Ali İsmail kusurluymuş !

Ali İsmail kusurluymuş !

 

Önce öldür, sonra da kusurlu göstermeye çalış.

Bunu kim yapar ?

Bu soruyu sormayın, çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanlığı yapmış bile. Gezi olayları sırasında Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin, cinayete ilişkin tazminat talebiyle açtığı davada savunma yapan bakanlık, bir skandala da imza atmış.  Bakanlık, dava dosyasında bulunmadığı halde "Ali İsmail Korkmaz güvenlik güçlerine taş atmakta ve aktif olarak polise mukavemet göstermektedir" diyor ve Ali İsmail Korkmaz'ın ölümünün "kendi söz ve eylemlerinin etkisiyle gelişen ve kişisel kusurundan" kaynaklandığını savunuyor.

Pes doğrusu…

Bunun adı en azından cinayeti ve katilleri korumak telaşıdır. Dolayısıyla, söz konusu içerikteki savunmanın hukuk toplumlarında karşılığı olduğu söylenemez.

Olay özetle şöyle gelişiyor…

Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin avukatları tazminat talebiyle Eskişehir 2. İdare Mahkemesi’nde dava açar. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı adına Hukuk Müşavir Yardımcısı Adnan Türkdamar savunma dilekçesi gönderir.

Mahkemeye gönderilen savunmada, “Somut olayda Ali İsmail Korkmaz’ın personelimizin idari bir eyleminden kaynaklı olarak hayatını kaybettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak bir delil bulunmamaktadır. Bu husus ancak ceza yargılaması tamamlandığında kesinleşecektir” denilir.

Ali İsmail’in dövülerek öldürülmesine ilişkin iddianameye atıfta bulunulup, şu iddialara yer verilir: “Ölümün kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve buna bağlı komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların kafa travması sonucu oluşan beyin kanaması ile irtibatı bulunabileceği, yani kendisinden mevcut hastalık ile ölümünü hızlandırdı” dendiği anlatıldı. Ardından “Şahsın ölümünün polisin eylemine bağlı olarak gerçekleşip gerçekleşmediği hususu henüz net olarak ortaya konmuş değildir.”

Veeeee, idarenin bir kusuru olmadığı savunulup davanın reddedilmesi istenir.

Bu arada, kamuoyuna yansıdığı üzere, Ali İsmail’in sadece kaçarken ve dövülürken görüntüleri bulunuyor. Kaldı ki, sanıklar dahi onun ‘taş attığı’ yönünde bir iddiayı ileri sürmemişken, Bakanlık savunmasında “Ali İsmail Korkmaz güvenlik güçlerine taş atmakta ve aktif olarak polise mukavemet göstermektedir” deniliyor.

Pes doğrusu…

Tabi, Danıştay 10. Dairesi’nin 25 Nisan 2007 tarihli bir kararına da atıfta bulunuluyor. O Kararda, “Bu durumda, ölen şahsın söz ve eylemlerinin etkisiyle gelişen ve kişisel kusurundan kaynaklanan ölüm olayında kişinin olaya katılımı, zarar ile idare arasındaki illiyet bağını kestiğinden olayda idarenin tazmin sorumluluğundan söz etmeye olanak bulunmadığı” ifadesinin yer aldığı belirtilerek, Ali İsmail’in ölümünde kendisinin kusurlu olduğu tezi güçlendirilmek isteniyor.

Savunmasız bir gencin canice öldürüldüğünü gösteren görüntülere rağmen bu yöndeki bir karar, ‘Polis destan yazdı’ ve ‘Benim esnafım gerektiğinde Alperen’dir’ tanımlamalarıyla aynı paralelliktedir.

 

Pes doğrusu…

Bu yazı toplam 172 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi