BİR VATANDAŞ'TAN
Kendi ülkemizde yabancı gibiyiz diyeceğim...
Yanlış bir teşbih olacak.
Zira yabancı dediğimiz, bu ülke vatandaşı olmayan insanlar,
ülkemin her güzelliğinden, bizden çok istifade ediyorlar.
Örneğin turizm sektörünü ele alalım.
Turizm acenteleri erken rezervasyona ocak ayında başlarlar.
Güya yarı yarıya indirim yaptıkları için, çok daha ucuza tatil yaptığımızı zannederiz.
Gerçi yarı yarıya tabiri tedricen doğru.
Sezondaki tabiri caizse diyemeyeceğim, hatta tamamıyla uç fahiş fiyatlar üzerinden
daha az fahiş fiyatlarla tatil yapıyoruz.
Bana göre indirimli oranları bile ciddi pahalı.
Üstüne üstlük, gidilen bütün otellerde öncelik, yabancı turistlerindir.
Yanlış bir teşbih olacak.
Zira yabancı dediğimiz, bu ülke vatandaşı olmayan insanlar,
ülkemin her güzelliğinden, bizden çok istifade ediyorlar.
Örneğin turizm sektörünü ele alalım.
Turizm acenteleri erken rezervasyona ocak ayında başlarlar.
Güya yarı yarıya indirim yaptıkları için, çok daha ucuza tatil yaptığımızı zannederiz.
Gerçi yarı yarıya tabiri tedricen doğru.
Sezondaki tabiri caizse diyemeyeceğim, hatta tamamıyla uç fahiş fiyatlar üzerinden
daha az fahiş fiyatlarla tatil yapıyoruz.
Bana göre indirimli oranları bile ciddi pahalı.
Üstüne üstlük, gidilen bütün otellerde öncelik, yabancı turistlerindir.
Bir izzet, bir ikram sormayın.
Yaptıkları görgüsüzlükleri sıralasam, yazmakla bitmez.
Restoranlarda kişisel eşyalarını koyarak cam kenarında yer ayırma, havuz ve deniz kenarı
şezlonglarda da keza öyle.
Paramızla rezil oluyoruz.
Paralarının değeri, bizim ülke paramızdan yüksek olduğu için, neredeyse üçte biri
oranında indirimli tatil yapıyorlar.
Bu sebeple, otelde yerli turistten çok daha fazla yabancı turist oluyor her sene
Hatta, Türk oteli istiyorum diye belirtmemiz gerekiyor, Türk bulabilmek için.
Ancak bizlere müstahaktır.
Bu sebeple, otelde yerli turistten çok daha fazla yabancı turist oluyor her sene
Hatta, Türk oteli istiyorum diye belirtmemiz gerekiyor, Türk bulabilmek için.
Ancak bizlere müstahaktır.
Şikayetler, öznel dedikodudan öteye gidemiyor.
Bu sene turist gelmeyecekmiş güya.
Sanmıyorum gelmeyeceklerini, bence gelirler.
Ama sende koy tepkini, gitme kardeşim.
Bu vatanımda yabancı hissetme haleti ruhiyesi, salt turizm sektöründe mi?
Eğitimde de öyleyiz.
Benim çocuğum, onca kursa gidip, özel dersler alıp hazırlanacak.
Milyon rakibi arasında, öne geçme yarışına girecek.
Onun giremediği, hatta hayal bile edemediği bölüme yabancı uyruklu öğrenci
yabancı kontenjanından hop yerleşecek.
Bu nasıl bir handikaptır?
Ne yaman çelişkidir!
Bir başka penceresi daha var bu işlerin.
Prosedür gereği, adamını bulup, bu durumu kılıfına uyduranları çok duydum.
İllegalliğe iten bürokratik yasa açıklıkları sağ olsun.
Hani imkansız diye bir kelime var ya...
İşte bu kelime bizim ülkemizde asla geçerli değil.
Çünkü bizim ülkemizde, bu kelimeyi etkilesizleştiren, çok önemli bir ayrıntı var.
İster lise mezunu ol, ister ilköğretim mezunu ol...
İster sicilin eksi olsun, ister yaşın geç...
Eğer 'adam'ın varsa imkansız diye bir kavram yoktur.
Yani, ya 'adam'ın olacak !
Ya da yabancı olacaksın bu memlekette.!
Bu yazı toplam 1190 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.