyası başlatıyoruz. Binlerce okurumuzun, sevenimizin desteği ile sabit bir gelire kavuşup bu zor dönemi aşmak istiyoruz. Karşılığında da e-gazete üyeliği, kitap dergi hediyeleri, festival biletleri veriyoruz. Bu ülkede BirGün’ün yaşamasını, büyümesini isteyecek on binlerin, yüzbinlerin olduğunu biliyoruz. Mahkeme salonlarında başımız dik duruyorsak da bu güvenle duruyoruz.

Biz gazeteciyiz, muhalif olanlarsa onlar…

Ağaca muhalif onlar, kuşa muhalif, emeğe muhalif, barışa, sevgiye, kadına, hayatın kendisine muhalif…

Biz muhalif görünüyorsak da onların karşı olduğu şeylere sahip çıktığımız içindir. Siz de bizlere sahip çıkın.’’

Bence, bu çağrıya kulak vermek lazım.

Çünkü;

Muhalif bir sesin daha kısıldığında,

Muhalif bir pencerenin daha kapandığında,

Ne nefes alacak alanımız ne de seslenecek aygıtımız kalmayacak.

AKP faşizmine teslim olmamak için, kolektif irademizin temsil edileceği zeminleri de korumak için bu çağrıya kulak vermek, seslerimizi birleştirmek durumundayız.

 

Haydi, bir kez daha dayanışmaya… 

Bu yazı toplam 226 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi