Baharı karşılama

Baharı karşılama

 

 

Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Nevruz (Newroz), İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder.

Günümüz İran'ında, her ne kadar İslami bir kökeni olmasa da bir şenlik olarak kutlanır. Bazı topluluklar bu bayramı 21 Mart'ta kutlarken, diğerleri Kuzey yarım kürede ilkbaharın başlamasını temsilen 22 veya 23 Mart'ta kutlarlar. Aynı zamanda, Zerdüştlük, hem de Bahailer için de kutsal bir gündür ve tatil olarak kutlanır.

Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında da Göktürklerin Ergenekon'dan çıkışı anlamıyla ve  baharın gelişi olarak kutlanır.

Nevruz bayramı, Kürt  mitolojisine göre ise Demirci Kawa Efsanesi'ne dayanan bahar ateşinin yakılmasıdır.

3000 yıldan beri kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenlik Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 2010'da Dünya Nevruz Bayramı olara ilan edildi. Böylece, Nevruz, Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi 'ne dahil edildi.

Nevruz’u FarslarKürtlerZazalar,AzerilerAnadolu Türkleri, AfganlarArnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, ÖzbeklerKırgızlarKarakalpaklar ve Kazaklar, geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı olarak kutlar.

Buralarda ve ülkenin diğer bölgelerinde nasıl kutlanacak birlikte göreceğiz. Bugün, yarın ve sonraki gün yapılacak kutlamalar ülkedeki gelişmeler açısından kritik bir eşik olarak da görülmektedir.

Diyarbakır’daki kutlamalar, bugün Nevruz Parkı’nda yapılacak. Misafirler nedeniyle kentin otelleri dolmuş. Bölgedeki siyasilerin de dikkat çektiği üzere, herkes büyük bir heyecan ile Öcalan’ın vereceği mesajı bekliyor. Genel kanı da, Öcalan’ın, mesajında ‘’ezber bozan’’ ve ‘’geleceğe dair halkların birlikteliğinden, beraber yaşamasından’’ yana güçlü bir mesaj olacağı yönünde.

Özellikle Diyarbakır merkezli Nevruz kutlamalarının son 3 yılına ‘’barış ve çözüm süreci’’ damgasını vurdu. Bu yüzden de, bu yılki kutlamanın, bugüne kadar ki en görkemli, en yoğun katılımlı nevruz olacağı öngörülüyor.

Bölgede ve ülke genelinde baharın karşılanışı aynı coşkuda ve aynı olgunluk içerisinde geçerse, bundan herkes kazançlı çıkacaktır.

Ancak, neler yaşanacağından bağımsız olarak, şu süreç meselesinde bıkmadan söylemem gerektiğini düşündüğüm bir gerçek var.

Genlerinde demokratik bulgular olmayan, yurttaşlık yerine tebayı önemseyen, düşünmek yerine biat etmeyi benimseyen, kültürel altyapısını Osmanlıcılık üzerine kuran, emperyalizmin çıkarlarıyla örtüşme taahhüdü dolayısıyla vazgeçilmez siyasal özne olarak kabul edilip sadece hükümet değil devletin kendisi olmasına uluslar arası sermaye tarafından olanak tanınan AKP ile yürütülen süreçten, halkların kardeşliğini örgütleyecek bir barış çıkması olanaksızdır.

Sözde süreci, kısa vadeli pragmatik siyasal çıkarları için kullanmakta sakınca görmeyip, yaşanan bunca olayın ardından ‘’Kürt sorunu mu var ki’’ diyerek ‘’ben istersem olur’’ mesajıyla önemli bir toplamı aşağılamaya çalışan zihniyetle silahların gölgesinde yürütülen diyalogdan daha fazla sömürü, diktatörlük rejimi elbisesinin halka uygun hale getirilmesi çıkar.

Baharı karşılarken, bu gerçekleri görmekten kaçınmayıp, gözlerimizi biraz daha açmak zorundayız.

Her koşulda ‘’Nevruz kutlu olsun’’ ya da ‘’Nevruz ateşi hep yansın’’.

 

Bilinen haliyle, Newroz piroz be !..

Bu yazı toplam 223 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi