Gebze Arapçeşme Mahallesi muhtarı Remzi Kandaz, geçtiğimiz günlerde Facebook hesabından kız çocuklarını hedef alan, onları hedef gösteren ve toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışan bir yazı paylaştı. Yaptığı paylaşımda, "Kız çocuklarının akşam ezanından sonra parklarda velisi olmaksızın dolaşmasını görmek istemiyorum.’’ ifadelerini kullandı. Yaptığı başka bir takım açıklamalarının sonuna da ‘’ Bu saydıklarıma karşı aksi davrananları eşek sudan gelene kadar döverim, bilmiş olun’’ tehdidinde bulundu.

Erdoğan ‘’Ak Saray’’da geleneksel hale getirdiği muhtarlar toplantısının bir oturumunda muhtarlara ekstra bir ‘’görev’’ vermiş “Çünkü ben biliyorum ki benim muhtarım hangi evde kim var, nedir, ne değildir, bunu gelecek gayet uygun, sakin şekilde, kaymakamına, valisine, emniyet müdürüne bildirecek. El birliği yapacağız, dayanışma içinde olacağız. Bunları siz gayet iyi bilirsiniz…” demişti. Sonuç bu. Zaten daha sonra Kandaz'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la, Saray'da, muhtarlarla birlikte bir fotoğrafı paylaşıldı. 

Dünyanın etrafında döndüğünü düşünen ve ‘’ Tarafımca uygun görülmemektedir. Aksi davrananları döverim ‘’ diyecek kadar kanun koyunculuğa soyunun muhtarın yaptığı açıklamalara gelen yoğun tepkiler üzerine Kandaz önce paylaşımını sildi, daha sonra Facebook hesabını kapattı.

Remzi Kandaz'ı protesto etmek isteyen Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri, birkaç gün sonra muhtarlık binası önünde toplandı. Muhtarlık binası önünde düzenlenen protestoda "Muhtar sen kimsin, bu çocuklar bizim. Ne yapacaklarına biz karar veririz" yazılı pankart bir uyarıydı. Protestoda yapılan basın açıklamasında “Arapçeşme Mahallesi muhtarı Remzi Kandaz, mahalle halkından özür dilemelidir. Eğer bu doğrultudaki sözlerini ve tavırlarını devam ettirirse; mahalle halkını ve gençlerini yok sayan, ötekileştiren, potansiyel suçlu gösteren, otoriter, baskıcı ve faşizan tavırlarına karşı; Gebze halkını karşısında bulacaktır, söylenecek sözümüz, verilecek cevabımız vardır” denildi.

Ben kandaz’ın yaptığı açıklamayı ve buna karşılık Gebze Emek ve Demokrasi güçlerinin gerçekleştirdiği eylemi bir ‘’Savaşa’’ benzetiyorum. Evet, bu bir savaş. Aydınlıkla Karanlığın şehri temsil etme savaşı. Gericilerle ilericilerin verdiği fakat şuan ‘’Haklı ilericilerin’’ değil ‘’Güçlü gericilerin’’ yendiği, Haklıların ise yenilgiyi umursamaksızın inatla direndiği şehri temsil etme savaşı. İşte bu savaşta birileri toplumun aklında iyi yer tutmayan Gebze’ye ülkenin en değerli sanatçılarını, yazarlarını ve aydınlarını getirip onlara konser, söyleşi yada imza günleri düzenleyip kentin pas tutan yıldızını parlatmaya çalışırken, Remzi kandaz gibiler nefret söylemleriyle paslanmış yıldızın üzerine beton atmaya çalışıyor.

Kenti temsil etmeye çalışan Aydınlık, kız çocuklarına keman, yan flüt, resim yada şan dersleri verirken, Karanlık, kız çocuklarını akşam parklarda görmek dahi istemiyor. Aydınlık, kadınların Gebze’nin her alanında var olması için mücadele ederken, Karanlık, kadınları ve kız çocuklarını evlerine kapatmak, yanında eşi, babası, abisi yada kocası olmadan dışarı çıkartmak istemiyor. Ve ne yazık ki Mahalle muhtarının yaptığı açıklamalar ülkenin gündeminde yer tutarken, muhtarın açıklamasına karşı yapılan eylem basında pek yer almıyor ve insanların aklında Gebze ‘’karanlık’’ olarak kalmaya devam ediyor.