YAZMAK BİR TUTKUDUR
Sabahları çoğunlukta gazeteye ilk gelen ben olurum.
Cuma günü Levent Altun benden erken geldi.
Kendi kendime sordum, bu çocuk neden bugün erken geldi?
Aracı gazetenin önünde duruyor.
Kendisi ortalıkta yok.
Aradan yarım saat geçti, elinde kitaplarla odama girdi.
18 yıllık emeğini bir kitaba sığdırmanın sevinci ve heyecanı içerisinde “ilk imzalı kitabımı abi sana veriyorum” dedi.
Uzun zamandır Levent’i bu kadar heyecanlı ve mutlu görmemiştim.
Bazı insanlar parayı sever.
Levent Altun ise kitap tutkunudur.
Okumayı yazmayı sever.
Levent’in gazeteciliğe ilk başladığı yılı bugün gibi anımsıyorum.
Nuray Teyiz’in Geçit Dergisinde 20 yıl önce başladı.
Havuzlu pasajda tek odalı bir ofisleri vardı.
O zamanlar Gebze’de gazeteciliğe gönül veren insan sayısı bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar azdı.
İyi gazeteci olmanın yolu önce vicdanlı insan olmaktan geçer.
Haberini nakite çevirenle, haberi kamu vicdanı olarak gören gazeteci farkını 10 yıldır yaşayarak, acı çekerek gördük.
Bizim gazetecilik dışında hiçbir uğraşımız olmadı.
Gelirimiz, giderimiz, tek kuruşuna kadar hesabı verilebilecek durumdadır.
Bu yüzden herkese her soruyu rahatlıkla sorabiliriz.
Levent Altun arkadaşım gibi diğer mesai arkadaşlarımın hepsi mesleklerinin saygınlığını korumak için özen göstermiştir.
Önemli olan yazmak değildir.
Zor günlerde hiç kimsenin cesaret edemediği gerçekleri insanların önüne koyabilmektir.
Suya sabuna dokunmadan yapılan gazetecilik hayatın gerçeklerinden uzaktır.
Gazeteci tüm iktidarların muhalifidir.
Küfreden değil eleştiren, yandaş değil sorgulayan insandır.
Bu yüzden Levent arkadaşımın 18 yıllık emeği çok önemli ve anlamlıdır.
Bu sayıların çoğalması gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.